§Hamileyim

512 26 24
                                    

"Bakın Bay Lee... Bu ciddi bir tedavi. Asla aksatmamamız gerekiyor. Benim verdiğim her şeye uymak zorundasınız yoksa en başından başlarız... Beni anlıyorsunuz değil mi?" Doktorun söylediklerini dinlerken kafasını usulca sallıyordu. "Pekala... O zaman ilk tedavimize başladık. Bundan sonra yani bir hafta sonra aynı güne size randevu açtım. Geçmiş olsun."

"Teşekkür ederim doktor bey." Ayağa kalkarak gülümseyip elini sıktı doktorun ve çantasını alarak doktorun odasından dışarıya çıktı. "Bebeğimiz için... Tabi eğer olursa..." Elini karnına götürürken içerisindeki gerginliği atmaya çalışıyordu.

Uzun zamandır bu tedavi için bekliyordu ve sonunda başaracaktı. Buna emindi, öyle hissediyordu. Bu sefer olacaktı ve hamile kalacaktı. Ve bu gerginlik dolu zamanlardan kurtulacaktı. En başından beri...

Evlendiği andan beri eşinin ailesi tarafından çektiği sıkıntı yüzünden kaç kere ağladığını artık sayamıyordu bile. O kadar sıkılmıştı ki bu durumdan yapmak zorunda kalmıştı. Aslında eşi bunu istemiyordu, kendisini zorunda bırakmak gibi bir şeyi de istemiyordu. Çünkü sürekli kendisini sevdiğini ve bir bebeğin sorun olmadığını söylüyordu.

Ama Renjun biliyordu işte...

O sırada çalan telefonu ile düşüncelerinden ayrılarak irkilmişti. Hızla çantasından çıkardığı telefonun ekranında görünen isim onu daha da germişti. "Sevgilim☀️"

"E-Efendim Haechannie~" gülümseyerek açsa da sesi titremişti. Kendisine içinden küfür ediyordu. Bir şey çaktırmamak için uğraşsa da asla yalan söylemediği sevgilisine yalan söylerken kendisini belli ediyordu. "Sesin titriyor bebeğim?"

"Ah yoruldum sevgilim. Dışarıdayım da." Ona yalan söylemek hiç hoşuna gitmiyordu ama yapmak zorundaydı en azından bir süre sonra açıklayana dek. Ya da tedavi sonuç verene dek. "Hastanedesin değil mi? Neden oraya gittin bir sorun mu var bebeğim?"

Renjun dudağını ısırarak hastaneden çıktığı anda sinirli bakışlarını onu bekleyen şoförüne doğru atmıştı. Kendisine sormadan eşine onun hakkında bilgi vermesi o kadar kötüydü ki sinirlenmemesi elde değildi. "Şimdi de arkama adam mı taktın Haechan? Arkadaşım hastanede yatıyor ona bakmaya gelmiştim. Çok kırıldım şuan cidden, bundan sonra şoför falan istemiyorum. Görüyorum ki hepsi senin adamın."

Ona sinirle yükselip telefonu kapattığında pişman olsa da kendisini ele veremezdi. Ona cevap vermemek en mantıklısı olmuştu. "İster yürü ister taksiye bin ben süreceğim."

Kızgın olduğunu ve yakalandığını anlayan şoför hızla eğilerek kabul ederken Renjun yanaştığı beyaz arabasının kapısını açıp içerisine binmişti. Arabayı çalıştırırken telefonunu bağladığı araba ekranından en yakın arkadaşını aramıştı.

"NaNa... Sana ihtiyacım var."

¬¬¬¬

"Oh ben sadece Nana'yı aramıştım?" Renjun gülümseyerek Jaemin ile gelen diğer arkadaşlarına baktı. Aslında içten içe onları gördüğüne çok mutlu olmuştu. O anda sadece aklına Jaemin gelse de hepsine ihtiyacı vardı. "Aşk olsun istersen gidelim Renjun?"

"Hayır Jungwoo Hyung... Lütfen gitmeyin." Elini uzatarak yanına oturmasını belli ederken Jungwoo gülümseyerek hızla yanına yerleşmiş ve onun uzattığı ellerini sıkıca tutmuştu. Jungwoo onu mutlu etmeyi anında başarıyordu minik bir bebek gibiydi Hyung'u... "Ne oldu benim sarışın bombama?"

Renjun başını Jungwoo'nun omzuna yaslarken gözlerini Jaemin, Jeno, Doyoung ve Mark'ın üzerinde gezdirdi. Konuşmak için onlardan cesaret alması gerektiğini hissetmişti ve hepsi güven dolu bakışlar ile kendisine Bakıyordu. "Yoruldum Hyung... Çok yoruldum artık."

§ 𝐑𝐞𝐧𝐇𝐲𝐮𝐜𝐤 𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬 §Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin