Başlayanlar başlama tarihini yazarmısınız
Oy ve satır başı yorum yaparsanız çok mutlu olurum
-
Ben İstanbul Kuzgun, babamın beni ani bir şekilde çağırmasıyla Türkiye ye geri döndüm havalimanındayken beni alması için iki araba göndermiş, her zaman ki Aziz kuzgun işte başıma bir şey gelmesinden korkuyor eve geldiğimde yani İstanbul'a geri döndüğümde sevinmiştim ama neden geldim, neden babam endişeliydi,ne olmuştu, annememi bir şey oldu yoksa işlerde bir patlak mı vardı? bu düşüncelerle eve varmıştık zaten bahçe kapısı açıldı büyük malikaneye giriş yaptım arbadan inip kapıya yöneldim ama dikkatimi bir şey çekti korumalar artmıştı tekrar sorguladım neden ? Bir şeyler oluyor ama ne oluyor derken kapı açıldı annem koşup bana sarıldı özlemişim annemin kokusunu hemen konuşmaya başladı
"Yolculuk nasıldı, Amerika da arkadaş edindin mi, karakola hiç gitmedin değilmi?"
annem özlemle ve şefkatle beni sevip sorularla boğmaya başlamıştı bile cevap vermeme fırsat bile vermeden bir daha sarıldı sanki asırlardır yoktum sadece 3 sene yoktum ama anne işte ben de çok özlemiştim onu, birbirimize sarılarak içeriye geçtik Sevim hanım yani kırk yılın emektarlısına annem sevdiğim bütün yemekleri yaptırmış Sevim hanıma da sarıldım onu da çok özlemiştim yemeklerini, sevim hanım benim ikinci annem gibidir. Ama farklı yüzlerde görmüştüm (Leyla)
Evimizin yeni hizmetlisiymiş pek gözüm tutmadı gözleri bi farklı bakıyordu hareketleri elimi sıkma şekli selamlaşma sı bir farklıydı ama hemen yargılamak istemiyordum. Gözüm Berkeyi ararken annem soru sormaya devam ediyordu cevaplamaya başlamalıydım yoksa rahat bırakmazdı beni koskoca Ayla Kuzgun soruları cevapsız kalmazdı hiç bir zaman ne isterse elde ederdi bende cevaplamaya başladım " iyim annecim sadece sizi özledim Amerika da arkadaşım var tabi ki karakolda hiç gitmedim"
Herşeye inanmıştı ama şu karakol meselesine asla inanmadı inanmazdı da zaten çünkü kızını tanıyor bela mıknatısı kızı ,her olayın içinde olan kızı, ve onun "çirkin ördek" olan kızı bana hep böyle seslendirdi küçükken arada telefonla konuşurken de öyle sesleniyor ama ben annem bana böyle seslenince mutlu oluyorum soruları hala devam ederken anneme "annee şiştim yoruldum artık odama gidip dinlenmek istiyorum ve de Berkeyi özledim nerde o "dedim bana biraz bozulmuş gibi cevap verdi
"Ne var yani çirkin ördeğimizi özlemekte suç olmuş tamam git dinlen odan hazır berke ise arkadaşlarıyla buluşacaktı birazdan gelir"
" tamam benim biricik aşkım kızma bana o zaman ben biraz yatayım berke de gelsin babam da yemekte konuşuruz olurmu?"dedim "Tabi ki olur benim çirkin ördeğim hadi sen git yat"
Kafa sallayıp yukarı çıktım odam hiç deyişmemişti yatağıma geçtim valizimi açtım salaş birşeyler çıkarıp giydim ve uykunun kollarına bıraktım kendimi.
3 saat sonra Berke beni uyandırmak için odama gelmişti sesini duyunca uyandım ama hala yataktaydım onu çok özlemiştim bana "oyy benim güzel yüzlü ablam, oyy benim cömert ablam, oyy benim dövüşçü ablam İstanbul'a mı gelmiş, beni mi özlemiş ?"sesini incelte incelte konuşunca bir kahkaha attım onu gıdıklamaya başladım zar zor konuşarak durmayalım istiyordu bende durdum sonra gözlerinin içine baktım hiç deyişmemişti yine güzel bakıyordu yine o güzel ela gözleriyle bana bakıyordu ama yakışıklı olmuştu.
Aşağı indik yemeğe oturduğumda o an içim huzurla doluyordu ama bir şey vardı anlıyabiliyordum babamın bakışlarından bir şey vardı .sofraya oturduk yemeklerimizi yedik herkes sofradan kalkarken babamın yemeğinde bir şey fark ettim ne oldu da yemekleri yedikten sonra şekerlimi diye sordu bende çaktırmadan babamın yemeğinden bir çatal aldım evet babam haklıydı yemek baya bir şekerliydi ama aynı yemeği bende yiyordum berke de annem de kimse de böyle bir şey yoktu anlamaya çalışırken babam beni çalışma odasına çağırdı merakla üst kata gittim. odada babam endişeli yüzüyle bana bakıyordu nedenini anlamadan karşısına oturdum ve soru sordum."Baba ne oldu da beni apar topar buraya çağırdın ve neden fazladan korumamız var ne oluyor, sen bir sorun olmazsa beni ani bir şekilde çağırmazsın
"Kızım biz bir oyunun içindeyiz ama kim yapıyor ya da neden yapıyor bilmiyorum tek bildiğim yavaş yavaş ölüyorum öldürüyorlar mal varlığımızı almaya çalışıyorlar bizi köşeye sıkıştırmak istiyorlar."
