Jongin odaya girmiş olsa da onunla hiç muhatap olmamış, yalnızca Sehun ile konuşmuştun. Şimdi ise odada sadece ikiniz vardınız.
-Maviş, ben, yani benim sana bir şey söylemem lazım. Biliyorum evlenmemiz hiç hoşuna gitmedi ama ben, seni başka bir şeye zorlamayacağım, yani demem o ki hala özgürsün, umarım hapis gibi hissetmezsin bu yüzden.
-Sehun mu söyledi Taemin mi?
-Efendim, ha Sehun söyledi.
-Yakın arkadaşsınız sanırım gerçekten.
-Evet öyleyiz de, ben özür dilerim, böyle hissettiğini bilmiyordum, yani tabi ki memnun olmadığını biliyordum ama, hapiste gibi hissetmen... Ne yapabilirim böyle hissetmemen için?
-Boşanabilirsin?
-Bak bunu şimdi yapamam, ama proje işin biter bitmez, hala istiyor olursan hiçbir zorluk çıkarmayacağım, senin istediğin koşullarda boşanırız. Sadece o zamana kadar evli görünmemiz gerekiyor.
-Neden öyle gerekiyor peki? Ya da sana ne hani yani?
-Yaşamanı istiyorum çünkü.
-Seninle evli olmam ile yaşamım arasında ne tür bir ilişki var?
Jongin Sehunu dinleyip söylemeye karar vermişti, hala korkuyor olsa da senin kendini hapiste hissettiğini duymak onu mahvetmişti. Kapı açıldı birden ve içeri kardeşi geldi.
-Abi, hadi bizi tanıştır. Ya da dur yengemle ben kendim tanışırım. Ben Eun Sang. Jongin’in küçük kardeşiyim.
-Maviş ben de. Yenge demene gerek yok ismimle seslenebilirsin.
-Olur mu öyle şey canım hiç. Ee abi bu kız peri kızı değil?
-Saçmalama istersen fıstık.
-Peri kızı ne alaka?
-Kıskandın mı yenge abimi?
-Ne alakası var? Peri kızı diye bir şey yok ya ondan merak ettim sadece.
-Hemen anlatayım dur.
-Hayır fıstık, başlama gene.
-Şşşş, yengemin de bilmeye hakkı var.
Jongin ve kardeşi kendi arasında ufak bir kavgaya giriştiğinde şaşkınlıkla onlara bakakalmıştın. Ne yaşıyordu abi kardeş bunlar.
Canın sıkıldığı için hareketlenmiştin, zaten serumun da bitmişti bu saçma muhabbeti duymana gerek yoktu, ilgini de kaybetmiştin.
Yatakta oturur hale gelip bacaklarını indirmiştin yataktan, sonunda tekrar senin varlığını hatırlayan kardeşler de sana yönelmişti.
-Yenge ne oldu?
-Ne olacak, evime gidicem, sıkıldım artık.
-Dur ayakkabılarını giydireyim hayatım.
-Ben hallederdim.
-Olsun, dur hallediyorum ben.
-İşte dünya böyledir, bir sürü kız kapının önünde yatar, sonra sen bir kızın ayakkabısını giydirirsin. Yenge, sen abimi evlenmeye nasıl ikna ettin?
-Ne?
-Evlenmeye işte, ne yaptın?
-Hiçbir şey yapmadım.
-Dalga mı geçiyorsun?
-Fıstık yapma dedim.
-Bana ne ya, anlatmazsam çatlarım. Amcam abimi bir sürü kızla tanıştırdı evlenmesi için, birini bile kabul etmedi. En güzelini, en zekisini bile. Sadece ikimizde birbirimizi gerçekten seversek evlenirim, mantık evliliği yapmıcam diyordu. Eh bir sürü insan da Kim ailesinin veliahtı peri kızını bulmayı bekliyor evlenmek için diye konuşmaya başladı. Evlenmeden birbirimizi tanımalı, gerçekten seviyorsak da evlenmeliyiz derdi. Yani evlilikten kaçınan birisi olduğunu düşünüyorduk. Ondan soruyorum, ne yaptın diye, cidden söylesene merak ettim.
-Dediğim gibi hiçbir şey yapmadım, uyudum sadece.
-Ne? Cidden mi abi?
-Tamam artık uzatma fıstık, sevdim evlendik işte, kurcalama, yaralı olduğunu görmüyor musun hem?
-Tamam tamam. Kusura bakma yengecim, heyecanlandım seni görünce. Peri kızı değil dedim ama alınma. Güzel kızsın şimdi yani.
-Maviş, kesin başını şişirdi di mi Eun Sang-ie.
-Yani baya heyecanlı olduğunu söylemek yanlış olmaz Sehun.
-Öyledir. Hep konuşur.
-Yah Sehun-ah.
-Abiye ne oldu acaba fıstık? Büyüğünle düzgün konuşsana.
-Sehun-ah şey beni eve bırakabilir misin acaba?
-Neden o bırakıyor, abimle gitsenize.
-Ben de onu söylemek için geldim aslında, Lara da hastaneden çıkıyormuş da. Benim de profesör Park ile görüşmem gerekiyordu da , onları ben bırakayım, seni de Jongin bıraksa olur mu dicektim. Hem daha bizimkilerin ilk günü Baekhyun çok gerilir ben de gelip Sena’yı beklersem, hem Sena’ya da ayıp olur, kontrol ediyormuş gibi.
-Ah haklısın, tamam o zaman öyle yapalım, sen sonradan gelirsin.
-Bir dakika ben anlamadım, Baekhyun kim, Sena sevgili mi yaptı?
-Ay meraklı melahat seni, seni de ben bırakayım, yolda anlatırım. Şimdi ilk günden doz aşımı olmasın Maviş’e. Olur di mi Jongin?
-Olur iyi olur hatta Sehun.
-O zaman gidelim mi artık Jongin. Bir an önce evime gitmek istiyorum.
-Tamam hayatım, gidelim. Görüşürüz fıstık, görüşürüz kardeşim.
Sen ve Jongin odadan çıktıktan sonra Eun Sang hemen sormuştu aklındaki soruyu Sehun’a.
-Maviş, soğuk birisi herhalde. Bir kere bile tatlı bir şey söylemedi abime, cidden çok ilginç. Sence de öyle değil mi?
-Hüüf yani, cidden niye bu kadar meraklısın, hadi profesör ve Lara bekliyor gidelim.
-Dur beni de bekle.
Sehun arabasını profesörün evine sürerken, jongin de seni bırakmak için evinize doğru sürüyordu. Ağrı kesicilerin etkisi ve Jongin’e doğru bakmak istemediğinden dolayı sürekli yola bakmandan dolayı kısa sürede uykuya dalmıştın.
Jongin hem arabayı sürüyor hem de arada sana bakıyordu. Evlilik hakkında düşündüğü her şeyi senin hayatın söz konusu olduğu için boş vermişti, ama pişman değildi. Çünkü hayatta olman ve sen buna değerdiniz.
Merhabalar efenim. Bence garip bir bölüm oldu ama neyse yazdım artık 🙃 Daha sınav dönemim bitmedi ama yazmayalı çok oldu diye yazayım dedim 😄 Dua eden olursa sevinirim 🤭 Şu dönemi hayırlısı ile bir kapatalım da kafa rahatlığı ile yazayım bölümleri, amin 😉
Bu arada merak ediyorum buraya yazarsanız da sevinirim, bu kitabı neden seviyorsunuz? Yani daha doğrusu neyini seviyorsunuz? (Konusu, yazım tarzı ne bileyim işte varsa belli bir sebep o:))
Ve tabi bir de Baby don't fight the feeling 💙💙
Kalın sağlıcakla 🤵🏻👰🏻