III.Bölüm ''Delik''

118 13 4
                                    

Sabah uyandığımda balkona çıktım, bir sigara yaktım. Güneş kar kadınların düşmanıdır 'dünkü yerine geç Alaska' dedim kendime. Altımda boxer üstümde tişört, yere bağdaş kurdum. Kültablası bu defa yanımda. Kültablasının varlığını anımsayınca camın önündekileri aldım, balkonun diğer ucundaki çöp kovasına doğru yürümeye başladım. Gözüm karşıda duran apartmanlara kaydı. Dün gece duyduğum o sesler.. hangisinden gelmiş olabilirdi? Karşı apartmanın balkonundan ses gelebilir miydi? Aşağı eğilip iki apartmanın arasını açan geniş sokağa baktım. Belki de aramızda İstanbul'un en uzun sokağı duruyordu. Yeniden alışık olmadığım sesler mahalledeki normal seslere karıştı. Bu defa o kadar yakından geliyordu ki bu sesler.. Karşı apartmanın balkonu bomboştu. Her bir daireyi gözlerim inceledi, ama aradığımı bulamadım. Güneşin sıcaklağını bedenimin her noktasında hissettiğimde eski yerime çekildim. Sigarayı yaktım, dumanı hapsettim. Dumanı serbest bırak, sigaranın cesetini soğuk tablaya bırak. Başını yasla, sigarayı tekrar dudaklarının arasına getir. Bir sigarayı daha yak, bitir. Diğerine geç. Üçüncü sigaraya geç, saate bak. Yavaşla. Senin ciğerlerin normalden daha beyaz belki, normalden daha zor kararır ama yavaşla.

Balkonun ardından bir erkek sesi işit, "Neden bu duvarımsı şeyler diğer balkonlarda yok?" sigarayı söndür. Ses. Rutinime karışmış sesi zihnimde yeniden kurgulayıp beş dakika sonra idrak edebildim. Cümleyi anla, cevabı veren kelimeleri bul, birleştir, duvarın arkasına geri yolla.

"İlk taşındığımızda ailem yapmıştı, o tarafta oturanların izni var sanıyordum."

"Yeniyim. Buraya bir delik açsam sorun olur mu?" eliyle bir yere vurdu. Atomlar arasındaki titreşim o denli hızlıydı ki, vurduğu nokta tüm duvar gidiydi.

"Güneşi getirmeyecek bir delikse sorun olmaz." dedim, cevap gelmesini bekledim, bir süre gökyüzünde sesler dolanmadı, sonra ise yandaki ses bir şeyler anlatmaya başladı.

"Dün buraya geldim, sigara içmek için. Birisinin dumanı burayı çoktan kaplamıştı. İçeri girdim, dışarı çıktım. Şuan için burası en sevdiğim yer oldu diyebilirim, teşekkürler. Bu üstündeki çatı gibi şeyi fazlasıyla sevdim. Buraya da yaptırmanızı beklemiyordum açıkcası." bunları söyleyip sustu. Bir şey demedim, bir sigara içtim. "Görüşelim." dedi ses ve ardından ayak sesleri duyuldu. Çıplak ayakların soğuk zemine deyme sesleri.

Benim balkonum diğer balkonlardan tamamiyle farklı bir yapıdaydı. Çift daireli apartmanın bitişik balkonları bulunuyordu, genellikle bu balkona sahip olan kısım genç odası olarak kullanıldığından apartmanda kolayca arkadaşlık kurulabiliyor, insanlarla kopan ilişki bu balkonda gençler tarafından yeniden sağlanıyordu. Benim de odam diğerleri gibi bu balkonda bulunan kapının ardındaydı. Yazın evin dışına çıkmama nadiren izin veriliyor, bu nadirlik ağustos ayı geldiği anda sıfıra kadar iniyordu. Ailemden isteğim üzerine balkonun yan daireye bakan kısmı minik bir oda halini almış, güneşin gelme durumu en aza kadar indirilmişti. Yan dairede çocuk olmadığı ve balkon fazla kullanılmadığı için, ki ben bunu genelde fiziksel farklılığıma acımış olmalarına bağlarım, yapmama izin verilmiş, ağırlık oranı bozulmasın diye balkona yapılan ufak çatıdan onlara da yapılmıştı. Zamanla benim tarafım minik bir oda haline gelmişse de onların tarafı sadece çatıdan ibaret kalmıştı. Balkonun üçte birini kaplayan, kiler olarak kullanılan bir çatı.

Evde bulunduğum zamanın neredeyse tamamı buraya koyduğum renkli minderlerin üzerinde geçmekteydi. Laptopu al balkona çık, prize tak, telefonu kapat. Animeni aç, izle. Tumblr'da dolaş, Twitter'a geç. Laptopu kapat kitaplarını getir, fizik çalış, biyoloji ezberle. Atıştırmalık yemeğini hazırla, ye. Sigara stoğunu asla bitirme. Burayı sahiplen, yuvan kabul et. Arkadaşlıklarını burda kur, burda bitir. 

Akşama kadar orada anime izleyip, ders çalışmış, bir tane kitaptan yaklaşık kırk sayfa okumuştum. Sonrasında ise artık aşina olduğum ses duyulmaya başladı, ''Ne yapıyorsun?'' kitabın arasına bir şey koyup kapattım, doğruldum. ''Oturuyorum,'' dedim, nefes al, konuşmaya devam et, ''Sen?''

''Birazdan buraya bir delik açıcağım.'' 

''Nereye?'' prize bir şeyin girme sesi duyuldu, ardından matkap çalışmaya başladı. Bacaklarımın biraz üst kısmına aralarında mesafe olan dört delik açıldı. 

''Burayı kare şeklinde keseceğim, eşyalarını toplasan bence iyi olur.'' tekrar yürüme sesleri ve içeri gidiş. Boyum kısa olmasa başımı kaldırdığımda bu balkondan onu görebilirdim, ama boyum kısaydı. Siktir. 

Laptopu, kitapları kaldır. Minderleri battaniyeleri çek. Sigara stoğunu topla, hepsini yatağın üzerine bırak. On dakika böyle geçsin, on dakika daha bekle. Odanda matkap seslerini duy. Kulaklığı çöz , tak, sesleri sustur. Kulağına müzik, ruhuna Cem Karaca dolsun. Değiştir. Rehber'i aç, ruh şarkısını. Dinle, dinle. Başa sar. Ahmet Kaya'ya geç, Azeri Türküsü dinle. Matkap sesi müziğin yarısında sussun. Bir süre bekle, ses devam etmiyor. Süpürgeni al balkona koş. Deliğin pisliklerini temizle. Yeniden eşyalarını yerleştir. Otur, ses gelmesini bekle. Üç dakika geçsin, yeniden ayak sesleri, ''Güneş falan sıkıntı oluyor mu?'' nefes al, cevap ver. ''Hayır.'' nefes al, cevabın gelmesini bekle, ''Elini uzatsana delikten.'' elin. Beyazlığından korkar mı? Nefes al, takmamaya çalış. Elini sok, kenarlara çarpmasına izin verme. Elim artık yan balkonda. Elimin üzerine bir el geldi. Heyecan yapma, normal. Avcuma soğuk bir şey bırakıldı, avcum kapandı. Ayak sesleri.  Gidiyor. Elini çek, avcuna bak. 

Alaska KurbağasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin