Midemin bunaltısının sabah geçtiğini hissettiğimde mutlu olmuştum. Dün geceye nazaran kafam şiddetli ağrımıyordu. Bugün mantıklı bir gün yaşamak için elimden geleni yapmalıydım ki günüm berbat bir hal almamalıydı. Hızlı bir şekilde yataktan doğruldum lavobaya doğru ilerlerken evde birisinin olduğunu hissettim. Çatı katından gelen ses yukarıda bir hareketlilik olduğunu kanıtlıyordu.Mira'nın olabileceğini düşünerek "Mira sen misin?" diye seslendim. Cevap gelmemişti. Lavobaya girmemle çıkmam bir oldu. Gri tüylü bir kedi beni yemek istercesine ağzını açıp yerde yuvarlanıyordu. Yemek öncesi ısınma hareketi miydi bu? Kedinin bizim evde ne işi vardı? Hızlıca kapıyı örtüp kimin olduğunu görmek için çatı katına çıktım. Mira'nın odasından kedi sesi geliyordu. "Lütfen bu bir şaka olsun." Tereddüt ederek kapıyı açtığımda içeride bir tane daha gri kedi görmüştüm. Yerde duran kitapları ve saksıyı görünce ikinci bir şok geçirmiştim. Bu manzara karşısın da da korkuya kapılıp kapıyı örttüm.
Hala anlam veremediğim bu kedilerin buraya nasıl geldiğiydi. Mira'yı aramam gerekiyordu sırf beni deli edip korkutmak için bile bu kedileri sabahın köründe ben uyurken getirmiş olabilirdi. Alt kata odama inip telefonumu aldım. O kadar şanslıyım ki şarjım bitmişti. Çekmecedeki şarj aletimi alıp telefonumu şarja taktım. Daha ne olsun elektrikler gitmişti. Evrenin bana oynadığı zor seviye oyunu da başarıyla geçeceğime inanıyordum.
Telefonumu şarja takılı bir şekilde bırakmıştım ki elektrikler geldiğinde ve ben evde olmadığım sırada şarj olsun. Yüzüm gözüm dağıldığı için lavobaya gitmem gerekiyordu ama o pis korkunç kediyi görürsem kalp krizinden ölme olasılığım yüksekti. Mira'nın odasındaki lavobayı kullanmak zorundaydım. Tekrardan üst kata çıktım. Ne güzel çık in sabah sporumu da yapıyordum. Artık yaşadığım her şeyi olumlamaya çalışmam da mükemmel bir durumdu. Sinir eşliğinde yüzümde buluştutduğum tebessümümle Mira'nın odasına çıktım. Ortalıka kedi görülmüyordu umuyorum ki camdan atlamış olsun. Etrafı dağıttığı yetmezmiş gibi odayı işgal etmesi hiç etik değildi. Lavobaya girip işimi hallettikten sonra çıktım. Tam çıkarken mivaylayan kediyi gözümle yokladım. Yatağın altında bulduğu bir şeyle oynuyordu. Korkarak yaklaştığımda Mira'nın Led ışığını oyuncak olarak kullandığını gördüm. Kontrol etmek amacıyla tavana baktım. İki seçenek vardı ; uzaylı olan bu kedi tavana zıplayıp Led ışığı almıştı ya da Mira'nın bantla yapıştırdığı Led ışık yatağa düştüğünde yataktan alıp oynayamaya koyulmuştu.
Mira bunu görünce çok üzülecekti fakat yapacak bir şey yoktu. Odadan çıkıp kapıyı kapattım.
Elektriğin gelip gelmediğini kontrol ettiğimde ne yazık ki hala gelmediğini gördüm. Fazla zaman kaybetmemek adına evden çıkıp hastaneye gitmem en doğru karardı.
Dünden üzerimde kalan kıyafetleri hiç değiştirmeden evden çıktım. Telefonumu kullanamadığım için taksi de çağıramıyordum. Thunder'ı gidip beni hastaneye bırakması için rica edecektim. Dün yaptığım terbiyesizliği unutup alttan alır mıydı çok merak ediyordum. Öncesinde hiç kötü alışkanlığı olmamıştı ilk defa dün gece içki içmiştim. Gösterdiği etki gerçekten berbattı bundan sonra ağzıma kesinlikle sürmezdim. Hem psikolojik hem fiziksel anlamda etkilemekle kalmayıp çevremdeki insanlara da zarar vermiştim.
Beynimde dönüp dolaşan düşünceler eşliğinde Thunder'ın evine geldiğimde bahçede dolanarak telefonla konuştuğunu gördüm. Yanına gitmek için telefonla konuşmasını bitirmesini bekledim. Beni görünce eliyle gel işareti yaptı. Tebessüm ederek içeriye girdim. Thunder'ı birkez daha çok sevdiğimi işte o an hissettim. Dün gece sergilediğim tavır yüzünden yüzüme bakmaz diyordum ama beni alttan alıp güler yüzle karşılamıştı.