[ Bölüm On İki: Salıncak ]

9K 400 31
                                    

Şarkı: IAMX - Mile Deep Hollow 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şarkı: IAMX - Mile Deep Hollow 

[Bölüm On İki: Salıncak]

Zaman yavaş ilerliyordu yeni taşındığım mahallede. Komşular tepkili, ancak uyuşuk; kaldırımlar boş ve kirliydi. Gökyüzü bile grinin paslı bir tonuna sahipti burada; telaşsız, sıkıntılı bir kuvvetle zehirleniyordu ciğerlerim, bronşlarım küçülüyor, cildim rengini kaybediyordu.

Kurtulmak istiyordum bu binalardan ve atmosferi delip geçen pencerelerden. Sallanıyordum salıncakta; yukarı, bulutlardan da yukarısını hedef alıyordum kendime, çünkü ancak hızımı artırarak kurtulabilirdim bu yerleşkeden. Rüzgâr okşuyordu saçlarımı hafifçe; soluklarım güçsüz, çaresiz kalıyordu ivmeli hareketime karşın. 

"Yeter Ecrin," diye bana seslendi Doğu. "Sallanmayı abartıyorsun."

Korku doluydu kızın kahverengi gözleri; göklere tırmanmamı izlerken yanaklarını şişiriyor, hemen ardından ise stresle veriyordu tuttuğu nefesi.

"Sen de gelsene," diye karşılık verdim. "Çok zevkli sallanmak."

"Bu salıncak en az iki yüz yıllık!" dedi Doğu. "Kendi kendini sakatlama. Ya da bu aletin seni sakatlamasına izin verme; in artık."

Kalkmaya niyetim yoktu, fakat Doğu'nun ısrarları on beş dakikadır sürüyordu; bu sebeple ayaklarımı çakıl taşlarına sürttüm ve sallanmayı kestim ani bir şekilde.

"Oldu mu?" diye ofladım. "Mutlu musun?"

Kollarını birbirine bağladı Doğu. "Bu kadar inatçı olmak zorunda mısın?" diye homurdandı sessizce.

Onu duymazdan geldim. "Eğlenmeyi bilmiyorsun," diyerek üzerine gittim. "Eminim küçükken de böyle mızıkçılık yapıyordun Doğu."

Üzerindeki olumsuz enerjiyi dağıtırcasına omuz silkti kız. "Parka çok çıkmazdım," dedi. "Amcam izin vermezdi."

Gözümün önüne düşen birkaç tutamı çekiştirerek salıncağı döndürdüm ve dimdik Doğu'nun yüzüne baktım. "Nasıl yani?" diye sorduğum esnada kaşlarım çatılmıştı.

"Basbayağı izin vermezdi işte," diye yanıtladı sorumu.

"Annen baban..."

Cümlemi tamamlamama izin vermedi Doğu; meraklı bir tavırla öne eğilip gözlerini kocaman açıverdi, "Dün neler yaptın bakalım?" diye sordu.

Benden büyük bir umutla cevap bekliyor, az önceki konuşma hiç yaşanmamış gibi davranıyordu. Şüphe kemiriyordu içimi; cevapsızdı aklıma düşen sualler ve belirli bir ağırlığa sahipti her bir soru işareti.

Bozuntuya vermeksizin ayak uydurmaya çalıştım ona, fakat sözcükler dökülmüyordu ağzımdan. "Dün mü?" diye kalakalmıştım. Amas'la yaptığım konuşmaydı bana engel olan ve Caner'in beklenmedik varlığı.

NOKSAN | ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin