Bir Ay Sonra Nisa'nın Ağzından ||
"Yaa..." Elinde papatyalarla gelen Barış'a bakıp gülümsedim. "Dünyanın tek güzel kadını için bunlar..." Barış'ın yanağına uzun bir öpücük kondurdum. "Seni seviyoruz babacık." Barış içeri girerken çiçeklerimi koklayıp gülümsedim. "Bugün iyi gözüküyorsun." Papatyaları suya koyarken Barış'ı onayladım. "Mide bulantılarım azaldı. Çok iyi hissediyorum. Ama biraz yoruldum." "Neden miniğim?" "Oğlun yüzünden... Barış emeklemeye başladı ya asla durmuyor." O sırada yanımıza gelen Umut'a bakıp hızlıca yanına ilerledim.
"Oğlum sen ne zaman uyandın, nasıl geldin buralara?" "Tamam Nisa'm sen otur, artık ben geldim." Barış Umut'u kucağına alıp öperken ben de yatak odasına ilerledim. Barış da gelmişti tabii. "Annesi bu çok tatlı bir şey olmuş bugün. Git gide daha çok benziyor sana. Sana benzedikçe de daha yakışıklı oluyor." Umut bir şeyler anlatıp babasına bakarken gülümsedim. Barış da onu dinleyip kocaman gülümsüyordu. "Yine ateşlendi bugün. Çok huysuzdu Barış asla durmadı." "Öyle mi oğlum? Çok mu huysuzdun sen?" Barış'a bakarken gözlerim dolmuştu.
"Bana inanmadın mı?" "Ne?" "Bana inanmadın oğluna sordun." "Ciddi misin?" Onu başımla onaylarken Barış şaşkınca bana bakmıştı. "Ben... Olur mu... Sana... Nisa..." Büyük bir kahkaha atıp ona sarıldım ve yanağına uzun bir öpücük kondurdum. "Korkma aşkım şakaydı." "Nisa ya..." "Ne ya?" Barış bana bakarken gülümsedim ve yanağına bir kaç öpücük kondurdum. "Gel yatalım biraz yemekten önce." "Hmm sevişsek olmaz mı Barış?" "Hani çok yormuştu çocuklar bugün seni." "Çok yoruldum aşkım. Ama sana hep enerjim var."
"Umut uyanık hayatım..." Barış'tan bir derin bir nefes aldım ve yatağa uzandım. "Gece gündüz iştesin! Aylar geçti özledim seni diyorum!" Barış bana bakarken ağlamaya başladım. "Eskiden vakit geçirirdik. Şimdi beraber uyumak dışında ne yapıyoruz? Boş zamanlarında Damla'yı kontrol etmeye gidiyorsun..." Barış bana bakarken Umut da gülmüştü. Ben ağlarken Barış sessizce yanıma oturmuştu. "Nisa öleyim mi istiyorsun? Çocuklar ve sen benim önceliğimsin. Borçları da ödemem gerek. Damla'nın hasta olduğunu ve bazen ona uğrayıp kontrol etmem gerektiğini biliyorsun."
"Ama seni özledim aşkım." Gözyaşlarımı silerken derin bir nefes aldım ve burukça iç çektim. "Eskisi gibi her şeyi bırakıp sadece biz olmak istiyorum." "Yaa bu bebek beni gerçekten çok özlemiş." Barış yatağa oturup bana bakarken gülümsedim ve dizlerine yattım. Umut'u kollarım arasına verirken karnımı okşamaya başlamıştı. Gülümsedim. "Sen neler yaptın?" Barış bana bakarken gülümsedim. "Be..." Telefonu çaldığında Barış'a baktım. "Bunu açmam gerek..." Barış telefonunu açıp konuşurken karnımı okşamaya başladım. Umut hareketlenince uzaklaşmıştı.
Umut'uma bakıp derin bir nefes aldım ve burukça gülümsedim. "Benim ve kardeşlerin için çalışıyor o yüzden bir şey de diyemiyorum. Ama ben onunla vakit geçirmeyi çok özledim." Ben ağlarken Umut da bana sarılmıştı. Kokusunu içime çekip gülümsedim. "Sen büyüdün de anneyi mi teselli ediyorsun?" Umut beni güldürmeye çalışırken gözyaşlarımı silip gülümsedim ve yanağına uzun bir öpücük kondurdum. O da kocaman gülümsemişti. Barış da yanımıza gelip bana sarılınca burukça gülümsedim. "Yine mi iş?"
"Hayır bebeğim... Seni bırakıp gitmiyorum. E yoruldum da zaten. Kokunda dinleneyim biraz..." Barış bana bakarken gülümsedim ve yanağımı gösterdim. Kocaman bir öpücük kondurmuş ve belimi sıkıca sarmıştı. Omzuma öpücükler bırakırken gülümsedim. "Alacakaranlığım... Biraz fazla yoğunum, eskisi gibi vakit geçiremiyoruz farkındayım. Ama bu borcu bir an önce kapatmak istiyorum ki çocuklarıma ve sana daha güzel bir hayat sunabileyim." Barış'ı başımla onaylarken derin bir nefes aldım. "İkizler korkuyorlar. Bizim yüzümüzden..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
FanfictionNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...