" Eminmisin" dedim kaşlarım çatılı bir şekilde neden kim bunu bize kim yapmak isterki?
"Kızım şuan şüphelendiğim çok az kişi var "
"Neden baba biz sadece silah ithalatı yapıyor aile şirketi ni yönetiyoruz bunu bir polis anlasa bile kanıt yok yani bunu bir polis yapamaz senin dediğin küçük bir oyun değil bunu yapan kişi içimizden birileri olabilir bizi tanıyan birileri kim ve ne için" şaşkın bir şekilde babama bakıyordum ki aklıma masada ki yemek geldi kaşlarım çatılı bir şekilde babama bir soru daha sordum.
"Baba ne zaman dan beri yemeklerin şekerli ve ne zaman dan beri bu haldesin" babam bana 'halimde ne var ki 'dercesine bakıyordu.
"Son 3 ay oldu son 3 ay da her şey yavaş yavaş değişmeye başladı amcan Ahmet bu son üç ayda sürekli paradan konuşuyor sürekli ölümden konuşuyor ondan şüpheleniyorum"
"Peki bunu bana neden daha erken söylemedin neden bu zamana kadar bekledin"
"Emin olmak istedim seni telaşlandırmak istemedim"
"Öncelikle karşımızda kim var kim bizi bu oyunun içine sürüklüyor onu bulmalıyız mal varlığımız gidiyor dedin değil mi parayı yavaş yavaş benim hesaba aktıralım ki bizi bitirmek istiyeni yanıltalım ama bu arada bir şeyler yapmamız gerekiyor her şey normalmiş gibi davranıcaz ve sende gerçekten ölmek istemiyorsan bu evdeki hizmetlilerin verdiği yemeği yemiceksin" dedim sert bir şekilde babam ise şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu sonra dudakları aralandı ve
"Sana güveneceğimi biliyordum sen halledersin sen benim kızımsın sen İSTANBUL KUZGUN sun" dedi gururlu bir şekilde bende bu işin altında kim var diye düşünüyordum ki annem kapıyı tıklayınca o yöne döndüm ve önce babama sonra bana bakarak
"Kızım bi gelirmisin seninle konuşmam gereken bir şey var "dedi çekingen bir şekilde kafamı tamam anlamıyla sallayıp babama döndüm
"Baba aklına bir şey ya da biri gelirse çağır tamam mı" dedim o da tamam anlamıyla başını salladı babamın odasından çıktım annemin kendi çalışma odasına girdim
"İstanbul kızım senden bir şey istiyorum artık bizimle kalmanı Kuzgun şirketinin başına geçmeni istiyorum seni İstanbul'da istiyorum burda kalmanı yanımda olmanı istiyorum "dedi yalvarır gibi aslında kalmalıydım da çünkü basımızda bir dert var ve bunu bir tek ben ve babam biliyor bu dert bitene kadar burda kalmalıydım ,en azından şirkete olup paraların ve silahların güvende olması gerek hem de ailemi gerçekten özlemiştim
"Tamam sen istersinde ben yapmaz mıyım Ayla sultan kalırım hem bende sizi çok özledim ama bi şartım var" dedim. şaşkınlıkla bana bakıyordu sanki kabul etmicektim o da kabul etmem için çok uğraşacaktı birden kabul etmem annemi şaşırtmış yüzünde büyük bir tebessüm belirdi
"Ne şartı ama ne olursa olsun burda kalıyorsun ya her şeyi yaparım ne söyle hemen yapayım" dedi heyecanla
" Başka bir eve çıkmak istiyorum" dedim önce yüzü biraz düştü sonra bana döndü ve
"Sen asla bu kadar çabuk bana cevap vermezsin ama senden başka birşey beklerdim ne bilim şirkete durmak istemiyorum derdin şimdi neden ayrı eve çıkmak istiyorsun yoksa yoksa senin bir erkek arkadaşın mı var "yok daha neler ben ve erkek arkadaş bu ıslak çatala pasta yemek gibi tadını alamazsın bu limonu suyla yıkadıktan sonra yemek gibi bir şey anneme öyle bir bakış attım ki korkudan kekeleyerek "bbbir şey s-s-söylemedim yaa" dedi. Bende ayağı kalktım kapıya doğru giderken "anne aklından böyle düşünceleri at senin çirkin ördeğin başına bela olacak kimseye yar olmaz senin başının etini yiyecek"dedim
"Mutlu olsunda başımın tatlı belası olsun benim çirkin ördeğim ama kısmetini de kapatmasın zaten güzel bir kızım var birine yüz verse herkes peşinde pervane olur benim çirkin ördeğim"dediYatağıma geçtim ğözümü kapattığım gibi uyumuşum sabah ilk işim şirkete gitmek olacaktı
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI ve GERÇEK
Mystery / Thrillerİstanbul Kuzgun adındaki baş kahramanımız babasının girdiği tuzağa babasını kurtarmak için giriyor. Peki onu ne bekliyor? Bu savaşı kazanacak mı yoksa kayıp mı edecek? Gerçekler canını ne kadar yakacak? İhanet edecek mi yoksa ihanete kurban mı gid...