Bölüm-1

50 4 5
                                    


Selam gençler. Nasılsınız? Ben de iyiyim teşekkürler dostlarım. İlk kitabım. İnşallah sonunu getirmeye üşenmem, sorry.
Bu arada arkadaşlar o zamanın Osmanlı toplumunu anlatmaya çalıştım. Müslümanların diğer dinlere bakışını tarif etmeye uğraştım. İnanmayanlar araştırabilirler. Az bile bunlar.
Aynı zamanda Osmanlı devşirme sistemi hakkında bilgi vereyim. 10 18 yaşları arasında olan delikanlıları devlet alıyor. Türkçe'yi ve İslam'ı öğrenmeleri için Anadolu'ya Türkmen ailelerin yanına gönderiyor. Birkaç yıl sonra onları acemi oğlanı olarak acemi ocağına alıyor. Burada akıllı ve zeki çocuklar ayrılıp dahiler okulu olan Enderun-i Hümayun'a gönderiliyor. Burada eğitim alan çocuklar devletin kademelerinde yükselip sadrazamlığa kadar çıkabiliyorlar. Arkadaşlar Orta Çağ'ın sonu Yeni Çağ'ın başı ona göre düşünün devşirme sistemini zorla olan bir şey gibi düşünmeyin. O dönemde aileler çocuklarının geleceği için kendileri verirlerdi. Ona göre duyar kasmayın. Objektif okuyun. Şimdiden iyi okumalar...
Bu arada payitaht başkent taht merkezi demektir.

"Abraham, nerede?"diye sordu Joseph. Arkadaşları aynı onun gibi tanrının kurallarını öğrenmek için kiliseye gidiyordu. Orada ilahiler okunacak ve iki hafta önce tahta geçen yeni sultana papazlar ve kardinaller eşliğinde bağlılık yemini ve dualar edilecekti. Ah tanrım. Yüce İsa efendimizi korusun. Amen.

"Bilmiyoruz. Hep birlikte gelirdiniz. Sen bilmezsen biz nasıl bilelim Joseph?".

O sırada "Hey Joseph. Beklesenize beni."diye seslendi arkadan Abraham. Sevdiği adamın sesini duyan Joseph hemen duraksadı. Yüzünde engelleyemediği tebessümü Abraham'ın sitemiyle soldu."Sana beni bekle, birlikte gideriz dedim Joseph. Neden beklemedin?" Joseph onun bu ani çıkışıyla biraz daha beklemediğine pişman olmuştu. Zira sevdiği bu çocuğu her gün beklemek onu mutlu ediyordu. İki katlı evlerinin ikinci katındaki odasının penceresinden sevdiği adamın yolunu gözlüyordu.

"Bekledim. Ama gittin sandım. Geç kalmamak için gittim bende."dedi üzgün bir sesle. Abraham onun sesindeki kırgınlığı hissetti ve kalbinde bir yerler sızladı. Deli gibi sevdiği bu oğlan tek bakışıyla, tek sesiyle onu etkileyebiliyordu. Ah keşke o da onu sevseydi.

"Özür dilerim Abraham." dedi Joseph ."Beklemem gerekirdi. Normalde o kadar geç kalmazdın. Ama annem 'tören için acele çıkmalıyız' dedi. Biliyorsun yeni sultan tahta geçti. 'Onun törenini kaçırırsak papaz efendiler azarlarlar' dedi. Üzgünüm."

"Aaa, bugün yeni sultana biat günü değil mi? Ben onu hepten unuttum. Tanrı yeni sultanımızı korusun. Bizi Macar istilasından korudu eski sultanımız. Bu Latinler az daha inancımızı değiştireceklerdi. Tanrıya şükür ki sultan bizi himaye etti. Latinler yerine Türkleri tercih ederim Joseph." dedi Abraham sevdiğinin ela gözlerine bakarak. Osmanlı'ya hakkını teslim eden dürüst insanlardandı.

Bende Abraham gibi düşünüyordum. Müslüman komşularımız vardı. Aynı mahalleyi paylaşırız. Çok iyi insanlar. Biz Hristiyan olduğumuz halde asla hor görmezler, tepeden bakmazlar. Çok da cömertlerdir. Bayramlarında Müslüman ve Hristiyan çocuk ayırt etmezler. Bize de ikram ederler mutlaka. Onlar bizim bayramlarımız da 'bayramınız kutlu olsun' demek için ziyarete gelirler, inanmadıkları halde bizi tebrik ederlerdi. İlk başlarda bizimkiler çok şaşırmışlar. Böyle bir duruma alışık değillermiş. Lakin daha sonra da onlarda Müslüman komşularımızın bayramlarında ziyaret etmeye başladılar. Güzel birlikteliğimiz devam ediyordu. Tanrı huzurumuzu bozmasın. Amen.

O sırada kiliseye vardı iki arkadaş. "Hadi Abraham, papaz efendileri bulalım." Başını sallamakla yetindi Abraham. Joseph Abraham'ın içindekileri bilse dünyanın en mutlu insanı olabilirdi. Çünkü şu an Abraham'ın kalbi deli gibi atıyordu. Esmer tenliydi Abraham. Joseph'in yanında hep terlerdi. Çünkü ona o kadar aşıktı ki sıcak basardı onu. Joseph ise beyaz tenliydi. Ama Abraham'ın yanında hep kıpkırmızı olurdu. Hatta Abraham onun ten rengini kırmızımtrak sandığı oluyordu.

Anadolu'ya Sürgün, İstanbul'a AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin