Yağmur yere akan kanları temizliyordu yavaşça. İnsanların inlemeleri, yumruk ve çarpma sesleri artık garip gelmiyordu.
Liseli, Richie'yi dürttü.
"Bu o." dedi. Uzun boylu kaslı adam Kage'in kardeşim dediği insana bakarken.
"Ona yetecek gücün var mı?" dedi Liseli.
Artık meydanda ayakta duran az insan vardı. Yerler bayılmış ya da ölmüş insanlarla doluydu.Liseli ve Richie de 2 kişiyle dövüşmüşlerdi ve bir sürü darbe almışlardı. Richie ağzından akan kanı sildi.
"Onun için her zaman enerjim vardı." dedi ve adamın üstüne doğru atıldı.
Adam, Richie'nin yumruğuyla geri savrulmuştu. Ardından toparlanamadan Liseli'den bir yumruk yedi.Adam hızlıca toparlanırken Liseli ve Richie onun karşısına dikildi.
"Demek geliştiniz." dedi adam gülümseyerek.
"Sonunda biraz eğlenebileceğiz." dedi ve ikisinin üstüne atıldı.Kocaman cüssesini oldukça iyi kullanıyordu. Hızlı ve çevik hareketlerle ikisinden birine vurmaya çalışıyordu.
Ancak herhangi birine dokunamadan iki yumruk daha yedi.
Liseli ve Richie'nin gözlerinde inanılmaz bir dikkat ve konsantrasyon vardı.
Adam bunu görünce suratında hafif bir korku belirmeye başlamıştı. Onları yenemeyeceğini anlamıştı.
Liseli hiç durmadan atıldı adamın üstüne. Bir tekmeyle ayağını yerden kesti ve Richie bitirici darbeyi vurdu.
Adam hiçbir şey yapamadan sürekli yumruk ve tekme yiyordu. Richie bile adamdan hızlıyken Liseli'nin hareketlerini görmek imkânsızlaşmıştı.
Birkaç yumruk ve tekmenin ardından adam geri çekilmeyi başardı.Dizlerinin üstüne çöktü.Richie elini iyice sıkmıştı. Yavaş adımlarla adamın yanına yürümeye başladı.
Yeterince yaklaştığında elini iyice gerdi. Yumruğunu dizleri üstünde olan adamın tam suratına yöneltmişti.Liseli o sırada adamın elindeki garip parlamayı fark etti. Tek bir noktada odaklanmış parlama! Bu Richie için tehlike demekti. Adam son gücünü buna harcıyordu. Liseli bunu fark ettiğinde çok geçti. O saldırıyı Richie'nin fark etmesi imkânsızdı. Liseli'nin bir şey yapabilmesi için de yeterli vakit yoktu.Bu bir intihar saldırısıydı. Vücudundaki son damla enerjiye kadar kullanıp birkaç saniyeliğine seviye 4 denen güce kavuşurlardı. Hiç kimsenin yetişemeyeceği bir hız ve güç.
Richie'nin yumruğu yaklaşırken adam bir anda ayağa kalktı ve yumruğunu direkt olarak Richie'nin karnına attı.
Göz bebekleri yok olmuştu ve yumruğu vurduğu andan sonra yere yığılmıştı.Richie ise hızla geri savrulup devasa heykelin altındaki duvara yapıştı.Liseli, hızla Richie'nin yanına gitti.Hiçbir şey duymuyordu veya bir şey hissetmiyordu. Richie'nin elindeki alev yavaşça sönüyordu.
"Dostum!" dedi Liseli. Yere çökmüş, Richie'nin kafasını dizlerinin arasına koymuştu.
Yağmur damlaları yavaşlamaya başlamıştı. Richie'nin ağzından akan kanın üstüne düşüyorlar, üstündeki ceketin kırmızı rengini siliyorlardı.
"RİCHİE!" diye haykırdı.
Yağmur damlaları gittikçe yavaşlıyordu.
Liseli'nin mavi parıldaması ise yavaşça vücuduna yayılıyordu.Meydanda ayakta kalmayı başarmış olan 17 kişi onlara bakıyordu.Liseli'nin gözünün beyazları hafifçe maviye dönmeye başladı.Hiçbir şey hissedemiyordu veya ne yapacağını bilmiyordu. Dizlerindeki Richie'nin gözlerindeki boş ifadeye bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liseli
FantasySıradan bir gün , sıradan bir hayat , pek sıradan olmayan bir rüyanın ardından . Bir yaprağın süzülmesiyle başlayan hikaye Aynı Yaprağın yok olmasıyla bitecek Klasik bir liseli , Hiç tanımadığı bir çocuk , ve hiç tanımadığı pembe pijamalı bir kız .