36 • hardcore but evasion

207 21 26
                                    

"Sizin ev hiç dolu olmuyor mu pardon?"

"Hoseok, hem herkesten önce eve geldin hem ev boş siye şikayet ediyorsun. Geri zekalı mısın pardon?" Jimin Hoseok'un saçma sorusuna sinirle yanıt verdi. Dakikalardır evin boş olmasına laf ediyordu ancak Jimin davet ettiğinde ilk o kabul etmişti.

"Hayır yani merak ediyorum sana nasıl güveniyorlar?"

"Hoseok, güzel bir gece geçirelim dedik seni siker atarım görürsün güveni. Hem yatıya geliyor hem şikayet ediyor ya!" Jimin daha fazla dayanamayıp bağırdığında Hoseok dahil hepimiz güldük. Laf o aptala gitmiyor sanki anca gülsün.

"Yemek hazırlamaya uğraşamam, sipariş edelim." Evimizin direği aşçımız Seokjin'in teklifini kimse reddetmedi. Taehyung tepinerek hamburger sipariş etmemiz için çırpındı sadece o kadar. Piçliğine kabul etmedim.

"Biz niye bunun onayını bekliyoruz?" Diye sordu Yoongi benim için ama kimse takmadı.

"Az daha yalvarırsan kabul ederim." Dedim Taehyung'a gülerek bakıp.

"Jungkook, kaşınma istersen." Tek kaşını kaldırıp konuştuğunda gülerek ona baktım. Haşin. Ellerimi iki yanımda suçlu gibi kaldırdım.

"Emredersin." Tüm odaya derin bir sessizlik çöktüğünde Taehyung öksürerek Jimin'e döndü.

"Ver şu siparişi yoksa çıldıracağım ben."



"Bir kere adam akıllı dur Hoseok. Bir insan nasıl patates kızartmasından boğulabilir?" Namjoon hyung, evimizin babası. Tamma evimiz yok ama şu evimin direği, evimin babası muhabbeti çok eğlenceli. Sorgulamayın beni.

"Ben daha fazla yemeyeceğim." Hamburgerimin yarısını Taehyung'a uzattım. Gelmeden önce ailemle bir şeyler atıştırdığımdan dolayı aç hissetmiyordum.

Hem, ölmeyecek kadar yemeli insan.

"Niye ona veriyorsun ya? Ben yerdim!" İki dakika öncesinde patateslerin hepsini ağzına tıktığı için boğulan Hoseok'a tip tip baktım.

"Ölümden döndün hala aklın boğazında." Benden hızlı davranan Taehyung'un dediklerine güldüm. Hamburgeri kaybetme olasılığından korktu zavallım. Uzattığım hamburgeri alıp ısırdı. Gülümseyerek bana döndü.

"Bu daha lezzetliymiş. Neden acaba?"




"Hangi gerizekalı Twister oynamayı teklif etti?" Kafası kolumun altında kalan Yoongi'nin bağırışıyla hepimiz gecenin milyonuncu kahkahasını attık. Gece neredeyse iki civarlarıydı fakat biz hala oyun oynuyorduk. Oyunu oynama fikri Yoongi'den çıktı bu arada.

"Jimin! Elini neden götüme sokuyorsun orospu çocuğu?!" Seokjin'in bağırarak ayağa kalkmasıyla hepimiz üst üste yıkıldık.

"Oynayacağınız oyunu sikeyim ya!" Namjoon hyung da bağırınca tekrar güldük. Herkes gergin ama herkes herkesin lafına gülüyor tuhaf ortam.

"Bu oyun niye bu kadar zor?" Taehyung eli belini ovalarken sordu. Ağrımış olmalı.

"Ben alttaydım ya rahattım baya. Uyuyordum az kalsın Yoongi malı bağırmasa."

"Harbiden benim de uykum geldi baya." Jimin de Hoseok'un üstüne konuştu. Herkesin uykusu gelmişti.

