Bölüm 15
Bölüm şarkısı: Konuya Fransız Fırtına
1 hafta sonra...
Gecenin bir köründe uyanmıştım. Yatmadan önce televizyonda gördüğüm için canım marul istiyordu. Pamir'e baktım. Bugün bulantılarım beni çok zorladığı için o da çok stres yapmıştı. Ancak şimdi uyuyabilmişti. Şimdi canım marul istiyor diye onu uyandırsam bu bencillik olurdu.
Oflayıp yeniden uyumayı denedim. Yok, olmuyordu! Yavaşça Pamir'e yaklaştım.
"Aşkım uyan." diye fısıldadım. Uykusu hafif olduğu için hemen gözlerini aralamıştı.
"Ne oldu? Neden bu saatte kalktın?"
Sesi çok uykulu geliyordu. Aptal kafam, keşke uyandırmasaydım. Ama artık çok geçti çünkü Pamir dikkatle yüzüme bakıyordu.
"Seni asla uyandırmak istemezdim ama..."
Pamir çileden çıkmış gibi konuştu. "Ne oldu ağrın mı var? Bir şey söyle kadın. Hastaneye mi gidelim?"
Artık ağlamaya başlamıştım. "Marul..."
"Ne marulu?" Sesi çok şaşkın geliyordu.
"C-Canım marul istedi ve uyuyamıyorum."
Pamir beni kendine çekip başımı göğsüne yasladı. "Bunun için ağlanır mı bebeğim? Keşke hemen uyandırsaydın. Şimdi sil göz yaşlarını. Ben hemen sana en güzel marulu alıp geleceğim tamam mı? Sen sadece sakin ol."
Ben başımı sallayınca Pamir yataktan kalkıp üstünü giyindi. Alnıma bir öpücük kondurup odadan çıktı. Ben de odada daha fazla sabredemeyip aşağıya indim. Vakit geçsin diye televizyonu açtım ama saat gecenin üçü olduğu için televizyonda hiçbir şey yoktu. Mutfağa girip marulun yanında yenilebilecek bir şeyler hazırladım.
Anahtar sesini duyunca kapıya koştum, Pamir bana marulu bulmuştu. Sevinçle yerimde zıplayıp çığlık attım ve Pamir'in boynuna sarıldım.
"Aşkım çok teşekkür ederim."
Pamir boynumu öpüp beni mutfağa yönlendirdi. Beni sandalyeye oturtup marulların hepsini büyük bir özenle yıkadı ve önüme koydu. Çok sevgili marulumu yerken kendimden geçmiş gibiydim, çok güzeldi.
***
Dudağımdaki hafif baskıyla gözlerimi araladım. Pamir sağ tarafımdaydı, yan dönmüş bir şekilde beni izliyordu.
"Günaydın aşk."
Tebessüm ettim. "Günaydın Pamir'im."
"Sen hamile kalınca iyice güzelleştin." Uzanıp dudağımın kenarını öptü. "Çok güzelsin, öpmeye doyamıyorum."
Yanaklarımın kızardığını hissediyordum. "Güzel değilim ki. Her yerim şişti. Midemin bulanmadığı zamanlarda ne kadar yiyorum. Hamilelikten böyle sanırım, yoksa bu kadar yemek yemem ki ben."
Pamir uzanıp alnımı öptü. "Sen kendinin farkında değilsin. Eskiden güzeldin, benim olunca çok daha güzel oldun." Elini karnıma koyup hafifçe okşadı. "Bebeğimiz sana öyle bir güzellik kattı ki. Sana asla doymuyorum. Şirkete gittiğim zamanlarda aklım hep sende kalıyor. Şimdilik böyle idare edelim, doğuma yaklaşınca şirkete gitmeyeceğim, yanında kalacağım."
Yine ağlamaya başlamıştım, bu defa mutluluktandı. Kollarımı Pamir'in boynuna sardım, başını boynuma gömüp derin nefesler aldı.
"Mutluluktan bile olsa ağlama, bu kalp ağlamana dayanmaz." Başı boynumda olduğu için sesi boğuk geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onu Kaybedemem
Novela JuvenilTamamlandı. Çisil'in bir ailesi olsaydı belki de Çisil bu kadar güçlü olmak zorunda kalmayacaktı. Yaşıtları gibi okuluna gidecekti, mutlu olacaktı. En büyük derdi sınavlardan geçmek olurdu belki de. Ama hayat herkese adil davranmaz değil mi? Siz pl...