57.BÖLÜM: ÜNİVERSİTE

1.5K 71 8
                                    

Oy↙️↙️↙️ ve yorum atmayı unutmayın. Sizleri seviyorum❤️ İyi okumalar❤️❤️❤️...

Hastaneden çıkalı bir kaç gün olmuştu. İyi olduğumuzdan emin olduklarından bizi polise ifade vermek için karakola getirmişlerdi. İlk önce Burak odaya girdi ve bildiği her şeyi anlattı. Ardından içeriye ben girdim ve çetinin benimle konuşmasına kadar her şeyi anlattım.
Polis "düşmanınız olan şüphelendiğiniz biri var mı?" Diye sorduğunda aklıma tek isim geliyordu.
"Çetin" dedim. Polis ne gibi bir husumetimiz olduğunu sordu. Ona çetinin okula geldiği günden itibaren olan şeyleri anlattım. Anlattıkça burakla neleri atlattığımızı daha net anlayabiliyordum. Normal bir çift olsak ilk olayda birbirimizden kopardık ama olmadı. Biz birbirimize olan sevgimizle her şeyin üstesinden geldik.
İfademi bitirdikten sonra dışarıya çıktım ve burağın yanına gittim. Burada işimiz bitmişti. Biz tam karakoldan çıkarken içeriye çetinle bir kaç polis girdi. Onun yaptığından nedense çok emindim. Çünkü bu kötülüğü yapacak kadar bizden nefret eden ve gözünü karartan başka kimse yoktu. Onca şey yapmasına rağmen çok rahattı. Onu gören suçsuz olduğuna inanabilirdi ama biz inanmazdık. Yanımızdan geçerken bana göz kırptı ve ilerledi. Burağın sinirden gerilen çene kaşlarını çok net görebiliyordum. Sakin ol dercesine elimle omzunu okşadım. Yavaşça dışarıya çıktık ve eve doğru yol aldık. Onca kötü şeye rağmen liseyi bitirmiştik. Artık üniversiteye gitme zamanıydı.

2 gün sonra
Bugun okulun ilk günüydü. Hızlıca yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Üzerime göbeği açık kolsuz beyaz bir crop giyidim. Altıma kahverengi mom kotlardan giyidim ve üzerime pantalonumla aynı renkte deri uzun bir ceket aldım. Boynuma zincir kulağımada küçük küpelerimide takıp makyaj masasına oturdum. Hafif bir makyaj yapıp saçlarımı dalgalı yapıp odadan çıktım. Aşağıya indiğimde annem uzun uzun beni süzdü
"Kızım sen çok güzel olmuşsun." Dedi ve bana sarıldı.
"Şimdi sen üniversiteli mi oldun?" Diyede cümlesinin devamını getirdi. Ona gülümsedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
"Yeni mi farkettin Melike sultan." Dedim ve ayakkabılarımı giyimeye başladım.
"Bir şeyler yeseydin kızım. Aç aç okula mi gidilir?"
"Burakda yememistir anne onunla okulda atistiririz." Dedim ve evden çıktım. Burakta bende 'Özcan Üniversitesi' ne gidiyorduk. O şirket işlerini de bir yandan götürebilmek için bu üniversiteyi seçmişti bende annemi ve arkadaşlarımı burada bırakıp başka şehire gitmek istemediğim için burayı tercih etmiştim. Kapıya çıkınca Burak her zamanki gibi arabasına yaslanmış bekliyordu. Hemen onun yanına gittim ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Burak sırıttı ve
"Birileri beni özlemiş sanırım." Dedi ve belimden tutarak kendine çekti. Dudaklarıma doğru eğilirken kafamı çevirdim ve yanağımdan öpmesini sağladım. Gülerek
"Birileri benden daha çok özlemiş sanırım." Dedim ve geri çekilip arabaya bindim. Burakda benim arkamdan kendi koltuğuna geçti ve yavaşça arabayı sürmeye başladı. O kazadan sonra Burak artık yavaş araba sürüyordu. Ben arabada olduğumdaysa daha da yavaş kullaniyordu. İki günde bir arabasını bakıma yolluyor hiç bir şeyi gözden kaçırmak istemiyordu. Çünkü ikimizde aynı şeyleri bir daha yaşamak istemiyorduk.

Burak müdürün odasına çıkarken bende kendi sinifimi bulmaya çalışıyordum. Nedense herkesin bana baktığını hissediyordum. Sanki ilk defa kız görüyorlardı. Bir kaç kızın yanından geçerken konuştukları şeyleri duymaya çalıştım.
Esmer kız "Burak Özcan'ın sevgilisiymis öyle duydum."
Sarışın kız "okula birlikte gelmişler sanırım. Ne kadar şanslı ya. Kıskandım şuan."
Kumral kız "aslında güzel kızmış." Dedi. Onların bu konuşmalarına güldüm ve yavaşça yürümeye devam ettim. Burak sayesinde lisede ünlü olduğum yetmedi üniversitede de aynısını çekmek zorundaydım. O sırada omzumda bir ağırlık hissettim. Biri omzuma kolunu atmıştı. Yavaşça sağıma döndüğümde yanımdaki kişiyi tanımıyordum. Sertçe kolunu ittim ve
"Ne vardı?" Diye sordum. Etraftaki insanlar zaman geçtikçe çoğalıyordu. Göz önünde olmayı sevmememe rağmen sürekli göz önünde olmak beni rahatsız ediyordu. Etraftaki fisildasmalari duyabiliyordum. Karşımdaki çocuk burağın boylarında sarışın yeşil gözlü bir çocuktu. Hafif yapiliydi ama burağın yanında sıska bile diyebilirdim.
Çocuk " Mehmet ben." Dedi ve elini uzattı. Elini sıkmadan
"Eylül." Dedim. Çocuk gülerek elini indirdi ve ensenini kaşidi.
" Biraz zoruz sanırım." Dedi. Onunla gerçekten ugrasamayacaktim. Zaten Burak şuan bir erkekle konuştuğumu görse kıskançlık krizlerine girebilirdi. Yavaşça yoluma devam etmeye kalkmıştım ki çocuk sol kolumdan tuttu.
"Merak etme yemem seni. Sadece tanışmaya çalışıyorum." Dedi.
"Ben tanışmak istemiyorum. Etrafta onca kız var onlarla tanış." Dedim ve yürümeye çalıştım ama yine kolumdan tuttu.
"Onlar senin kadar güzel değiller ama." Dedi. Bu kadar yeterdi. Kolunu sertçe tuttum ve döndürerek arkasına geçtim. O acıyla kıvranmaya başlarken dizinin arkasına tekme attım ve önümde diz çöktürdüm. Etraftan 'ooo' sesleri gelmeye başlamıştı. Çocuğun yavaşça kulağına eğildim ve
"Erkek arkadaşım var." Dedim
Çocuk "olabilir. Bakarsın ben daha tatlı gelirim sana." Dedi. Birde pişkin pişkin konuşuyordu. O sırada kalabalığın arasından Burak çıktı ve çocuğun yakasından tutup ayağa kaldırdı.
Burak "benim olanın yanına yaklasmayacaksin." Dedi ve çocuğu sertçe ittirdi. Daha sonra benim elimden tutuk etrafa baktı.
"Bu kıza yan gözle bile bakmayacaksınız. Bakarsanız ne yapacağımı görürsünüz." Dedi ve yerden çantamı alıp benide sürükleyerek dışarıya çıkarttı. Okulda sessiz bir yere geldiğimizde elimi sertçe çektim ve
"Benim olana derken? Ben senin malın değilim." Dedim. Burak sinirle bana döndü
"Eylül şuan bunu tartismayalim." Dedi. Sinirliydi o yüzden bir şey demedim ama o da onun malı olmadığımı biliyordu. Sadece sinirliyken söylemişti. Burak kadınlara sadece mallariymis gibi bakan kişilerden değildi. Yavaşca parmak ucuna çıktım ve burağın dudağına minik bir öpücük kondurup güldüm. Bu sakinlesmesine yardımcı olabilirdi. Bana döndü ve biraz yüzüme baktı. Sakinlesmesine gerçekten yardımcı olmuştu. Zil çaldığında elini tuttum ve içeriye doğru sürükledim. Beni sınıfına bıraktı ve o da kendi sınıfına gitti. O işletme okurken ben reklamcılık  okuyordum. Dedemin bir reklamcılık şirketi vardı ve burağın babasından ona kaldığı gibi dedemdende bana bu şirket kalacaktı. O yüzden çok çalışmalı ve dedeme marifetlerimi göstermeliydim.

Eve geldiğimde bizimkilerle görüntülü arama yapmaya karar verdim. Selin Sakarya üniversitesine elifse Marmara üniversitesine gitmişti. Mert ve serhatta onlarla birlikte aynı üniversiteleri tutturmaya basarmislardi. Aslında Mert'in babası sayesinde desek daha doğru olurdu. Berkeyse meltemle ayrılmış babasının şirketinde stajyer olarak işe girmişti. Her şeyi öğrenip şirketin başına o şekilde gecicekti. Grup araması yaptığımda Burak açmadı. Açmasını zaten beklemiyordum şirkette işler bu aralar çok yoğundu. Diğer herkes açtığında neşeli bir şekilde konuşmaya başladım
"Sizi çok özledim." Dedim.
Elif "bizde seni güzel gözlüm." Dedi.
Selin "ilk defa ayrı kalıyoruz cidden çok özledim şimdiden." Dedi.
Mert "biz size yetmiyor muyuz kızlar?" Diye sordu
Serhat "aynen." Dedi.
"Benim yerimi siz mi dolduracaksınız?" Dedim ve güldüm
Berke "olum Eylül'ün yerini kimse dolduramaz. Kim öküz gibi yemek yiyen sürekli erkek gibi takılan herkesi döven ters aksi ve iğrenç espriler yapıp bunlara saatlerce kahkaha atan biri olabilir ki?" Herkes birden kahkaha atarken bozulmuş gibi yaptım ve
"Ben böyle biri miyim Berke!?" Diye sordum. Herkes hep bir ağızdan 'evet' diyince alınmış gibi yaptım. Bir kaç dakika sonra bende dayanamadım ve kahkaha atmaya başladım. Onları şimdiden çok özlemiştim. Onlar benim hayatımda iyiki dediğim insanlardı. Onlar benim her şeyimdi.

Oy↙️↙️↙️ ve yorum atmayı unutmayın. Sizleri seviyorum❤️💙. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Çete GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin