yeni hikayeme hoş geldiniz!
şimdiden keyifli okumalar dilerim, lütfen görüşlerinizi yazmayı unutmayın.başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz...
*
Dolup boşalan bardaklar...
Gürültüye rağmen hâlâ kendime sığınmam ve kafamı oturduğum masadan kaldırmıyor oluşum...
İçinde türlü türlü insanın olduğu gruplar, dağınık zihinlerin buğusu...
Hiçbirini kafam kaldırmıyordu.
Kafamın kaldırdığı tek şey kendimi zehirledikten sonra kendimden geçmemdi. Bu gece kullanmamış olmama rağmen içimden vuruş yapmak gelmiyordu. Belki gecenin ilerleyen vakitlerinde ellerim titreye titreye bir tuvalet köşesinde o lanet iğneyi damarıma saplardım ve her şeyi bitirirdim.
Altın vuruş.
Bir an bu düşünceyle tedirgin oldum. Gerçi kaybedecek bir şeyim de kalmamıştı. Bir ailem yoktu, bir dostum yoktu. Sadece çok kötü durumda olduğumda arkamı toplayan biri vardı, Sevgi.
Ben ona yakın durmak istemesem de o benim aksime bana bir şey olması korkusuyla her gece evde beni beklerdi. Kızın evinde ona verdiğim üç kuruşla kalıyordum ama bana sanki orası benim kendi evimmiş gibi hissettiriyordu.
Acınası.
Kendim hakkında acımasız olmam, içimden geçirdiğim şeyle tekrar gün yüzüne çıktığında dudaklarımdaki kırmızı ruju yaladım ve saçlarımı bunalmışlıkla yavaş bir şekilde arkama attım. Ne kadar berbat bir durumda olsam da dış görünüşüme özen göstererek bunu saklamaya çalışıyordum.
Şimdi daha da acınası.
Kendime aldırmadım, içim çürük olsa da dışardan kurtarırdım belki? Alayla güldüm içimden geçirdiğim cümleye, ben hayatım kayarken çıtını çıkarmayıp izlemiş insandım. Hiçbir şey beni daha iyi yapamazdı.
Oturduğum masada daha fazla durmak istemedim. Bugün alkol de içmemiştim çünkü kendime güvenmiyordum. Ayağa kalkarak alkol yerine içmeyi tercih ettigim churchill'in parasını ödedim ve yavaş adımlarla bulunduğum yerden ayrıldım.
Ayaklarım sekiz çizer gibi hareket ederken kalabalıktan zorlukla sıyrıldım. Tuvaletlerin olduğu kısma yönelirken içimden dua ediyordum, lütfen şimdi olmasın... Lütfen bir kez olsun irademle hareket edeyim.
Uzun koridorda ağır aksak yürürken sola döndüm. Köşeyi döndüğüm an bir bedene çarpmamla dudaklarım rahatsızlıkla aralandı. Bir adım geri çekilip çarptığım bedene baktım. "Pardon," dedim mırıltı gibi çıkan sesimle, "Fark etmedim, kusura bakmayın."
Karşımda duran yabancı rahatsızlıkla bana baktı, "Önemi yok, bir dahaki sefere daha dikkatli olursunuz." Taviz vermeyen sesi beni adeta yere çivi gibi çakarken bir şey söylemeye gerek duymadım.
Yanından geçip gidecekken tüylerimin diken diken oluşuyla durup elimi duvara yasladım. Denge kaybı yaşıyordum fakat alkolle alakası yoktu. Karşımda duran tanımadığım adam bir terslik olduğunu anlamış gibi bana yaklaştığına tedirginlikle elimi kaldırdım, "Geri çekil."
"Ne demek geri çekil? Bayılacak gibi duruyorsun!" Duruma anlam verememiş bakışlarıyla hiddetli bir şekilde konuştuğunda gözlerimi kaldırdım ve ona baktım. Yine mi birinden yardım dilenecektim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i wanna be yours • chris evans
Teen Fiction"Bana acıma Ulaş, yanımda ol, özüme karış ama bana acıma." Ben bir gecede değiştim, şimdi bütün gecelerim onun. Bölümler düzenli bir şekilde gelecektir. 06.07.2021