1. Bölüm

149 25 70
                                    

"London Bridge is falling down
Falling down, falling down
London Bridge is falling down
My fair lady"

Yeşil saçlı genç pencerenin önünde oturmuş fırtınalı havaya bakarken, bir yandanda bu sözleri mırıldanıp duruyordu.

3 yıl, 3 koca yıl boyunca her geçen gün bir diğerinin aynısıydı. Her gün salağın biri onunla konuşmaya çalışıyordu, neymiş ona iyi gelicekmiş o zaten mutluydu, bir sorunu yoktu. Neden bu kadar bilmek istiyorlardı ki, ne işlerine yarayacaktı? Onlarda diğerleri gibiydi, sadece meraklılar.

Odanın kapısı açıldı ve içeri beyaz önlüklü yarı beyaz yarı kızıl saçlı bir doktor girdi. Odanın ortasında bulanan karşılıklı iki sandalyeden birine oturdu. Yeşil saçlı genç odasına giren tanımadığı kişiye garip bakışlar atıyordu.

"Kimsin?"

Doktor boğazını temizleyip konuştu.
"Todoroki Shoto. Senin yeni doktorunum."
Shoto karşısındaki sandalyeyi eliyle işaret etti. "Lütfen otur. Bugün ilk seansımız olduğu için seni biraz tanımak istiyorum. Kendini tanıtmak ister misin?"

Yeşil saçlı, sandalyeye yayılarak oturdu.
"Zaten elinde benimle ilgili belgeler vardır, merak ettiğin şeyleri orada bulabilirsin."

Shoto bu cevap karşısında kafa sallamakla yetindi. Sandalyenin yanına koyduğu siyah evrak çantasının içinden bir dosya çıkardı ve içinde yazanları okumaya başladı. " 'Midoriya Izuku, 20 yaşında. Tourette sendromu, paranoid kişilik bozukluğu, anksiyete, depresyon. Nöbetlerin sıklığından dolayı buraya yatırılmışsın. Günde en az 6 nöbet.Birçok kez intahar girişiminde bulunmuşsun "Shoto kafasına kaldırıp Izuku'ya baktı.

Bir süre bakıştıktan sonra Shoto konuşmaya karar verdi.
"Sana yardım edebileceğime inanıyorum, bir şeyler anlatmak ister misin?"

Izuku hafifçe kırkırdadı "Kimsenin yardımını istemiyorum, denedilerde ne oldu? Hiçbir şey sadece zaman kaybı, düzelemiyorum ve bu beni daha çok sinirlendiriyor." Shoto tebessüm edip konuştu "Denemeden bilemeyiz." Izuku histerik bir kahkaha attı "Sen farklısın, seni sevdim."

"Tamam anlatacağım ama önce bahçeye çıkalım, uzun süredir çıkamıyorum izin vermiyorlar ama sen izin verirsen çıkabilirim."
Shoto oturduğu sandalyeden kalktı "Tamam hadi çıkalım." Yeliş saçlı genç birden oturduğu yerden fırlayıp zıplamaya başladı. "YAŞASIN YAŞASIN YAŞASIN BAHÇEYE ÇIKIYORUZ! HADİ ÇABUK OL!"

Shoto Izuku'ya şaşırmış bir şekilde bakıyordu, bu kadar sevineceğini tahmin etmemişti. Shoto kapının yanına bıraktığı şemsiyesini aldı, odadan çıkıp aşağı inmeye başladılar. Bahçeye vardıklarında Shoto kendinden kısa olan oğlana döndü "Kenardan izlemek mi istersin yoksa şemsiyeyle yağmurun altında yürümek mi?"
Izuku heyecanla cevap verdi "YÜRÜYELİM!"

Yağmur yağdığı için ortada kimsecikler yoktu. İkili şemsiyenin altında yürürken yeşil saçlı oğlan yine aynı şarkıyı mırıldanmaya başladı.
"London Bridge is falling down
Falling down, falling down
London Bridge is falling down
My fair lady"

Shoto merakla sordu "Sakıncası yoksa neden bu şarkıyı mırıldanıp durduğunu sorabilir miyim?" Izuku soruyla afalladı gözleri uzaklara dalıp gitti sonrada buruk bir gülümsemeyle konuştu " Sadece eski, güzel zamanlardan kalma bir anı." Bu kısa süreli diyalogdan sonra kimse konuşmadı.

Bahçede 3 tur yürüdükten sonra içeri girip odaya çıktılar, Shoto ıslak şemsiyeyi kapının yanına bıraktı ve ikili yine sandalyedeki yerlerini aldılar. "Anlatmaya hazır mısın Izuku?" Izuku tavana bakarak konuştu. "Bugün konuşmamız şart mı doktor? Yarın konuşsak olmaz mı?"

Shoto onu zorlamak istemediği için kabul etti. "Olur o zaman bugünlük bu kadar sonraki seansta görüşürüz." Çantasını alıp kapıya doğru ilerlediği sıralada yeşil saçlı genç el sallayarak konuştu. "Görüşürüz doktor".

Shoto binadan ayrılıp bahçedeki güvenlikten kimliğini alıp çıktı, arabasına doğru ilerleyip evinin yolunu tuttu.

Evine geldiğinde kendini direk salonda bulunan koltuğuna attı. İşte ilk günü olduğu ve çok yorulduğu için uyuyakaldı.

Izuku yatağında sırt üstü yatıp tavana bakarken bugünü düşünüyordu. İlk kez bu kadar kibar bir doktorla karşılaşmıştı, onu terslemesine rağmen doktor sakin cevaplar vermişti bu alışık olmadığı bir şeydi. Bunları düşünürken göz kapakları yavaşça kapanmaya başladı.

Paranoid Kişilik Bozukluğu

Paranoya bu bozukluğun simgesi olarak kabul edilmektedir. Paranoyak kişilik bozukluğu olan kişilerin sürekli güvensizlik duyma ve başkalarına karşı şüpheleri vardır. Başkalarının onları küçümseme, tehdit etmeye veya zarar vermeye çalıştığına inanırlar.

Tourette sendromu, çocukluk döneminde başlayan, istem dışı gerçekleşen, devamlı tekrarlanan ani hareketler veya seslerden meydana gelen tikler olarak ifade edilen nörolojik bir hastalıktır.

Kurtarıcım TODODEKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin