Sessiz bir binanın en üst katıydı, neredeyse bir şehrin tüm gürültüsünü görecek kadar yüksek ancak gökyüzünün sessizliğine boğulacak kadar yukarıdaydı.
Binanın en tepesinde sessizliğin arasındaki arsız sesler,
"Mmmh!"
Büronun sahibi orta yaşlı adam yavaşça ellerini karanlığın arasında gezdirdi, "Kulağa eğleniyormuşsun gibi geliyor? Sıcaktan eriyen bir kar tanesi gibisin." Neredeyse tüm hareket kapasitesi ve duyuları sınırlanmış zayıf bedene dokunurken konuştu. Gözleri ve ağızı bağlı beyaz bir et yığını sıkılmış halatlarla kızarmış hatta morarmıştı. Sanki fırınlanmak için iplerle sarılmış, filelenmiş bir rosto gibiydi.
Bu tabir çok da farksız sayılmazdı durumdan tabi.. Twitter'a girdiğinde bedeninin Twitter mafyaları tarafından dilimlenmeyeceği belli olmazdı, burada değerin belli bir noktaya kadardı, insanlar çiğ çiğ birbirini yiyordu.
Hırçın içsel bir hırlayış adamı şaşırttı, "Ağzındaki çıkarmamı o kadar istiyor musun?" Beyaz eldivenli ellerinin yorgun surata ve ağzına sokulmuş topa yaklaştırdı. Uzun süre durmasından ve çırpınmasından salyalar çenesinden bedenine bazen de yere dökülüyordu. "Büromu kirlettiğin için uygun bir nedenin var sanıyorum?" Dedi saçlarından tutup yüzünü sabitlerken.
"Son kez soracağım eğer hoşuma giden bir cevap almazsan bacağını kırarım." Dedi yüzündeki ağzındaki topu çıkarırken, "şifre nerede?"
"Yerinde olsam şimdiden bacağımı kırardım bayım aksi-" adam karşındaki kişinin bacağına sıktı, "Ah! Grr! Hadi ama ahaha! Uh acıtıyor! Sakinleş biraz-AAH!" Bacakları sanki her saniye çok sıkılıyor ve bu durumda paralize oluyordu, içinden küfür etti.Görememek işini çok zorluyordu, "Ah! hadi ama ikimizde şifrenin bende olmadığını biliyoruz!"
Şifre kesinlikle ondaydı ve ikisi de bunun farkındaydı.
Birden boynunun kavradığını hissetti bu hissin ardından nefesinin kesilmesi takip etti, buna rağmen gözlerinin çözüldüğünü hissediyordu. Ama elleri yaptığı şey görmesine engel oluyordu.
Hassiktir, iyi hissettiriyor. Bacaklarımın ve bacaklarım arasındaki şeyin titrediğini hissedebiliyorum. Hadi ama ihtiyar, daha iyisini yapabilirsin, diye içinden geçirdi nefesinin kesilişi karnında kasılmalara sebebiyet veriyordu, inlemeleri adamı sinirlendiriyor daha fazla sıkmasına neden oluyordu.
Elleri yavaşça gevşetti ve nefes nefes olan surata elini çekmeden yaklaştı, "şifre." Diye tekrar etti, sabrı taşıyordu. Şifreye acilen ihtiyacı vardı ve almak için her yolu deneyebilirdi. Planın en önemli parçasıydı, bu yüzden de o görevlendirilmişti. Son anda ikili ajan olduğunu kimse bilmese de adamın haber vardı. Kendine kar etmek için görmezden geliyordu ama yanlış hesaplama şu an ona ağıra mal oluyor gibi gözüküyordu.
Kıkırdadı, "bazen inanılmaz sıkıcı oluyorsun, gevşe biraz, belki sana şifreyi veririm"
Adam ellerini boynundan çekti, karşısındaki kişi iki tarafta da olması bir gizemdi tabi sürekli olarak kafasına esmesi, estiği gibi değiştirmesi, oradan oraya atlaması bazen avantajlı olsa da şu an tamamen çarkları tersine çeviriyordu.
"Her zaman bir b planın vardır"
Adam kendinden emin, "elbette var."
