Yıl 1913, İngiltere en güçlü dönemini yaşıyor. Sahip olduğu sömürgeler ile gücüne güç kudretine kudret katıyordu. Ayrıca sürekli petrol arayışında olan İngiltere gözünü Ortadoğu'daki Osmanlı topraklarına dikmişti. Sömürgeler ile büyük bir ordusu da vardı.
Almanya ise Otto Von Bismarck önderliğinde etkili ekonomik hamleler ile güçlü bir Almanya oluşmuştu. Almanya sömürge konusunda geç kalmıştı. Yine de ticari anlaşmalar ile üreten bir toplum olmuştu. Bu büyüme yavaş yavaş İngiltere ile bir güç savaşına dönmeye başlamıştı.
Fransa ne fazla ne az güçlüydü. Sanayisi ve ekonomisi iyi idi fakat ordusu geçmişe takılı kalmıştı. Ordu Fransız kıyafetleri giyiyordu. Kısaca giydikleri mavi gömlek, kırmızı pantolon ve ayakkabı olarak siyah çizme giyiyorlardı. Böylece açık alanlarda çok dikkat çekiyorlardı. Silah olarak eski tüfekleri kullanıyorlardı. Yeni silahları alma veya üretme zahmetine kalkışmamışlardı.
Avusturya-Macaristan eski gücünü kaybetmişti. Ekonomileri kötüydü sadece Almanya yardımları ile ayakta kalabiliyorlardı. Yine de halk umudunu kaybetmiyordu, hala ihtişamlı ve kudretli bir imparatorluk olduğunu düşünüyorlardı.
Rus imparatorluğu eski günlerini anımsıyordu. Birkaç yeniliğe ihtiyaçları vardı. Ekonomileri çöp olma yolunda emin adımlar ile yürümüyor adeta koşuyordu. Halkın çoğu açtı. Ordusu ise çok güçlü değildi.
Sanki birini unuttum. Mmm he, OSMANLI İMPARATORLUĞU ,KUDRETLİ GÜÇLÜ MÜKEMMEL EKONOMİSİ olan OSMANLI. Maalesef bu dediklerim XVI. Yüzyıl da kalmıştı. Şu an ekonomi diğer devletlere bağlıydı. Aldıkları borçları da öyle önemli yerlere harcanmıyordu. Çoğu ile saraylar yapılıyordu. Ordu 2.Balkan Savaşında bitkin düşmüştü. Şu an Osmanlı ordusunun çok kötü bir halde olduğunu düşünüyorsun değil mi, ama hayır! Enver Paşa ile ordu yeniden düzenlenmiş, en modern silahlar Almanlardan alınmıştı (ilk defa borçlar düzgün bir yere harcandı). Osmanlı'da ilk defa düzgün vergi toplanmaya başlanmış yeni fabrikalar tersaneler kurulmuştu.
2.Bölüm
Osmanlı Balkan Savaşları ile çok güçsüz duruma düşmüştü. İttihatçılar yakın da çıkacak büyük savaşa girmek istiyordu. Diğer paşalar ise bu savaşa daha hazır olmadığımızı söylüyordu. Özellikle Enver Paşa Almanlar ile sıkı anlaşmalar kuruyordu. Almanya'ya gittiği ve çok beğendiği için ona batı hayranı deniyordu. Ama Enver Paşa vatan aşığı bir paşa idi. Asla başka bir ülke için savaşmazdı. En büyük hedefi zaten Turanı kurmaktır. İlk önce Osmanlı itilaf devletlerinden olmak istedi. Ama Osmanlı itilafların arasına girerse İngiltere Ortadoğu amacından vazgeçmek zorunda kalırdı. Ruslarda sıcak denizlere inme hedefinden vazgeçmek zorunda kalırdı. Bu nedenlerden Osmanlı'ya kesin ret cevabı geldi. Bu ret cevabı Osmanlı'yı ister istemez Almanya ve Avusturya-Macaristan ittifakına itti. Almanya bu teklif karşın da ilk önce ret cevabını düşündü ama daha sonra bu teklif mantıklı gelmeye başladı. Nitekim Almanya halifeliği kullanarak asker elde edebilirdi. Ayrıca Osmanlı Ruslara komşu bir devlet idi, Osmanlı'ya biraz destek verirse Rusları Kafkasya'dan çıkarabilirdi. Bu yüzden ittifak devletleri bu müttefik teklifini kabul etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Kale ÇANAKKALE
Historical FictionÇanakkale'nin nasıl geçilmediğini merak ediyorsanız tam size göre bir hikaye.