"Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı. Yetmişinde bile mesela, zeytin dikeceksin. Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için. Yaşamak yani ağır bastığından. "
Geç gelen bölüm için özür diliyorum. Sizdende bol bol yorum istiyorum ki şevk gelsin.
İyi okumalar...
Cemil ile Ömer el ele vererek yapmaya başladılar odayı. Öncelikle kapı önüne gelen kamyonetten birer ikişer içeri taşıdılar briketleri.
Ferman aksaya aksaya o malum kapıya kadar geldi. Kafasını içeri uzattı. Ömer ile burun buruna geldi.
"Çağır lan bizim köpeği!"
Ömer şöyle bir geriye çevirdi başını
"Kardeş , baban bizim köpeği çağır diyor" dedi.Cemil bozuldu duruma. O anda imdadına tuvaletten çıkan Cemal amcası yetişti. Yıkadığı ellerini cep mendili ile kurularken " evin içinde köpek yok kapımızda it var e ona bile taş atacak halimiz yok." dedi.
Ferman köpürdü.
" Cemil lan Cemil! Gel lan itin eniğine ev yapmak sana mı kaldı? "Cemil başını kaldırdı. Ne yapsa yaranamazdı babasına zaten. Bari keyfince yaşasındı. para almadığı halde almış gibi davranacaktı.
"Bawo ben yevmiye ile çalışıyorum. Adamlar peşin para verdiler."
"Gel ben veririm paralarını."
"Yok bawo verilmiş sözüm var."
"Başlatma lan sözüne" diyen ferman bastonunu oğluna doğru salladı. Ama Cemil geri adım atmadı. Ferman öfkeyle kabara kabara çıktı evden. Hemen ardından Cemal, genç adama babasının ardından gitmesi gerektiğini söyledi. Cemil o gün gitti ama ertesi gün yine geldi. Koca şehir de tek arkadaşı, kardeş dediği adam , Fato'nun ağabeyi evleniyordu. O Fato'yu düşünüyordu da Fato neredeydi?
Fato , O günlerde Murat'tan emin olmak için daha çok minibüse binmeye başlamıştı. Çok geçmeden Murat onunla konuşmaya karar verdi. Son durakta o da indi aracından. Fato'nun ardından yürüdü.
''Biraz konuşalım mı Fatma?''
''Ne konuşacakmışsın benle?''
Böyle sert bir karşılık beklemiyordu Murat, çünkü Fato da eskisi gibi soğuk görünmüyordu ona.
''Biliyorum kankardeşin kardeşine yan gözle bakılmaz, yani elbette sana öyle bakmıyorum ama seviyorum! Bu yan gözle bakma sayılmaz değil mi?''
Normal biri bunu söylese Fato'nun tükürüğü hazır dururdu ama bugün asla bu olmayacaktı. omuz silkip eve doğru koşmaya başladı. Ertesi gün yine gelecekti nereye kadar kaçabilirdi ki? Murat umutluydu. işi gücü yerindeydi, çalım desen o biçimdi, dolayısıyla güveni hat safhadaydı. Şimdi ondan kaçan Fato'nun ayakları kendiliğinden ona gelecekti.
Fato, avludan içeri girdiğinde her yerin çimento kalıntıları içinde olduğunu gördü. Ayaklarını pat pat diye yere vurup gideceğine evdekilerden bir şey gizliyormuş gibi sessizce odasına yöneldi. Mahah kapıdan başını çıkarıp ona seslendi.
"Fatma'm!"
"Ne oldu eye?"
"Kızım gel şu kıza bak da ben yemek yapayım. Cemaller mahvoldu sabahtan beri."
Başını salladı Fato, üstünü başını değişip kardeşinin beşiğinin yanına gelip oturdu. Tangır tıngır demir beşiği sallarken az önce yaşadığı ana daldı. Bir de İbrahim için tek başına yaşadığı hayaller ve ondan geriye kalan güzel anlar vardı. Fakat bu farklıydı. İbrahim ancak hayallerde ona olumlu bakıp peşinden gidip geliyordu Murat ise gerçek hayatta peşinden koşuyordu. Heyecanlandı, yanakları al al oldu. Annesinin seslenişi ile kendine geldi. Odanın kapısının arkasındaki süpürgeyi kontrol edip dışarı çıktı. Avluda esen rüzgarla derin derin soludu. Bawosu ile ağabeyi epeyce yol almışlardı oda yapımında. Bir günde bunu yapan iki üç günde bitirir içini dayar döşer gibi görünüyordu ama öyle olmayacaktı . Cemal, komşunun gözünü boyuyordu. Mahah'ın kırkı çıkmadan düğün dernek yapar mıydı? Asla... Apraham oyalansındı işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Cemal 2
Fiksi UmumGünler ayların, aylar yılların peşini bırakmadan ardı sıra mevsimleri birbirine bağlamıştı. Yaz geçmiş güz geçmiş köyden kente göç eden Gül Cemal'in ailesi genişlemiş yaş almış mevsim tekrar güze yıl seksenlere dayanmıştı. Biraz sosyolojik biraz eko...