Güzel,aydınlık ve ferah bir gündü demeyi gerçekten çok isterdim ama karanlık, iç karartıcı bir gündü.Yataktan doğruldum ve o gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı, eşyalarım kolilere konulmuştu.Hemen kolilere doğru ilerledim ve tam da o sırada kapı açıldı.
Rebecca= Sonunda uyandın bebeğim.
Elena= Anne, neden bütün eşyalar kolilerin içinde?
Rebecca= Çünkü taşınıyoruz. Baban yine kalan son paramızı kumara yatırdı. Artık daha fazla onunla olan ilişkimi sürdüremem. Bu yüzden taşınıyoruz ve kendi düzenimizi kuruyoruz.
Elena= Yinemi... Bana pişmanım demişti...
Rebecca= Sende ona inandın mı? Boşversene. Bitti artık. Hadi sen git kolileri arabaya koy, bende birazdan geliyorum.
Bu durum beni boşluğa düşürmüştü. Hem üzgün hemde kızgındım ama bana söyleneni yapmaktan başka bir çarem yoktu. Kolileri arabaya yerleştirdim ve sessizce arabaya gidip oturdum. Birkaç dakika sonra annem geldi.
Rebecca=Kemerini tak güzelim. Bütün eşyalarını aldın mı?
Elena=Evet.
Rebecca=Güzel, şimdi yola çıkabiliriz.
Elena=Bu arada biz nereye gidiyoruz?
Rebecca=Misterios'a gidiyoruz. Oradan ucuz bir ev buldum. Hem caddeye de yakın yani ulaşım kolay.
Elena=Babam nereye gittiğimizi biliyor mu?
Rebecca=Bilmesine gerek yok ! Bu bizim hayatımız.
Elena=peki...
Annemin bu kadar sert bir tepki vermesini beklemiyordum. O bu cevabı verince biraz yüzüm düştü, annem hemen fark etti.
Rebecca= Tatlım, lütfen böyle yapma ben zaten acı çekiyorum ama ayakta durmaya çalışıyorum birde sen kendi mutsuzluğunu üstüme yükleme.
Elena=Bana da hak ver. Her şey bir anda oldu.
Rebecca= Biliyorum ama bu duruma alışman gerekiyor.
( 3 saatlik yolculuktan sonra eve varırlar)
Rebecca= Geldik. İşte burası.Hemen arabadan inip eve koşmaya başladım. Ev dışarıdan büyük ve güzel duruyordu hemen içeri girdim. İçerisi çok hoşuma gitmişti tek tek odaları dolaşmaya başladım ve bir anda bir odanın kapısında durdum. Nedenini bilmiyorum ama içimden bir ses bana durmamı söylemişti. Odaya adımımı attığımda kendimi çok garip hissetmeye başladım daha önce içimde olan ama bu zamana kadar fark etmediğim bir duyguyu harekete geçirmişti.
Rebecca= Bu odayı sevdin mi? Eğer sevdiysen senin odan olsun.
Elena= Bu ev biraz eski gibi ama bu eskilik ona bir hava katmış. Kaç yılında yapılmış?
Rebecca=1950 yılından kalma, aradan 60 sene geçmiş ama hala yeni gibi.
Elena=Vay, bu çok şaşırtıcı.
Rebecca= Hadi eşyalarını yerleştir ve sonra salona gel seninle biraz konuşalım.
Elena= Peki.
Hemen işe koyuldum ve birkaç saatin ardından odam eski odamın aynısı olmuştu. İşim bittikten sonra salona gittim.
Rebecca=Gel yanıma otur. Üniversiten bitti peki hemen mesleğini yapmaya başlayacakmısın?
Elena=Evet bu benim hayalimdi hemen işe başlamak istiyorum.
Rebecca=pekala ben bir arkadaşımla konuşup sana iş bulmaya çalışacağım.
Elena= Tamam teşekkür ederim. Ben şimdi biraz dışarıda gezinebilir miyim?
Rebecca=Tamam ama fazla uzaklaşma.
Üstüme yağmurluk alıp evden çıktım. Daha adını bile yeni duyduğum şehir nedense bana tanıdık geliyordu. Bu şehir bana kendimi daha farklı hissettiriyor. Ama bu hoşuma gidiyor... Düşüncelerime o kadar yoğunlaşmışım ki caddeye çıktığımı fark etmedim. Binaları gözlemlerken içlerinden birisi dikkatimi çekti diğerlerinden çok daha eski duruyordu hemen o binaya ilerledim. Dahada yakınlaştıkça oranın bir dükkan olduğunu gördüm ve hemen içeri girdim.
Elena= merhaba, burda kimse varmı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ IŞIK
RomanceKaranlık ve aydınlık bütün olamayan iki güçtür. Peki, bu güçler birbirine aşık olursa ne olur?