35.BÖLÜM 🌙

211 26 96
                                    


Eleven'dan

Hastane önüne geldiğimizde gözlerimden istemsizce akıyordu yaşlar. Arabanın kapısı açılınca Maya'nın kafasını dizlerimden alıp oturduğum yerden kalktım. Bir kaç kişi gelip Maya'nın bedenini sedyeye yerleştirdiler. Hızlı bir şekilde giden sedyenin yanında yürüyordum. Bir kapıdan girince durmak zorunda kaldım. Onu daha yeni bulmuşken kaybedemezdim. Kollarımı tutan ellere baktığımda Mike'ın endişeli yüzünü gördüm. Beni bir sandalyeye oturtup yanıma oturdu. Kafamı bacaklarıma çevirdim. Kurumuş kanlar ile doluydu çıplak bacaklarım. Beyaz şortuma da hafif bulaşmıştı. Göz yaşlarım bir çeşme misali durmadan akıyordu. Kendimi durduramıyor gibiydim. Hızla gelen adımlar ile kafamı kaldırdım.

"Merak etmeyin, beni çağırdılar gelişmelerden sizi haberdar edeceğim." Malia kartını kapının yanındaki makineye tuttuğunda açılan kapıdan hızla girdi. Annem yanıma geldiğinde burnumu çektim. Yere çömelip yüzüme baktı. Kızarmış gözlerini gizleyen bir gülüş taktı yüzüne.

"Mia, hadi benimle gel." Mia ismini fazla sevmezdim. Hatta babam bazen bana gıcıklık olsun diye (genelde beni Mike ile gördüğü zamanlar) Mia diye seslenirdi. Ama annem bir çok şey gibi bu konuda da benim duvarımı yıkmıştı. Titreyen ellerim ile elini tuttum. Titremesini engellercesine sıkıca tuttu elimi. Bu bana acı değil, sevgi veriyordu. Oturduğum sandalyeden kalkıp ona dayanarak yürüdüm. Maya'ya bir şey olma düşüncesi beni çok fazla yıpratıyordu.

Tuvalete girdiğimizde sadece bir kaç kadın vardı. Bir lavabonun önünde durduğumuzda annem kopardığı peçeteyi ıslayıp bacaklarımı ve ellerimi silmeye başladı. İşi bittiğinde peçeteyi çöpe attı. Eline biraz su alıp yüzümü silince göz yaşlarım su ile akıp gitmişti. Bu korkuyu en son yaşadığımda babamın öldüğünü öğrenmiştim. Ölmese bile ben o an öyle biliyordum ve bu bana çok büyük acı vermişti. Ellerini iki yanağıma koyup aynı Maya'nın gözlerine benzeyen gözlerini , kahvelerime dikti.

"Maya'ya bir şey olmayacak Mia. Güven bana. Sadece yorgun düştü. Bedeni gücü kaldıramadı. Bir kaç serum takviyesinde toparlar. Gözlerini kaçırma. Ona bir şey olamayacak. Hadi şimdi gidelim Malia çıkmıştır." tuvaletten çıkıp beklediğimiz yere geldik. Babam ve Hera gelmiş Malia'dan bilgi alıyorlardı. Onları da annem aramış olmalıydı.

"Sadece yorgun düşmüş. Vücudunda herhangi bir şeye rastlamadık, gayet sağlıklı görünüyor. Eğer normal bir doktor olsaydım onu taburcu ederdim. Ama Maya'nın bedeni fazla güç kullanımını kaldıramamış. Olağanüstü bir şekilde anlatmam gerekirse. Bedeni hareket etse bile ruhu uyuyor. Çok fazla yıpranmış ve yorulmuş. Bir kaç gün müşahede altında kalsa iyi olur. Şimdi benim gitmem gerekiyor eğer bir şey olursa sizi bilgilendireceğim." Hera, Malia'nın koluna elini koyup konuştu.

"Teşekkürler Malia." Malia tebessüm etti.

"Ne demek Hera. Bu benim görevim." hızlı ilerlediğinde babamın yanına gittim. Bana sarıldığında kollarımı beline doladım. Kulağıma gelen sesi ile kedi gibi mayışmıştım.

"Merak etme, Maya güçlü bir kız bunu da atlatacaktır."

Will'den

Malia'nın söylediği şey ile rahatlamıştım. Onu çok fazla üzmüştüm. Tüm bunlar benim yüzümdendi. Betty ile olan ilişkim geçmişte kalmıştı, kafası meşgul olduğu için söylemek istememiştim. Böyle olacağını bilseydim eğer daha önce söylerdim. Çalan telefonum ile kapının önünden ayrılıp annemden gelen çağrıyı cevapladım.

"Efendim anne." sesim titrek çıkmıştı.

"Noldu oğlum, ağladın mı sen?" Maya'nın kanlar içindeki yüzü aklıma gelince boğazımda takılı kalan hıçkırık koptu.

{Secrets} Maya Hopper & Will Byers | Stranger ThingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin