Manga-Yine Yeni Yeniden
Eski BölümÇatılan kaşlarını serbest bırakıp koltukta emekleyerek yanıma geldi. Gözlerime bakıp bana sıkıca sarıldı. Ne olduğunu anlamadan daha çok sıktı. "Seni çok özledim. Lütfen bana soğuk davranma." Kokusunu içime çekip bende sarıldım. Zaten istesende bırakmam artık. "Bende seni çok özledim bitanem. Ve asla sana soğuk davranmam." Alnına minik bir öpücük kondurup sımsıkı sarıldım.
Yeni Bölüm
Saat epey geç olmuştu. Dizimde uyuyan Şebneme baktım. Ne kadar da masum. Kucağıma alıp odasına çıkardım. Yavaşça yatağına yatırıp alnına minik bir öpücük kondurdum. Kapısını yavaşça örtüp odama doğru yürüdüm.
《《4 Gün Önce》》
Şebnemin Ağzından
Merhaba İzmir. Uçaktan inip içeri girdim. Kapıda Almila ve Kainatı görür görmez yanlarına koştum. İkisine birden sarılıp öptüm. Gerçekten çok özlemiştim. Kainat gözlerini büyütüp "Şebooo. Seni çok özledik. Çok değişmişsin kuzumm." dedi. Gerçekten değişmiş miydim? Kainat bavulumu alıp siyah bir arabanın önüne götürdü. Almila gülen yüzüyle bana döndü. "Bak bu bizim arkadaşımız Sarp. Bizimle gelmek istedi bizde getirdik." İfadesiz bir yüzle bana bakıyordu. Yapmacık bir bakış atıp önüme döndüm. Ne kadar da sıcaktı burası. Kainata bakınca tedirgince bir yöne baktığını gördüm. Kaşlarımı çatıp Almilaya baktım. O da aynı yöne bakıyordu. Derin bir nefes alıp "Yaa kızlar 2 saatir bön bö-" arkamı dönmemle lafım yarım kaldı. O burdaydı. Bana bakıyordu. Gözlerinde acıma vardı. Beni takmıyor muydu? Beni özlememiş miydi? Şimdi düşünüyorum da bende özlememiştim. Hatta nefretim daha da artmıştı. Canımdan çok sevdiğim öz babam şuan anlamsız gözlerle bana bakıyordu. Ağlayamazdım. Çünkü güçsüz dururdum. Halbu ki ağlamak güçsüzlük demek değildi. Ama onlar öyle algılıyordu. Arkamı döndüm ve koştum. Sonra durdum. Çünkü babam konuşmuştu. Sinirlenmeme sebep olmuştu. "Aaa Şebnem. Yine mi kaçıyorsun? Tabi senden de bu beklenir. Bakıyorum da senin şu ukala Selimin yok. Tabi o da seni terk etti. " Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp babama doğru yöneldim. Önünde durup işaret parmağımı savurarak "Bir daha Selimin adını ağzına alma! Yoksa konuşacak bir ağzın olmaz!" dedim. Büyük konuşmuştum. Ama hak etmişti. Sarp denen çocuk gözüyle arabayı gösterdi. Arabaya ilerleyip kapıyı açtım. Son kez babama baktım. Alaycı bir ifada ile yüzüme bakıp "Kork benden Şebnem Gürsoy. Ecelin olacağım." dedi. Bu sefer alayla sırıttım. "Korkmuyorum senden Tekin Gürsoy. Yapıcaklarımı bekle ve gör. Kim kimin eceli görürüz. " Arabaya binip kapıyı serçe kapattım. Kızlar ve Sarpta arabaya binince araba çalıştı. Kızların dırdırını çekmemek için öne oturmuştum. Şuan Selimin bana sarılmasını çok isterdim. Onun yanında olmak isterdim. Bana güven veren kollarında olmak isterdim.
Şuan bunların bir hayal olmasını isterdim. Komada olmak isterdim ve hiç uyanmak istemezdim. Bu oyunda sürükleniyorum. Ve hiç istemediğim bir hayatı yaşıyorum. Oyun bitmiyor. Aynı zamanda beni de bitiriyor. Belki hile yaparsam oyun biter ha? Fark ederler mi peki? Hile yaparsam cezam ikiye katlanır mı? Peki neden yüksek sesle konuşuruz? Yanlız olduğumuzu bildiğimiz hâlde? Cevap verilemeyen sorular bu hayatta hep cevapsız kalırlar. Bilinmeyen olurlar. Yaşamlarının sonuna kadar sır olarak kalır. Gelecekte ve geçmişte sürüklenirler. Soruların cevabını bilmediğimiz hâlde cevabı söyleriz. Cevap yanlıştır. Ama biz yanlışı doğru olarak kabul ederiz. Peki neden doğruyu yanlış olarak kabul etmeyiz. Çünkü o her zaman doğrudur ve değiştirilmez. Benim gibi. Babamın yanlışları benim oluyor ve benim doğrularım babamın. Bütün suç babamın. Annemin ölümüne ve arkadaşımı kaybetmemi sağlayan kişi. En yakın arkadaşım Özgür. Ama artık o eski Özgür değil. Lanet olasıca babam Özgürün annesiyle birlikte oldu. Tabi annem bunu gururuna yediremedi ve intihar etti. Beni hiçe sayıp intihar etti. Onu o kadar çok özledim ki. Tarif edilemez bir histi bu. Tabi sadece ben kaybetmemiştim. Özgürün babası bunu duyunca annesini dövmüş. Babam da ne yaptı biliyor musunuz? Özgürün babasını öldürttü. Katil bir babam var. Oh mis! Kim istemez ki? Ve Özgür bütün suçu bana attı. Halbu ki ben hiçbir şey yapmamıştım. Bu olay Özgürle aramamızda ki küçük bir sır. Kimseye söylemedik. Ve söylemeyi düşünmüyoruz bile. Bizimle mezara kadar yolu var.
Omzuma dokunan elle irkildim. Sarp elini cebine atıp peçete çıkardı. Bana uzatınca anlamayan gözlerle ona baktım. Peçeteyi gözüme götürüp "Ağlıyorsun." dedi. İstemsizce elim gözüme gitti. Ağlıyordum. Peçeteyi elinden aldım. Göz yaşlarımı silip "Evet ağlıyorum." dedim. Arkama bakınca kızların orda olmadığını gördüm. Sarpa baktım. "Kızlar nerde?" Eliyle karşıyı gösterip "Markete girdiler." dedi. Başımı onaylar anlamda sallayıp koltuğa gömüldüm. Tek gözümü açıp Sarpa baktım. Bana dönüp "Aç mısın? " dedi. Aç mıydım? Midemi yokladım. Aç değildim. Başımı hayır anlamında salladım. Bu çocuğu tanıyor muydum? Gözüm bir yerden ısırıyor ama. İki gözümü açıp dikkatlice yüzünü incelemeye başladım. Saçları dağınıktı. Saç rengi kumral, önleri sarıydı. Yeşile çalan gözleri kirpikleriyle çok uyumluydu. Ve sert yüz hatlarına sahipti. Psikopat gibimsi. Kimdi bu gerçekten. "Seni tanıyor muyum?" Birden gözleri bana döndü. Endişe ile bana bakıyordu. Derin bir nefes alıp yavaş yavaş verdi. Korkuyor muydu? Galiba bende büyüktü. Gözlerini cama dikip "A-aa bak. Kızlar geldi." dedi. Cama bakınca kızları gördüm. Çaktırmadan Sarpa bakınca rahatça nefesini veriyordu. Bunu öğrenicektim. Kızlar kapıyı açıp içeri girdi. Almila elinde ki poşetleri gösterip "Şebnem bak ne aldık. Bolca çikolata aldık. Hani sen seversin yaa." dedi. Çikolata mı? Gözlerim aniden açıldı. Almilanın elindeki poşeti kendime çektim. "Ver bakim. " Kainat kaşlarını çatıp "Şebo bize de bırak. Bitirme hepsini. " dedi. Başımı sallayıp önüme döndüm. Sarp arabayı çalıştırınnca elime bir tane wanted alıp yemeye başladım. Çok lezzetli! Sevdiğimi onaylar sesler çıkarıp yemeye devam ettim. Sarp göz ucuyla bana bakıp elini poşete attı. Hadi ama yaa. Bunlar benimdi. Eline cangayı alınca gözleri parladı. Bu haksızlık ama. Kaşlarımı çatıp elinde ki cangaya baktım. Ağlamaklı bir sesle Sarpa baktım. "Vicdansız. Hiç utanmıyor musun kızın elinden çikolatasını almaya. Kim bilir o çikolata nerelere gidicek. Benim güvenli midem varken senin o pis midene mi gidicek?" Sarp arabayı durdurmuş çikolatayı yiyordu. Benide takmıyordu. Çikolata bitince gülümseyip bana baktı. "Yoo bence çikolata güzel konforlu bir mideye indi." Allahım birde sırıtıyor. Kaşlarımı çatıp önüme döndüm. Sarp ufak bir kahkaha atıp arabayı çalıştırdı. Bu çocuğa beni çeken birşeyler vardı. Gözleri anneme benziyordu. Kimdi bu gerçekten.
•○•○•○•○•○•○•○
Uzun bir yolculuktan sonra nihayet eve gelmiştik. Sarp arabayı durdurunca arabadan indik. Sarp arabayı kilitleyip bize döndü. "Görüşmek üzere. Kahvaltıya bana gelsenize. Hem Şebnemle daha ayrıntılı tanışırız." Kızlara bakmadan başımı salladım. Kızlar eve girerken hızlıca Sarpın yanına koşup sarıldım. Kokusunu içime çektim. Bu çocuk kimdi böyle.
*********
Yb geldi. Kusura bakmayın biraz geç oldu. Ama sorunlarım vardı. Hem telefonum yoktu hemde bir takım başka sorunlar. Hiç bekletmek istemezdim. Bir süre sınır koymak istemiyorum. Ve lütfen beni anlayışla karşılayın. Neyse acaba Sarp qim ? Aklımda süper şeyler var ve artık aksatmadan yazmayı planlıyorum. Bizim Adımız Aşk hikayesinde bir takım sorunlar oldu. Ne olduysa bölüm açılmıyor. Silmeyi denedim silinmedi. Yeni sayfa açmaya çalıştım olmadı. Bir çaresine bakıcam. Şimdilik görüşmek üzere. Esen kalın. Biricik okuyucularım. Yorum ve votelemeyi unutmayın. Ve son olarak tlefndan nedense foto koyamıyom. Eskiden koyabiliyodum. Neyse. Bay bay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz Birlikte İyiyiz(Kaçak Gelinler)
DiversosHer zamankinden çok farklıydık.Verdiğimiz kararların yanı sıra biz ne hissediyorduk. Doğru mu yapıyorduk?Yoksa yanlış mı?Aşık mı olmuştuk?Hayır!Aşık olmak aptalcaydı.Saçma sapan kararlar ve bir tabak dolu dert.Peki neydik biz?Herkes gibi sıradan ins...