Yine aynı gece ve yine aynı gecenin bitişi ve güzel bir gün -yani diğer insanlara göre öyle sanırım-. Hiç uyanmak istemesem de uyanmıştım yine. Ama öyle gözüme güneş vururken,evde yatağımdayken falan değil tam tersine tüm perdeleri çekilmiş kapkaranlık bir Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin küçücük bir odasında. Bu oda da nasıl yaşıyorum bilmiyorum sanırım istediğim gibi dizayn ettiğim için. Aslında ölmek isteyen biri için oda dizayn etmekte saçma ama olsun. Camın önünde küçük yatağım,camın olduğu duvara çizmiş olduğum kelebekler..
Pencereye doğru uçuyorlardı sanki buralardan gitmek istiyorlardı. Normalde kelebeklerin ömrü bir günlük diye biliriz ama onlar ben çizdiğimden beri,yaklaşık bir aydır orada benimle birliktelerdi tıpkı buraya geldiğimde bir yardımcı bakıcının bileğime çizdiği kelebek gibi...
Kendine zarar vermek isteyen her hastasının bileğine bir kelebek çizermiş.Bana özel olduğumu söyledi. Daha önce kimse bana böyle söylememişti. Bana bakan sorumlu kişi oydu. Burda bir hafta geçirdiğimde tekrar kendime zarar vermeye kalkmıştım. İlaç saatimde odaya girdiğinde beni öyle görünce gözünden garip duygular geçti hüzün ya da belki acıma duygusu.
Yine birşey olmamıştı bana hâlâ yaşıyordum tabii yaşamak denirse. Aslında korkuyordum yaşamaktan. Yaşamak neydi ki?
Ya da beni bu hale getiren şey neydi?O gün bu deneyimimin ardından o genç kız-o kadar genç olmasada benden 1-2 yaş küçük gibi duruyordu- oturdu yanıma. Bana çok güzel bakıyordu bir anne,abla şefkatiyle baktığını hissediyordum sanki. Bir süre sessiz sessiz oturduk ikimizde ama kafamdaki sesler asla susmuyordu. O da birşeyler düşünüyor gibiydi o yüzden konuşmadım onu bekledim, gerçi buraya geldiğimden beri hiç konuşmamıştım. En nihayetinde konuşmaya başladı o da.
"Bak güzel kızım neden böyle yapıyorsun bilmiyorum ama sen çok özel bir insansın.
Belki bu zamana kadar sana bunu hissettirmediler bundan sonra da hissettiremezler belki ama boşver onları asıl suçlu olan onlarken sen neden kendine kıyıyorsun."
Bunları söyledikten sonra sol elimi aldı avcunun içine bir zamanlar pürüzsüz ama şuan deneme tahtasına dönmüş bileğimi inceledi,bir kalem çıkardı cebinden ve bileğime bir kelebek çizdi. O kadar özel birşey değildi aslında sıradan bir çizimdi. Ama sevmiştim çünkü kelebeklere zaafım vardı. Evimdeki odamda tüm duvarlarım kelebek çizimleriyle doluydu mesela,dışlandığım o ev... Bileğimi bıraktıktan sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Bak bileğine bir kelebek çizdim o da senin kadar özel. Sen de duvarlara çizmişsin kelebekler senin için de özel sanırım. Bu kelebek hep seninle kalacak tek şey,aynı vücudun gibi o da hep seninle olacak ama eğer sen kendine zarar vermeye çalışırsan o kelebek de ölür. Ama sen onlara kıyamazsın değil mi?" Diyip çıkmıştı.Ama bilmediği bir şey vardı ben hiçbir zaman o kadar özel olamamıştım ki. Sırf dediği saçmalığa inandığım için bir aydır bu kelebekle vakit geçiriyordum. Ama o gün gelmişti dayanamıyordum artık,kafamın içi susmuyordu.
Elime bir kağıt bir de kalem aldım ve yazmaya başladım,intihar mektubumu...
Gerçi bu mektup uzun olmayacaktı,beni önemsemeyen insanlar için bu kadar uğraşmayacaktım. Yazmaya başladım"Selam bana değer vermeyenler topluluğu,
Size söylemek istediğim birkaç bişey var. O kıymetli vaktinizi harcamayacağım merak etmeyin. Bundan sonra isteseniz de beni göremeyeceksiniz zaten. Buraya geleli daha bir ay oldu. Sırf sizden birisi olmadığımı iddia ederek beni buraya kapattınız, istemediğiniz için de ziyarete falan gelme gereği duymadınız zaten. Umarım birşeylere değmiştir. Size söyleyeceklerim bu kadardı. Benden sorumlu olan tatlı kız sana da söyleyeceklerim var. O gün bana özel olduğumu söylediğinde bir anlık mutlu olmuştum teşekkür ederim<3. Bileğime çizdiğin kelebek de çok güzeldi. Ona kitaplar okudum müzik dinledik, bazense sohbet ettik..
Ve ikimiz de artık dayanamadığımıza karar verdik.
O kelebek kulağıma fısıldadı "bana kıyamamaktan korkma eğer bana zarar verirsen ikimizde buradan kurtulmuş olacağız ve ben seni diğer zamanlarda içimde saklayacağım bunu yapabilirsin."
Sanırım burda bitiyor benim yaşama hikayem.
Hoşçakalın..."Kendimi de tanıtamadım size ama boşverin isimlere takılmayın Canı acıyan kelebek olarak bilin beni:)
Öncelikle bu yazıyı sırf istediğim için yazdım okunur mu bilmiyorum. Ama sorun değil kafamın içindeki sesleri susturmak için yazdım bu yazıyı. Ve asla intihar etmeyi falan düşünmedim sadece bir kurgu olarak hayal gücümü dile getirdim. Sizlerde kendinize zarar vermeyin. Kendiniz çok değerlisiniz buna inanın <8
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Canı Acıyan Kelebek
General Fictionyaşamaktan korkanlara.. delilik aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuçlar beklemektir, tıpkı ölüm gibi. Tek bölümlük hayal gücüne göre yazılmış bir kurgu ilham gelirse devam ederim