- Anne ben ne zaman okula gideceğim.
- Yazın gideceksin oğlum.
Yazmı yaz kaç gün ki ?
- Anne yaz kaç gün ?
- Off Mustafa yeter sorularınla boğdun beni.
Ne dedim ki sanki neyse belki günün yorgunluğu üstünde diye biraz sinirli canım anam .
******
Akşam olmuştu gecekondu da yaşıyorduk annemin yaptığı tahta yatakta yatıyordum üstüne iki veya üç yastık koyup yatıyordum hava soğuktu Şubat ayındaydık benim doğum günüm yaklaşıyordu . Doğum günü yapacağımızdan mı sanki . Annem kendi çapında kekler yapıyordu . Babam , babam iyi değil . Hasta da değil yanlış anlamayın turp gibi maşallah. İşsiz , iş arıyor güya annem mahallenin sonundaki apartmanda oturan Şeyda teyzenin evini temizlemeye gidiyor ,oradan aldığı paranın yarısını babama veriyor . O napıyor biliyor musunuz? Sokağın köşesindeki kahvehanede kumar oynuyor. Ben daha 5 yaşımdayken bakkala gidiyordum. Kahvehanede babamı gördüm sevinmiştim iş buldu sanıyordum yanına gidip baba artık burda mı çalışıyorsun ? dedim. Arkadaşları gülmüştü. Beni kahvehanenin kapısının önüne çıkardı. Önce yüzüme bir tokat aldım. Daha sonra hayatımda duyamadığım küfürleri duydum. Ağlamıyordum birazdan eve gidecektim. Annem beni ağlamış görürse çok üzülür. Hem ne olduğunu da anlatmak zorunda kalırım annemde akşam babama hesap sormaya çalışır , babam yine annemi döver .
Annemden :
Ben Zehra hayırlı bir oğlum var . Allah'ın belası da bir kocam var. Gecekondu da yaşıyoruz evi ben geçindirmeye çalışıyorum. Evimiz harabe ama bunada şükür kocam Orhan 50 yaşında 18 yaşındayken ailem beni bu oduna verdi şimdi 36 yaşındayım . Allah' a beş vakit dua ediyorum bu kocadan kurtulayım diye . Temizlemeye gittiğim bir ev var Şeyda hanım. Parası çok ALLAH bereket versin ama huzuru yok 60 yaşında, kızıyla küs. Allah razı olsun beni kızı oğlumuda torunu gibi görüyor . Onun sayesinde Orhan'a dava açtım ama boşa ... Kabul etmiyor boşanmayı .Beni sevdiğinden mi sanki . Tabiki hayır , tazminat ödeyecek diye boşanmıyor. Ah ah annemle babam vefat etti . Vefat etmeseydiler onlara sığınırdım.
Hayatım böyle diye isyan asla etmiyorum evet bazen sabrım taşıyor ama şükrediyorum Allah'a .
*****
Babam sabaha kadar gelmemiş biz kahvaltımızı yaparken eve girmişti. İçmişti belliki korkuyordum hemde çok korkuyordum anneme kesin zarar verecekti annem maaşını babama vermedi babam çok sinirlendi vurdu kapıyı çıktı anneme bir tokat yapıştırmıştı. Annemin boğazı düğümlenmişti belliydi .
Ağlamasın diye hem anneme hem Allah'a yalvarıyordum. Annem " tamam annecim birşey yok " demişti . Nasıl birşey yoktu babam anneme NANKÖR demişti , annem bunu hazmedemiyordu . Anneme nasıl derdi bunu ! Kadına hak tanımıyor onu küçümsüyor kendinden başkasını düşünmüyordu.
Bir o tarafa bir bu tarafa dengesini kaybetmiş bir şekilde yürüyordu.
Anneme "çık ! Çık git bu evden " diye bağırdı . Annem napacağını şaşırmıştı. Eşyalarını büyük bir çöp poşetine koyabildi . Ağlıyordum , ağlıyordu ... onla gidecektim bütün eşyalarımı oyuncaklarımı attım o poşete babam yığılmıştı . Anneme bende geleceğim dedim . Annem başını olumlu yönde sallıyordu bir yandanda gözyaşı durmuyordu. Nereye gideceğimiz , nerde yaşayacağımız umrumda değildi ben annem varken herşeye baş kaldırırdım , annem yokken savaşta tek kalmış asker gibi hissederdim. Ben anneme bakardım su satardım , elbet birşey bulurdum . Annemle evden çıkmıştık , annem Şeyda teyzelere gidip bu gece onlarda kalacağımızı daha sonra başımızın çaresine bakabileceğimizi söyledi. Saat 11 ' e geliyordu . Biz eve varmış kapının ziline basmıştık , kapıyı açıp asansöre doğru mahcup adımlarla yürüdük . Şeyda teyze sanki herşeyi biliyordu . Bize " ay canlarım yine o it size birşey yaptı değilimi ? " dedi . Önce anneme sonra bana sarıldı evi çok güzel birşey kokuyordu kek yapmış bize ikram etti annem yemiyordu o yemiyorsa bana yemek düşmez diye düşündüm ve ona sadece baktım annem olayları anlatıyordu . O sırada Şeyda teyze "yesene Mustafa bak sen seversin " dedi yesemiydim anneme baktım annem o güzel gözlerini kırpmıştı onaylamak için .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolunu Kaybetmiş Mutluluk
RandomMustafa daha 6 yaşında minik bir çocuktur. O minik kalbinde çok derin yaralar taşır ... Herkese güler elmalı şeker alınmadığında bile . Herkes Mustafa'nın olan zekasına hayret kalır ama bilmezler ki acı sadece olgunlaştırır. Herkese gülüyor , içi k...