•ೋ°16°ೋ•

113 9 45
                                    

Finale tam gaz devam (「'・ω・)「

Korku... Bu beş harf bir insanı en fazla ne kadar etkileyebilirdi? Ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba, bu duygunun yanında sadece bir toz tanesi dersek yeriydi. Dünya'nın sonu dahi olsa yapmam dediğini yaptırtan bu gücü, şimdi kim elinde tutuyordu?

İşlerinin tam olarak planladıkları gibi gitmemesi üzerine ikinci ihtimale karşı yedek planlarını gerçekleştirmeye koyuldular. Üçüncü partinin, iki krallığın dışında tüm planlardan bir gün yararlanacak kişiye, bir mektup yazdılar. 'Korkuyu kullan.' Bu kısa cümle ona ne olduğunu anlatmaya yeterdi. Geri kalanını zaman gösterecekti.

Üçüncü kişi ne olur ne olmaz diye mektuplaşma için belirledikleri yere gitti. Mektup bırakılalı birkaç gün geçmişti. Takip edilme korkusu ile mektubu cebine sıkıştırıp alanı terketti. Avucunun içi gibi bildiği buralarda en yakın yerleşim yerine vardı. Kalabalık olan bir yerde mektubu okudu, sonra da ateşe kavuşturdu. Tanıdığı İmparator'un bunu yapacağını biliyordu. O ikisine heveslenmeyin demişti.

Saatlerce durup kendine ne kadar haklı olduğunu söyleyip durabilirdi ancak sıra kendi kısmını yapmaya gelmişti. Bulunduğu yerleşimin tek bir gazetesi vardı. Tüccarlar aracılığı ile bu gazete başka yerleşkelere de ulaşıyordu. Önceden ayarladığı bu gazetehaneye bir haber getirdi; Sarayda Harp Kabulü

Oni Sokağı gazetesi

Sarayda olan bağlantılarımızdan biri bize konuştu. Altı aylık bir moladan sonra ülkemiz tekrar savaşa girmekle kalmıyor, tehdit ediliyor. Tam olarak nedeni bilinmese de 'toprak karşılığı savaş yok' şeklinde yapılan teklif Majestelerinin kendisi tarafından reddedilmiş. Yakında savaş kapımızı çalacak gibi duruyor.

Venia Prensliği ve kendisini Buz Kralı olarak tanıtan iki müttefiğe karşı yapılacak olan savaşın sonucunu kesinleştirmek pek mümkün değil. Zira Buz Kralı hiç adı sanı duyulmamış biri olup saraya, imparatorluğun en korunaklı yeri olması gereken yere, bomba koydurtan ve onu kullandırtan biri. Kendi fikrimce, gücünü bırak nerede olduğunu bile bilmediğimiz bir kişiye karşı savaşmak ne kadar akıllıca olur? Toprak önemlidir ancak bu ülkenin evlatlarını sonu belli olmayan bir denize atmak da vicdansızlıktır! Bir canavar dâhi evlatlarına sahip çıkar!

- Gezgin Yazar

Bu ve bunun benzeri bir çok yazı insanları sorgulamadan elinde gazetelerle sokağa atmak için yeterdi. Tüm gün birileri hakkında konuşmak için didinen kişilerin ağzına sakız olacak bu konu, kağıtları kimin tuttuğunu belli edecekti.

Gazeteler çoğaltılıp dağıtıldı. Söylentiler ve kulaktan dolma bilgilerden mütevellit hiç gazete okumayanlar bile etrafta gazete için koşuşturmaya başladı. Öyle ki bu gazetelerden biri Wu'nun adamlarına, oradan da Wu'nun elini düştü. Saçına ak düşmüş adam herkesin yaptığı gibi ilk gözleri şaşkınlıkla açıldı. Biraz olduğu yerde dona kaldıktan sonra bir açıklama duyma ümidi ile abisinin yanına gitti. Zamanı iyi mi tutturduğu bilinmez tüm ailenin bir arada, taht odasında, olduğu bir vakitte gelmişti. Habersiz kapıyı açmasından tüm gözler üzerinde kenetlenmiş neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışıyordu.

"Savaşa mı giriyoruz, abi?"

Garmadon bakmayı reddetti. Ağzını bıçak açmaz bir halde durmuş gözlerini her aile üyesinden sakınıyordu.

"Yüzüme bak ve söyle abi! Savaşa mı giriyoruz?"

"Öyle olması gerekti."

Savaşa gireceklerini ne Misako ne de Harumi biliyordu. Odaya Buz Kralı'nın yeri hakkında bilgi vermek için gelmişlerdi çünkü en işe yaramaz efsane bile bilgi kapılasını açmıştı.

[✓] LOSE | LlorumiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin