1

259 38 155
                                    

Gerçekten bende bir sorun var çünkü giriş kısmını atarken ilhamla dolup taşan birinin bölümü attıktan sonra tüm ilhamını kaybetmesinin mantıklı hiçbir açıklaması yok

Hepiniz ne kadar kızsanız haklısınız çünkü ben de kendime çok kızdım hepinizden tek tek çok özür dilerim bir daha çok büyük bir olay olmadıkça bölüm atıp kaybolmayı planlamıyorum

Ayda bir bölüm atmayı planlıyorum açıkçası, sınava da hazırlandığımdan hem sizi çok bekletmeyeceğim hem bir düzen olacağı hem de elimi çok soğutmayacağım bir yol diye düşündüm uzun zamandır yazmadığın kitabı dönüp geri yazmak aşırı zor onu öğrendim bu o yüzden artık kara ateşe ayda bir bölüm

Bu ay hariç, bu ay üç bölüm çünkü önceden iki bölüm sözü vermiştim ve bu ayın bölümü de var her neyse fazla oyalanmadan bölüme geçiyorum ve sizi bu kez cidden yazmaya başladığım biricik yavrum kara ateşte manyak ve asi kızımla yalnız bırakıyorum

İyi okumalar ♥️🔥

Tık, tık, tık, tak.

"Mystic büyücü tanrılar tarafından kurulmuş bir okul basitçe özetlemek gerekirse. Yüzyıllardır, dünyanın her yerinden gelen öğrenciye eğitim veriyoruz."

Tık, tık, tık, tak.

"Diğer tanrılar tarafından sevilmeyen bu kişilere güvenli bir ortam sağlamanın yanı sıra; güçlerini nasıl ve ne şekillerde kullanabileceklerini de gösteriyoruz. Sadece bu da değil öğrencileri hemen hemen her konuda eğitiyoruz."

Tık, tık, tık, tak.

"Mystic'te eğitim uygulamalı ve sözlü olarak ikiye ayrılıyor. Uygulamalı olan kısımda yeteneklerin kullanıldığı ve kullanılmadığı, sözlü olan kısımda da insan hayatı ve bizim hayatımızla alakalı dersler veriliyor. Yaş aralığı on ve yirmi ama her yaş grubu ayrı ayrı ders alıyor ve birbirleriyle denk bile gelmiyor, okulun işleyişi kısacası mükemmel."

Tık, tık, tık, tak.

"Buradan çıkan öğrencilerimiz hayatta her şeye hazır oluyorlar. Öğrenciler güçleriyle kendilerine bir yol çizebiliyorlar ya da insan hayatına karışabiliyorlar. Bunun seçimini yapman için daha erken ama aklında yavaşça birkaç fikir oluştursan iyi olur."

Tık, tık, tık, tak.

Birinin sabrının sınırına yaklaştığında çektiği iç çekmenin sesini duymamım ardından yaklaşık bir saattir konuşan kadının bana doğru eğildiğini hissettim. "Tatlım, beni dinliyor musun?" Sabrının neredeyse sonuna gelmemiş gibi sakin hatta tatlı bir sesle sormuştu sorusunu.

Bir ayağım önümdeki alçak sehpanın ayak kısımlarını birbirine bağlayan ince tahtanın üzerindeydi, diğeri siyah etek giymiş olmama rağmen uzatılabileceği kadar öne uzatılmıştı. Bir elim karnımın üstünde dururken diğeri, şimdi durmuş olsa da, kadının konuştuğu sürenin çoğunda oturduğum sandalyenin yanında duran masanın üstünde ritim tutmuştu. Gözlerim de o konuşurken bir noktada kapanmış kafam sandalyeye yaslanmıştı. Onu dinlemediğimi düşünmek için haklı nedenleri vardı.

Gözlerimi hissettiğim sıkıntıyla, kadının konuşması hayattan nefret etmeme ve uzun zamandır uyumamış gibi hissetmeme neden olacak kadar sıkıcıydı, yavaşça açıp ağır ağır kırpıştırdım. Karnımdaki elimi sandalyenin koluna bastırdıktan sonra ordan destek alarak kendimi doğrulttum, uzattığım ve sehpaya yerleştirdiğim ayağımı kendime çekip bu sefer dik oturdum.

KARA ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin