Keyifli okumalar dilerim ♡‿♡
••••••••••
Onlarca detay, iki kurban ve bir katil. Gittikçe karmaşıklaşan bu cinayet Elif Görkem'in başını ağrıtmaya başlamıştı. Genç başkomiser gözlerini bir beyaz tahtada yazılı bilgilere, bir de mantar panoda asılı maktullere ait fotoğraflara baktı. Gözleri, Cahit Karanın cinayet fotoğraflarında durduğunda, gözlerini yavaşça kapattı ve kendini bir katilinin bedenindeymiş gibi hayal etti...
Gözlerini kapattığında oluşan o karanlık yavaşça aydınlığa bıraktı yerini ve gözleri önünde bir film sahnesi gibi belirdi olanlar. Bir katilin gözünden adım adım cinayeti izledi. Katilin sık sık nefes alışveriş sesleri yankılandı kulağında. Kurban'ın yarı baygın haliyle yalvarışlarını duydu ardından. Katilin, zeminde bıraktığı ayak izlerinin çıkardığı o rahatsız edici ses ve işkencenin, insanın tüylerini diken diken eden sesleri bir bir zihninde kurgulandı. Seslerin ardından demir bir kutuyu andıran depo belirdi gözlerinde. Kurbana yakın duran bir masada işkence malzemeleri ve katilin tam karşısında, baş aşağı sallanan kurban canlandı zihninde. Sonra işkenceler sırasına uyana kadar tekrar tekrar işlendi cinayet, zihnindeki odacıklarda. İlk kurbanın belden altı yağ ile yakıldı, daha sonra cinsel organı kesildi, ardından tek tek tırnakları ve dişleri söküldü, kulağı ve dili kesildi. Ama asıl öldürücü darbe kurbanın boynunun kesilmesi olmuştu. Katil bununla da yetinmeyip üst kısmı da yaktı ve kalbi ustalıkla çıkarttı. Bu sıralamada cinayet zihninde defalarca tekrarladı. Kurban çırpınsa da, bağırsa da bu onun hazin sonunu hiçbirinde değiştirmedi...
Zihninde defalarca işlenen cinayeti durduransa, yine zihninin onun için kurguladığı seslerden farklı olan kapı sesiydi.
Elif Görkem, yavaşça gözlerini açtı ve bir süre kendine gelmek için bekledi. Bu birkaç saniyeyle sınırlıyken kapısı ısrarla çalındı.
"Gir" dedi o taviz vermediği otoritesiyle.
Kapı yavaşça açıldı ve genç bir kadın polis, mahcup bir yüz ifadesiyle konuştu.
"Başkomiserim biri sizinle görüşmek istiyor. Müsait olmadığınızı söyledim ama oldukça ısrarcı."
Elif Görkem, mütemadiyen olduğu gibi kaşlarını çattı.
"Kimmiş ?"
Elif Görkemin, çatık kaşları ve sert sesi ister istemez genç polisi germişti.
"Adının Alaz Akabey olduğunu söyledi."
Elif Görkem, sıkkın bir nefes verdi ve elini dar alnına koydu. Hızla dudağını diliyle ıslatırken, kaşlarını havaya kaldırdı. Demek ki, tüm stresimi ve yorgunluğumu çıkarmak ona kısmetmiş, diye düşündü.
"Tamam, söyle gelsin" dedi ürkütücü bir sakinlikle. Sanki dakikalar öncesinde sert ifadesiyle genç polisi geren o değilmiş gibi gayet sakindi tavırları.
Genç polis, hızla odadan ayrıldığında derin bir nefes verdi. Başkomiserin, özellikle de böyle gergin dönemlerinde kime, nasıl patlayacağı hiç belli olmuyordu. Odasına giren kişinin en normal çıkışı ecel terleri boşaltarak oluyordu.
Elif Görkem, beyaz tahtayı ve mantar panoyu ters çevirdi. Ardından koltuğuna oturup arkasına yaslandı. Bu haliyle avının, ayağına gelmesini bekleyen bir avcıyı andırıyordu. Alev alev yanan gözleriyse bunu destekliyordu.
Kapı tekrar tıklatıldı ve bu sefer içeri takım elbiseleri içinde Alaz Akabey girdi. Elinde küçük bir paketle ve güler yüzüyle ona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)
Aksiyon"Nasıl başarıyorsunuz ?" Dedi genç adam hayranlık barındıran gözlerle. Genç kadın kaşlarını hafifçe çatarak sordu. "Neyi ?" "Bu kadar duygusuz olmayı." Bu başta onu duraksatmış ardından küçük bir gülümseme katmıştı yüzüne. "Sizin gibi yeni mezun, g...