47. bölümü böyle bitirip, finali daha farklı yapsalardı düşüncesiyle yazmaya başladım fici. Fakat yazarken kafamdakinden kopup başka bi sekilde ilerledi olaylar. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar <3
Ateş ve İpek balıkçıda siparişlerini vermiş beklerlerken İpek gazeteyi çıkarıp Ateş’e doğru uzattı.
ATEŞ: Hadi canım şaka yapıyosun. Sen silmedin mi bu fotoğrafı?
İPEK: Aa-a neden silecekmişim Ateş? Hatıra neticede.
ATEŞ: Ne bileyim hocam. Fotoğrafı Miami’deki 3. günümüzde çekmiştim. O günü yaşanmamış saydığımız için fotoğrafı da silmişsindir diye düşündüm. Haa tabi sadece geceyi yaşanmamış sayıyorsak o başka.
Son cümlesini söylerken hınzır bi gülümsemeyle göz kırpmıştı Ateş. İpek ise bakışlarını denize çevirip konuyu nasıl değiştireceğini düşünüyordu. Miamai’den döndüklerinden beri hiç açılmamıştı bu konu. Sanki o gece delice sevişen iki insan kendileri değil de bir başkasıymış gibi davranmaya devam etmişlerdi. Sarhoşluklarının altına sığınıp, birbirlerinin vücutlarını seyre çıktıkları o günü yok saymışlardı. Sahi neden yapıyorladı bunu, birbirlerinin sıcaklıklarını bu kadar yakından hissetmişken, üstelik hâlâ bunu hissetmeyi arzularken neden bu kadar uzaklardı birbirlerine? İpek, birden kendini bu sorularla boğuşurken buldu. Kafasını toplayıp tam Ateş’e cevap vermeye hazırlanıyordu ki buna gerek kalmadan Ateş konuyu değiştirdi.
ATEŞ: Tamam ben anladım, sen beni özledikçe bakmak için silmedin fotoğrafı. Şimdi bunu çıkartıp kitabının arasına falan da koymuşsundur sen ha patron, Sabah bir doz akşam bir doz. Fotoğrafım da olsa bağımlılık yapar ama dikkat et mazallah.
İPEK: Saçmalama Ateş. Hem hastanede yeterince katlanıyorum sana inan daha fazlasına gerek yok.
İpek'in cümlesini bitirmesiyle siparişleri gelmişti.Ateş'in yeni kuracağı ekipten ve havadan sudan konuşarak yemeklerini yediler.
...........
Dışarıda arabalarının gelmesini beklerken İpek soğuktan dolayı iyice büzüşmüştü. Bunu fark eden Ateş ceketini çıkartıp İpek’in şaşkın bakışları arasında onun omuzlarının üstüne bıraktı ve bir koluyla İpek'i kendine çekip sarmaladı.
ATEŞ: Üşüme patron. Mazallah hasta falan olursan ne yaparız biz hastanecek.
İPEK: İki dakika soğukta bekledim diye hasta olmam merak etme ateş. Ayrıca hasta olup hastaneye gelmesem bayram edersin sen.
ATEŞ: Ayıp ama hocam olur mu öyle, seni görmeden bir gün geçirebilir miyim hiç ben?
İpek gülümseyip Ateş’e biraz daha sokuldu ve o da Ateş’in belinden kollarını doladı.
İPEK: Sen de üşüme. Hasta olursan polikliniğe kim bakar sonra.
Çocuk gibi sırıtırlarken üstü açık mavi bi araba önlerinde durdu. Vale arabadan inmeden geciktiği için özür diledi.
ATEŞ: Keşke biraz daha gecikseydin biz iyiydik böyle.
İpek Ateş’ten ayrıldı ve şaşkın bi yüz ifadesiyle bir arabaya bir Ateş’e bakakaldı.
İPEK: Ateş sen araba mı aldın, inanmıyorum niye söylemiyorsun?
ATEŞ: Şimdi öğrendin işte hocam.Hadi atla.
*Ateş arabaya biner*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AtPek | Böyle Olsaydı
Fanfictionİlk defa böyle bir şey yazmayı deniyorum o yüzden standartların altında bir hikaye olabilir. Okurken bazı yerlerde hızlı atlamalar ya da boş kalmışlıklar da olabilir. Akışı bozmamak için genel olarak yüz ifadeleri vs. gibi şeyleri detaylı bi şekilde...