"Çıkıp yatalım o zaman ne duruyoruz?"

Herkes onaylayıp merdivenlere yöneldi. Hepimiz bu anı bekliyormuşuz meğer.

"Bana bakın, kahvaltıyı bana yıkamazsınız. Ben yarın hiçbir şey hazırlamam." Seokjin yine aşçılıktan kaçmaya çalıştı.

"Bir kere yararın dokunsun ulan." Önümde yürüyen Seokjin'in popusuna vurarak konuştum. Sinirle dönüp elini bana savurduğunda koşarak merdivenlerden geri indim. En arkadan yürümenin avantajı bu.

"Yoongi benimle kalıyor siz de şu odalara dağılın işte kafanıza göre." Jimin koridordaki odaları işaret edip Yoongi'nin elinden tuttu ve odaya girdi.

"Orospu çocuğu işte ne beklenir bundan." Arkasından bağırdı Hoseok. İkisi de takmadı tabii. Namjoon ve Hoseok tam merdivenin karşısındaki odaya girince Seokjin yan tarafındaki odaya girdi. Arkadan gelen Taehyung ve ben mal gibi kaldık ortada. Arkadan yürümenin dezavantajı da bu.

Dönüp ona baktığımda kafasıyla Seokjin'in girdiği odayı işaret etti. Kafamı sallayıp odaya girdim.

"Biz geldik başkan!" Bağırarak girdim ama girmese miydim bilemedim. Seokjin otuz saniye içinde iki kişilik yatağın ortasına kendini atmış gözlerini kapatmıştı. "Hızına yetişilmez başkan."

Taehyung arkamdan girip kapıyı ve ışığı kapattı. Mecbur iki kişilik yatakta üç kişi yatacağımızı bildiğimizden ikimiz de bozuntuya vermeden yatağın iki ucuna yattık. Ne güzel de ortayı kaptım Seokjin.

Sabah erken kalktığımdan dolayı uykum vardı. Bu yüzden ben de üstümü Seokjin'den fırsat bulabildiğim kadarıyla örttüm. Telefonuma gelen bildirim sesiyle gözlerimi açtım. Kimsin bu saatte?

Hoseok
Neredesin lan

Jungkook
Yan odada

Hoseok
Buraya niye gelmedin
Üçümüz yatışırdık

Jungkook
Bilmem
Yer yoktu

Hoseok
Amina koyar
Im nasıl yok

Jungkook
Ne bilim hosok
Karşıma çıkan yere girdim

Hoseok
Merdiveni çıkar çıkmaz bu odanın kapısına o koca burnun çarpar amk
O derece karşı

Jungkook
Uzatma da uyu

Cevap beklemeden telefonu kilitleyip yastığın altına sıkıştırdım. Garibanın yüzü güler mi? Yine mesaj geldi. Defalarca geldi.

"Sikeceğim şimdi mesajını!" Sinirle mırıldanarak telefonu elime aldım. Hoseok sülük müsün ulan?

Hoseok değilmiş.

Taehyung
Jeon
Uykun var mı
Uyuyacak mısın
Kalk hadi

Jungkook
Ne var ya
Bi uyutmadınız

Taehyung
Uyumayalım

Jungkook
Ne

Taehyung
Alt kata inelim
Beraber oturalım

Jungkook
Ama

Taehyung
Ama?

Cevap vermeden telefonu tekrar kitledim. Bu sefer yastığın altına değil cebime koyup ayağa kalktım. Karanlık odada hiçbir şey seçemediğimden ağır ağır yürüyüp kapıyı açtım. Adım seslerinden Taehyung'un da kalktığını anladım. Arka arkaya alt kattaki salona indik. Söndürmeyi unuttuğumuz gece lambasının ışığı tam istediğim ölçüdeydi. Bugün şanslı günümde miyim ne?

huggy ⁷ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin