[Multimedia: Alisa]
"Şu örtüyü de serdik mi her şey bitecek. Hah, çok güzel oldu!"
Önce annemin serdiği masa örtüsüne sonra da anneme baktım ve "Çok şükür bitti sonunda," diye huysuzlanarak ikili koltuğa bıraktım kendimi. Tam o anda odadan içeri giren Damla paytak adımlarla yürüyerek oturduğum koltuğun diğer tarafına attı kendini.
"Biz de bittik ama."
Örtüsünü serdiği masanın sandalyelerinden birini çekerek oturdu annem. "Ama değdi kızlar. Ev mis gibi oldu."
Bakışlarım kısaca yeni oturma odamda gezinirken usulca iç çektim. Gerçekten öyle olmuştu. Evim pek büyük değildi, tek kişi olacağım için büyük yer istememiştim zira. Spor aletlerimle ben sığsak yeterdi. Ama tatlıydı. Yeni eşyalarım evime çok yakışmıştı.
Başımı Damla'nın başına yaslayıp "Çok güzel oldu," diyerek onayladım annemi. "Oldu olmasına ama... Ben sizsiz ne yapacağım, hiç bilmiyorum ki."
Damla vücudunu bana doğru döndürüp kollarını etrafıma sardı. "Böyle yapma, Alisa. Senden ayrılacağımız için biz de çok üzgünüz ama kariyerin için bu takım çok önemli."
Derince iç çektim. "Biliyorum. Biliyorum ama bu maçlar için bir aylığına yurt dışına çıkmaya hiç benzemiyor." Yaşımın yirmi beş olmasını umursamadan ağlar gibi sesler çıkardım. "Ben hiç sizsiz kalmadım ki."
Annem sandalyesinden kalkarak yanımıza gelirken Damla da uzanıp yanağımdan öptü. "Biz de sensiz kalmadık ama bir şekilde başaracağız Alisa. Sen burada, yeni takımınla çok başarılı olacaksın. Biz de seni İstanbul'dan büyük bir gururla takip edeceğiz."
"En çok sizin için başarılı olacağım," derken burnumu çekmemeye çalışıyordum. "Göreceksiniz."
Yanımıza gelen annem uzanıp önce benim sonra da Damla'nın saçlarına birer öpücük bıraktı. "Hadi, bırakın artık sızlanmayı. Ben gidip güzel bir kek yapayım bize, yanına da çay demleyeyim. Siz de azıcık dinlenin, sabahtan beri hiç durmadan çalıştınız."
"Biz yaparız Seher teyze, sen zahmet etme," diyerek ayaklanmaya çalışan Damla'yı eliyle durdurdu annem.
"Olur mu kızım hiç öyle şey? Hem onca işinin gücünün arasında bizimle buralara kadar geldin, bir çayın lafını etme bana yahu."
"Ben de senin bir kızındım hani Seher Sultan? Tabii ki buraya gelip kardeşimin yeni evine yerleşmesine yardım edecektim, yoksa içim nasıl rahat edecekti?"
Kollarımı Damla'ya doladım. "Canımın içi benim."
"Sen de benim canımın içisin."
"Siz burada cilveleşmeye devam edin. Ben de gidip kızlarıma limonlu kek yapayım."
Annem yüzündeki kocaman gülümsemeyle odadan çıktığında başımı çevirip Damla'nın gözlerinin içine baktım. Dokuz yaşındaydım onunla ilk tanıştığımızda. Voleybol seçmelerinde tanışmış, sonra da aynı takımın alt yapısına birlikte başlamıştık. O zamandan beri de hiç ayrılmamıştık. Ayrı anneden doğma kardeşimdi benim. "Keşke seni de buraya getirebilseydik."
"Ne yapayım kızım? Olivia'nın gayet başarılı smaçörlerivar zaten. Beni de alıp ne yapacaklar? Hem almak isteseler bile ben gitmem. Bu yaşta yedek kulübesinde çürümeye hiç niyetim yok."
İç çektim. "Sen de haklısın be su taneciğim."
"Bu kadar sıkma canını ama ya. Zaten kaç senedir aynı takımda değildik, alışık sayılırız yani. Buna da dayanırız."
Damla hala alt yapısına başladığımız takımda oynuyordu, bense üç sene kadar evvelİstanbul'daki başka bir takıma transfer olmuştum. O yüzden görüşmelerimiz haftalara bölünmüştü ancak şimdi yalnızca takımlarımız maç yaparken yan yana gelebilecektik ve buna alışmak hiç kolay olmayacaktı.
"Olivia, nasıl beni kadrosuna katmak istedi, hala inanamıyorum doğrusu... Dünyaca ünlü Amerikalı pasör çaprazlarını gönderip yerine beni aldılar resmen."
"Senin onun kadar ünlü olmaman, onun kadar iyi bir oyuncu olmadığını göstermez yalnız," diyerek kaşlarını çattı Damla. "Kızım son senelerin son sayı bükücüsüsün sen, ne çabuk unuttun ya!"
"Ama o sadece benim eski takım için geçerliydi. Şimdi öyle bir şey yok ki."
"Neden olmasın? Pasörle ve tabii antrenörle anlaştığın an Olivia'nın da son sayı bükücüsü sen olursun."
Dudaklarımı bükerek bakışlarımı tavana çevirdim. Eski takımımla oynadığım her maçın, tabii kazanabildiğimiz her maçın, son sayısını ben alıyordum. Bu başta bir tesadüfle başlamıştı ama sonra taraftarlar tarafından bir ritüele çevrilmişti ve neticesinde de voleybol camiasında son sayı bükücü diye anılmaya başlamıştım. Bu elbette ki benim için gurur verici bir şeydi çünkü hem takımımdakiler, hem de taraftarlar bana güveniyordu. Ben de oynadığım süre boyunca elimden geldiğince onların bu güvenlerini boşa çıkarmamaya çalışmıştım.
Şimdi yeni bir takımda oynamaya başlayacaktım ve elbette ki burada da eski namım yürüyecek diye bir şey yoktu. Belki bu takımda da layıkıyla oynayıp kendimi kanıtlayabilirsem yeni bir son sayı devri başlatabilirdim.
"Aslında Alvina'yla tanışıyoruz," diyerek dudak büzdüm. Alvina, yeni takımımın pasörüydü ve genç yaşına rağmen çok iyi işler çıkarmıştı. Dürüstçe söyleyebilirdim ki Alvina'daki yetenek çoğu kişide yoktu. "Yani milli takımda oynamıştık beraber, iyi biri. Hoş sohbetli ama yani çok yakın bir ilişkimiz olmamıştı."
"Milli takımda kaynaşacak vakit bulamamış olabilirsin ama buradayken birlikte çok vakit geçireceksiniz. Alvina'yı olmasa bile o takımdaki birkaç kızı ben de tanıyorum. Kaynaşmanız çok uzun sürmeyecektir." Bakışlarını yüzüme odakladı ve gülümsedi. "İnan bana Alisa, buradaki yaşamını da takımını da çok seveceksin ve çok başarılı olacaksın."
En yakın arkadaşımın gülümsemesine eşlik ederken buldum kendimi. Yeni bir şehirde ailemden ve en yakın arkadaşımdan uzakta tek başıma yaşamaya çalışmak elbette zor olacaktı ama bunu en çok onlar için başaracaktım.
Kendime güveniyordum. Bunu yapabilirdim.
Olivia'da kupa almadan hiçbir yere gitmeyecektim.
🏐🏐🏐
Evet, bir yeni yolculuğun daha ilk bölümüyle karşınızdaydım. Umarım beğenmişsinizdir. 🌺
Bölümün kısa gelmediğini umuyorum, çünkü bu da Kısa Pas gibi kısa ama tatlı bir hikâye olacak ve bölümleri sık sık gelecek.
İlk bölümler tanışma vs ile geçecek ama merak etmeyin, Halil'in hikâyeye dâhil olması çok uzun sürmeyecek ;)
Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim, görüşmek üzere! ❤️
İnstagram: rabiaclr
Twitter: rbayanclara
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SAYI |Ara Verildi|
Kısa HikayeOlivia Kadın Voleybol Takımı'nın yeni transferi olan Alisa Doran, yeni takımı için yaşadığı şehirden taşınarak İzmir'e yerleşir. Geride yalnızca eski takımını değil, ailesini ve arkadaşlarını da bırakmıştır. Alisa, yeni hayatına ve yeni takım arkada...