1. BÖLÜM

2 1 0
                                    


               Yağmur damlaları, hafif rüzgarla beraber ağaçların yapraklarına, binaların çatılarına ve yeryüzünde görünen her bir yüzeye şıpır şıpır damlıyordu. Genç kız, otobüs durağından okuluna doğru koştururken botları da yerde birikinti oluşturmuş kirli su parçacıklarına çarpıyordu. Sonunda okul binasının beton merdivenlerine ulaştığında adımlarını yavaşlattı. Sınıfının olduğu kata geldiğinde, çift yönlü merdivenlerin diğer tarafından gelen, öğleden sonra derslerine girecek olan matematik öğretmeniyle göz göze geldi. Ikisi de birbirlerine hafif baş selamı ve gülümseme bahşettikten sonra sınıflarından içeriye girdiler.

Hira, en yakın arkadaşı Aslı'nın yanına oturdu. Çantasını sırasının arkasına astıktan sonra ona 'günaydın' diyerek kafasını masanın üzerine bıraktı. Sabah yatakta yarım bırakmak zorunda kaldığı uykusuna devam etmek istiyordu ki tam o sırada Aslı onu nazikçe dürttü.

"Günaydın, ıslak mendil ister misin?"

Hira, siyah saçlı, hafif etine dolgun ve bir çizgi film karakteri kadar sevimli yüz hatlarına sahip olan bu arkadaşına baktı. Aslı, iki parmağının arasında sıkıştırdığı - ne zaman ve nereden çıkardığını anlamadığı- ıslak mendili sallarken gözlerini onun botlarına doğru sabitledi.

"Aa. Evet, unutmuşum. Teşekkürler."

Sırasını hafifçe geriye ittirerek arkadaşının elindeki ıslak mendili elleri arasına aldı. Botlarını yeterince temizlediğinden emin olduğunda kirli ıslak mendili çöp kovasına attı. Sonra tekrar kafasını sıraya koydu. Fakat yine Aslı tarafından rahatsız edilince bıkkın bir nefesi ciğerlerinden boşalttı.

"Aslı, dostum bak. Bugün beni biraz rahat bıraksan olmaz mı? Gece uyumadım."

"Bu sefer hangi vakayı çözüyordun?"

"Çözüyordum değil, çözdüm. Sohbet güzel yöne gidiyor, teneffüste veya uykumu almış olduğum bir vakitte kaldığımız yerden devam edebiliriz değil mi? Artık uyumak istiyorum."

Aslı, sırıttı.

"Ama uyuyamazsın."

Hira, öfkeyle yüzünü sıvadı. Arkadaşının kalbini kırmak istemiyordu. Bu yüzden, sanki karısıyla arasında anlaşılmaz bir meseleyi çözmeye çalışan nazik bir koca misali,

"Uykumdan daha önemli olduğunu düşündüğün bir problem mi var?" dedi.

"Evet, mesela birinci dersimizin İngilizce dersi olması gibi."

"Ah, hadi ama."

Genç kız, bugün ki ilk dersin İngilizce olduğunu tamamen unutmuş bu nedenle, gece geç saatlere kadar uyumamıştı. Bu dersi diğer derslerden ayrı tutan bir özellik varsa o da İngilizce öğretmeninin 'disiplin' adı altında sırf egosunu tatmin etmek amacıyla öğrencilerine karşı agresif bir tavır sergilemesiydi. Elindeki öğretmenlik gücünü zavallı öğrencilerin üzerinde kullanıyordu. Sanki tüm öğrenciler ders süresi boyunca onu dinlemek zorundaydı. Oysa, psikoloji ne diyordu? Yaklaşık yirmi dakikalık bir süreçten sonra insanlar odaklarını kaybeder. Sırf bu yüzden bulunmamış mıydı zaten bu pomodoro tekniği? Öyleyse, bu öğretmenin zorlamadaki amacı neydi? Eğitim vermek mi yoksa aşağılama ve provokasyonla öğrencileri manipüle etmek mi? Sebebi her ne olursa olsun Hira sevmiyordu İngilizce öğretmenini. Buna rağmen hem sisteme karşı gelemezdi hem de ailesinin ona öğrettiği saygı kurallarını çiğneyemezdi. Ayrıca elinde olsun veya olmasın genellikle o, topluma ve kurallara ayak uydurmayı seçerdi.

Yaklaşık bir dakika sonra bir elinde evrak çantası diğer eliyle saçlarını karıştırarak masasına ulaşmıştı adam. Öğrencilerin hepsinin ayağa kalktığından emin olduğunda artık monotonlaşmış (İngilizce) sabah selamlamasını yaptı. Sandalyesine oturmadan önce çantasından kitaplarını ve flaş belleğini çıkarttı. Elindeki flaş belleği önde oturan sarışın, gözlüklü çocuğa uzatarak,

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAYRA'NIN PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin