Ses kaydı
"Merhaba, bunu şuan çekmenin doğruluğundan bile emin değilim. Bu zamanda kaset kullanılmıyor mu? Her neyse, eğer bu ses kaydını dinliyorsan topuklaman gerektiğinin resmidir. Sen kendi dünyanda mutlu mesut yaşarken paralel evrende neler oluyor bir bilsen. Ve tabiki muzların insan soyduğu paralel evrenden bahsetmiyorum. Karanlık Efsa. Her yer karanlık anladın mı? Karanlıkta aklına gelen hayal ürünü yaratıkların hepsi gerçek. Şimdi beni dinle sadece. Oraya senin için birini göndermiştik. Senin koruyucundu ama yaşıyor mu emin değilim. Sana vereceğim şifreleri bulman gerekiyor. Bu bir labirent gibi. Doğru yoldan gittiğinde sona ulaşabilirsin. Unutma bunu sadece seni kurtarmak için yapıyoruz. Biz kim miyiz? Habilin torunlarıyız. Şuan bilmen gereken tek şey düşmanların var ve sen farklısın. Onlar sadece farklıyı bulmak istiyor ve fazla zamanın yok. Sana bir şifre vereceğim. O şifreyi bulduğunda her şey değişecek. Sen sadece doğruyu bulmaya çalış. Kalbinin sesini dinle. Daha fazlasını söyleyemem üzgünüm. Şifre: sabır ve güç "
Bu ne demek oluyordu? Biri kesinlikle benimle dalga geçiyordu. Başka bir açıklaması olamazdı. Kalbimin hızlandığını hissettim. Sabır ve güç müydü yani şifre? Madem yardım edeceksin neden iki saçma kelime veriyorsun ki. Ayrıca ilk başta şifreler vereceğim demişti. Bir tane şifre verdiyse kayıtta başka şifreler mi vardı? Onları mı bulacaktım bir de? Kaydı başa çevirip çevirip tekrar dinliyordum. Bu kaset, kaset çalarıma nereden gelmişti? Eğer kaydı gönderen kişi paralel evrende ise adımı nereden biliyordu? Orada da mı Türkçe konuşuluyordu? Ah, saçmalık. Aptalın biri dalga geçmeye çalışıyordu işte. Kaset çaların kapağı açma düğmesine sertçe basıp kaseti içinden çıkardım. Zarar görmesini umursamadan kapağı açık dolabıma fırlattım. Bu zırvalıklara inanmayacaktım.
_______
Sabah güneş ışığının gözlerimi yalamasıyla uyandım. Sanki gözlerim bütün vücudumun aksine uyumaya devam etmek istiyor gibiydi. Ağır hareketlerle yatağımdan kalktım ve saçlarımı karıştırdım. Siyah ve dalgalı saçlarım vardı. Normal halindeyken bile örüp açmışım gibi duruyordu. Büyük gözlerim ve uzun kirpiklerim vardı. Sevgili işlerini saçma bulana kadar çıktığım iki sevgiliminde en sevdiği yerim gözlerimdi.
Ağır adımlarla odamda ilerledim. Yatağımın sol tarafındaki koyu mor kıyafet dolabımı açmamla yüzümü buruşturmam bir oldu. Biraz fazla dağınık bir kızdım. Yok artık! Sağ elimi alnıma sertçe koydum. Bugün okul yoktu ki! Kendimi huzur ve hayal kırıklığı karışımı duygular eşliğinde sırt üstü yatağıma bıraktım. Ellerimi sağa sola açıp ayaklarımı yere sarkıttım.
Gözlerim aniden açıldı. Dünkü kaset.. O şifreyi bulmalıydım. Ne kadar saçma olursa olsun. O adam yada çocuk bilmiyorum sesi net gelmiyordu bana kalbimin sesiyle doğru yolu bulmamı söylemişti. Kalbimin hissettiği tek şey karman çorman bir heyecan ve korku karışımıydı. Şifreyi bulmak normal sıkıcı hayatımda oldukça heyecanlı olacaktı. Ama eğer çocuk haklıysa başım dertte demekti. Bir süre kalbimin sesini dinlemeyi denedim. Verdiği tek ses ritimli atışıydı. Sonunda pes edip yataktan kalktım ve şifreyi bulmak için işe koyuldum.
İşe ilk önce Habil'i araştırmakla başladım. Ses kaydındaki çocuk Habil'in torunu olduğunu söylemişti. Laptobu aldım ve kanepeye uzanıp karnıma koydum. Klavyeye değen parmaklarımın çıkardığı sesler heyecanımı tetiklerken ilk çıkan siteye tıkladım. Gördüklerim kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Habil ilk insan olan adamın oğlu muydu? Öyleyse torununun şuan ölmesi gerekirdi. Ama hepimiz ademin torunlarıysak kayıttaki çocukta bunu söylemek istemişti belki? İşe heyecan katmak için mi Habil'in torunuyum demişti? Ademin Habil ve kayin adında 2 oğlu varsa insanlık Habil'in torunları ve kabilin torunları olarak ikiye mi ayrılmıştı? Peki ben hangisinin torunuydum? Sitede aynen şunlar yazılıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruh
Teen FictionZombiler, kurtadamlar, vampirler, şekildeğiştirenler, hayaletler, melekler, şeytanlar, ... Bugüne kadar binlerce belki milyonlarca bunlar hakkında dizi, kitap, film yapıldı. Bazıları büyük ilgi gördü, bazıları hiçliğe karıştı. Hepsinde farklı konula...