Sinirine dokunulmuş gibi hissetti madem bu şekilde risk almıyor o halde neden,"bazen sıkıcı olmanın pek bir karı olmuyor, ben de değişik şeyler deniyorum." Elleri yavaşça yerde olan bedeni kucağına getirdi, "planı uygulamaya başlasam bile bir noktada senin kafanın ardında olan sikik fikirleri kestiremiyorum, dengesiz oluşun bazen işime yaramıyor.""Beni bu şekilde kullanamazsın" dedi yüzünü adama yaklaştırırken, "patronu mutlu etmek gorevlerimin başında geliyor," boynunda yavaşça dudaklarını gezdirmeye başladı nefesinin boynuna una yavaş yavaş çarpması ıslak dudaklarını ısıtıyordu. Bedenleri ısınmaya başladı. "İşime yaramasaydın-"
"Benden çoktan kurtulmuştun, evet evet biliyoruz," dedi yavaşça alt bedenini kucağına sürterken, "bırak kendimi biraz daha işe yarar hale getireyim ha? Ne dersin?" Kendini alt bedenini kucağına bastırmaya üstünde dans etmeye devam etti, adamın kucağı ıslanmaya başlıyordu, "hgnh.. pantolonumu kirletiyorsun"
"O halde üstünde durmasının bir önemi yok değil mi? Beni bağladığın için buna yardımcı olamam-" karşısındaki konuşmaya devam ederken adam pantalonun çoktan çıkarmıştı, "işe yarar bilgiler dışında her şeyi dile getiriyorsun, istediğim şeyi ver biraz kalçaların çalışsın" dedikten sonra kalçasına vurdu sesi büroda yankılandı, inlemelere aldırış etmeden alt bedenine yön verdi.Daha sıcak hissettiriyordu büronun yerinden sonra sanki cehennem sıcağı gibiydi bedeni yakıyordu, inlemelerin arasından verdiği nefes bile sıcaktı, elleri kalçalarını sıkıyordu.
Adam ellerini çekti eldivenini ağzıyla çıkarıp karşısındakinin ağzına doldurdu, "şifreyi vermediğini sürece ağzın işime yaramaz." Dedi bedeni masaya yatırırken, elleri boğazını yeniden buldu ve sıkarak alt bedenini hareket ettirmeye devam etti, içini doldurduğu her saniye altındaki beden tamamlanma hissiyle titriyor, kaçmaya çalışıyordu.Kollarındaki ipler hareket ettirmeye çalıştığı her an cildini zedeliyor bazı noktalarda aşınmadan kanatıyordu. Nefesinin kesilmesi de beynini boşaltıyordu.
Sıcak, vıcık vıcık bir an, nefesin kesiliyor ve doğru düzgün düşünemiyorum, ah iyi hissettiriyor, diye geçirdi içinden adamın inleyişler ve kesilen nefesi gözlerini karartıyordu her git gelinde sanki daha çok sıkıyordu. Can acıtmadan bir yana bir yandan acıyı hissetmeyecek kadar sıkıyordu, birden salındığından geleceğini hissetti. Öksürükleri eldiveni zorluyordu oksijensizlik neredeyse tüm fonksiyonlarını durdurmuştur, öksürükleri arasından gelmek istediğini dile getirirken,
"Bekle böyle bir izin verdiğimi hatırlamıyorum." Dedi ve bedeni yüz üstü çevirdi, saçlarını kavradı ve yüzüne döndürecek şekilde çekti, diğer eliyle belini kavradı, tırnaklarının izi görülebilecek şekildeydi. Sertçe kendine çekmeye devam etti gelgitleri hızlanmaya bedenini kavradığı yerlerden destek almaya başladı. Altındaki beden içinin daha sert doldurulmasına karşın ağzını kapatamamaya başladı salyaları boynundan masaya dökülüyordu. Islak, arsız sesler her gitgelde kalçalarına vuran kasıklardan deliye döndürüyordu kollarını hissetmiyor oluşu onu zevke getiriyordu. Canının yanması gelmek istemesine neden olurken haykırdı, "Gelmek istiyorum, bırak geleyim." İnlemeler arasından kelimeler seçilmiyor gibiydi.
Ancak adam anladı, "hayır."
Hayal kırıklığına uğrayan inlemeler yalvarmaya başladı titreyen bacaklarıyla, "neden duruyorsun devam et-"
"Ben istediğimi alana kadar gelmene izin vermeyeceğim"İnleyişleri ağlayışlarla dönüştü kulağını zonklatıyordu, "lütfen,"
Saçını yavaşça çekip yüzüne yaklaştırdı ve kulağına fısıldadı adam, "bana şifreyi söyle"
Üç kelime rahatlamasına çok yakındı, dayanamıyordu, "şif-.." kelimeler inlemeleri arasında yutuluyordu, gelmek üzereyken haykırdı.
"Şifre annenbirkızılafetxxx"