Prologue

177 19 4
                                    

Selamlarrr!
Eğer konuyu beğenirseniz ve belirtirseniz devamını getireceğim.

Yeonbin shiper arkadaşlarınız varsa onlara da önerebilirsiniz

Giriş müziği:

Datapanik - Weekend (feat. Ataniro)

 Ataniro)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




***

Yaz sıcağı yakıyordu. Arada rüzgâr esiyor fakat faydası bile olmuyordu.

Vücutlarından ter boşalırken, büyük bir güçle müziklerini yapmaya devam ediyorlardı. Biri minik sandalyeye oturmuş trampet çalarken, yanında ayakta duran arkadaşı klavye çalıyor, diğeri ise önlerinde durmuş, hem bas gitar çalıyor hem de kendi yazdıkları sözleri söylüyordu. Önlerine gitar kılıfını açmış ve birkaç para toplayabilmişlerdi. Önlerinden turistler ve birçok eğlence minibüsler geçiyordu. Oluşan rüzgâra şükrediyorlardı sadece.

Solistlik yapan; Soobin, gökkuşağı renginde gömlek giymiş, altında kumaş bir şort ve siyah, dalgalı saçlarının tam altına ipliklerden oluşmuş bir bandana takmıştı. Trampet çalan; Kai, kolsuz çizgili bir tişörtünün altına kahverengi kumaş bir pantolon giymişti. Güneşin altında açılmış kumral saçları vardı. En sonda ise klavye çalan: Taehyun, kırmızı bir tişörtün üstüne siyah bir yelek giymiş ve alrına kargo pantolon geçirmişti.

Birkaç dakika sonra şarkılarını bitirmiş ve kendilerini de bitirmişlerdi. Soobin, bir nefes vererek toprağın üstüne oturmuş ve yanında duran alev derecesine gelmiş su şişesini alıp yarısını başına dökmüş, yarısını da içmişti. Soobin ve kai'de hiç beklemeden aynısını yapmış, az da olsa rahatlamışlardı.

"Kaç para çıktı?" Dedi Seungmin başını öne doğru uzatarak. Soobin, eğilip içindeki bozuk paralarla birikmiş kağıt paraları süzdü. "Geçen haftakinden daha az duruyor" dedi doğrularak.

"Taehyun hyung, para için değil de zevk için çalsa daha çok çıkardı" diye atılmıştı Kai. "Benimle uğraşma. Aynı performansı sen vermediğin için olabilir" dedi. "Bu yüzden bir club'a başvurduk ya" derken arkasını döndü Soobin. "Eğer oradanda reddedilirsek işimiz iş"

"Artık pansiyonda değil, bize ait bir evde kalmak istiyorum" diye yakınmıştı Taehyun, her zamanki gibi. Kai, güneş gözlüğünü takıp ayağa kalktı. "Yarın akşam hangi club'a gideceğiz?" Dedi.

"Biraz uzak bir yer. Lokasyon olarak şehrin meydanında kalıyor. Navigasyondan çabucak buluruz" dedi Soobin, Kai'ye kısık gözlerle bakarken.

"Bunları evde konuşalım mı? Piştim burada." Taehyun, ayağa kalkmış, onlar konuşurken çoktan eşyalarını sırt çantasına koyup hazırlanmıştı. "Evimiz yok bizim, hyung" demişti Kai. Yorgun vücuduyla ona dönmüştü fakat onun, hiç dinlemeden yürümeye başladığını fark etmişti. Kai ve Soobin'de hiç beklemeden eşyalarını toplayıp sırt çantalarını yüklenip Taehyun'un gittiği yoldan yürümeye başladılar.

Üç arkadaş, üniversitelerini bitirmek yerine hayata daha çabuk atılmak istemiş ve müzik kariyerlerini daha çok geliştirmek istemişlerdi.

Hayatın toz pembe olmadığını Meksika'ya taşındıklarında anlamışlardı. Her gün litrelerce ter döküyorlardı, sırf birkaç para kazanabilmek için. Bir işe kabul edilmek ise o kadar kolay değildi.

Şu an pansiyonda kalıyorlardı ve oranın parasını çıkartmak bile zorlaşıyordu. Her şey yarınki mülakata bağlıydı.

****

Eve girdiklerinde ilk duşa giren Soobin olmuştu. Kai, gelir gelmez yatağa kendisini bırakıp yorgunluğunu gidermeye çalıştı. Taehyun ise her zamanki gibi masasına oturup daha çok kafasını notalara yormaya çalıştı. Kai'nin aksine en çok bu işe değer veren oydu. Tek başına bu yolda yürümeye çalışsa belki daha çok gelişebilirdi, yani kendisi öyle düşünüyordu. Bir grup kurmak olduğundan daha zordu.

Feci bir şekilde daraldığını hissetmiş ve hâlâ terli olan tişörtünü çıkartıp yatağa atmıştı. Dalgalı saçlarını karıştırıp dirseğini masaya dayadı ve kalemini eline aldı. Birkaç dakika sonra Soobin duştan çıkmış bir biçimde altında sadece havluyla odaya girmişti. Soobin, hâlâ yatakta yatan Kai'ye baygın gözlerle bakıp havlusunu suratına atmış ve yatağının üstündeki eşofmanlarını eline almıştı.

Kai, hareket bile etmemişti.
"Taehyun hyung, sende gir istersen. Burası iyice ter kokmaya başladı" dedi bol tişörtünü üstüne geçirirken.
Taehyun, derin bir nefes vermişti. "Şu klimayı yaptırsaydık keşke" diye mırıldanıp masanın başından kalktı.

Kendileri yurtta kalırken bile bu kadar zorlanmıyorlardı. Müzik grubu bir yana arkadaş grubu olarak da pozisyonları belliydi. Soobin; en büyükleri olduğu için bazı şeyleri ona yüklerlerdi -özellikle de Kai. Bu ondan şikayetçi değildi ama. Kendi karakterlerine uygun yaşam tarzlarını şekillendirmişlerdi.

Kai, üstündeki havluyu çekip doğruldu. Tişörtünün yakasından çekiştirip göğsüne hava vurmasını sağladı. "Taehyun hyung mu girdi?" Dedi banyo kapısına bakarak. Soobin mırıldanmış ve kendi yatağına oturmuştu. "İyi, bende giriyorum" demiş ve ayağa kalkıp banyoya doğru yürümeye başlamıştı. Soobin, başını sallayıp ona bakarken omuz silkeleyip telefonunu eline aldı. Yurtta da bir çok kez birlikte duş almak zorunda kalmışlardı.

Soobin ise, o ikisi banyodayken yarın akşam gidecekleri mekanların instagram hesabını araştırmaya başladı. Binlerin üstünde bir takipçi sayıları vardı. Çok tanındıkları aşikârdı. Fotoğraflarında içkiler, eğlenen insanlar ve mekanın çekilmiş güzel görüntüleri vardı. Arada sırada menülerinin resimleri paylaşıyorlardı. Bu demek ki her hafta menüyü değiştiriyorlardı. Renkli, ferahlatıcı gözüken bir sürü kokteyller vardı. Bir fotoğrafta ise mekanın sahnesi gözüküyordu. Oval şeklinde bir platformun üstünde müzik aletleri duruyordu. Sandığından daha büyük bir sahneydi.

Böyle popüler bir mekana, amatör gözüken üç kişiyi alabileceklerinden emin bile değildi.

******

İlk bölüm hayırlı olsun.

Dediğim gibi beğenilirse devamı gelecektir.

Okuduğunuz için teşekkürler

~Murv

Mexico's Misfits " Yeonbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin