10.

2.2K 159 117
                                    

Geçmiş garip bir şeydi,bir türlü kötü ya da iyi şeyleri aklımızdan atamadığımız bu zaman diliminde,beni genelde kötü şeyler karşılardı.Geçmişimle ilgili olan tek iyi şey Asu'ydu.Geçirdiğimiz çok güzel günler vardı,mutlu olduğumuz anlar belki de yüzlerceydi.Bu anlara öpüşmek de dahildi.Şimdi de az önceki öpücük de bir geçmiş olmuştu ama bu sefer kötü hatırlanan bir anı olarak kalacak ve böyle geçmişe karışıp gidecekti.

Mide bulantım hafiflerken,ellerimle yüzümü kapatıp birkaç saniye durdum.Ayça'nın odasında Selen'le beraber uyuyan Hazal'a gözlerim ilişti.Bugün babasının bir kadına tokat attığını görmüştü ve güçsüz bedeninin korkudan titremesi daha yeni duruluyordu.Babalar,kızları için birer kahramanlardı.Hayatın zorlu dönemlerinde babalarından destek alarak ayağa kalkardı bir çoğu.Temel şey sevgiydi.Baba sevgisi.Kız ya da erkek,bütün çocuklar babalarından güç alırdı.Ama kızlarla babalarının aralarında daha farklı bir sevgi bağı vardı,ben buna inanırdım.

Bazı kızlar ise şanssızdı.

Tutunacak bir babaları olmayan,ya da var olup olmayan çocuklar çoktu.Hoş büyüyüp aile kuranlar bile babalarından sevgi beklerdi.Bazıları bu sevgiyi hiç tadamazdı.Babalarının güven verici kollarına hiç bırakmamışlardı kendilerini,ya da babaları itmişti onları.Kalplerinde büyük bir boşlukla beraber yaşamını sürdüren bu insanlar,yaşamlarına böyle son vereceklerdi.

Bunlardan biri ben bir diğeri de Hazal'dı.

"Daldın gittin?"

Ayça'nın sesi ile fark etmeden çeneme dayadığım elimi çekip dizlerime koydum.Birkaç saniye başka bir dünyaya geçmiş gibi hissetmiştim,gözlerimi kırpıştırdım.

"Öyle.. Bir şey düşünüyordum."

"Ne düşünüyordun? Anlatmak ister misin?"

"Hayır,istemem.Sağ ol yine de."

Anlayışla gülümsedi,hafifçe kıpırdanan Selen'e ikimiz de aynı anda baktık.Gülümseyen yüzü düşmüştü,kardeşine çok üzülüyordu ve günden güne o da çöküyordu.

"Ayça."

"Efendim."Dedi,iç çekerek.

"Selen'in ameliyatı için neden bekliyorsun? Eğer sorun maddiyse elimden geleni yaparım."Dedim,yüklü miktarda param vardı ve bu annemden bana kalmıştı.Babamın gönderdiği para sadece hayır kurumlarına gidiyordu,haberi yoktu. "İşine karışmak gibi olsun istemiyorum ama geçenlerde geçirdiği kriz nedeniyle konuşuyorum böyle,bilmiyorum.. Belki de bir bildiğin vardır?"

"Sorun para değil,bu kadarını bilsen yeter."

Sert çıkan sesi ile kaşlarımı çattım,yanlış bir şey söylediğimi sanmıyordum.

"Hazal uyandığında mesaj atarsan gelir alırım onu."Dedim,ayağı kalkıp dışarı çıktım.

Ne yapacağımı düşündüm,Asu'nun yanına gitse miydim?

Gitmeliydim.

Ne olursa olsun,babamdan tokat yemişti ve onu tek başına bırakmam doğru değildi.Hazal için buradaydı ve mesafemizi koruması gerektiğini ona anlatmam gerekiyordu.

Gideceği yeri belirleyen adımlarım hızlandı,koridoru ikiye ayıran uzun ve ince duvarın sağ tarafına geçip odamızın önünde durdum.Muhtemelen burada diye düşünüyordum.

Yavaşça kapıyı açıp içeriye göz gezdirdim,görünürde yoktu.

"Asu." Dedim,burada mısın der gibi.Bir ses alamadığım da kapıyı kapatıp telefonumu cebimden çıkardım.Asu'nun numarasını tuşladım.Telefonu kapalıydı.

Nisan Yağmuru (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin