18. BÖLÜM

180 22 39
                                    

~Ay sonunda yeni bölüm yazabildim. Bölüm kısa ama buna ihtiyacım vardı.  Ve minicik bir ricam var bölümler karışmıştı. Ben de silip tekrar düzenlemek zorunda kaldım. Oy yorumlar gitti son sekiz bölümü oylarsanız çok mutlu olurum.
🥺👉👈

Cesaret
Bazı şeyleri kabul edip ya da yüzleşmek için insanların belki de uydurduğu gözü peklik. Kabullenmek; kabullenip yola devam etmek. Bence dünyanın en zor şeyi. İnsan istediği kadar ben kendime açığım ve her türlü kötü eleştiriyi kabul ediyorum desin bir yerlerde bunun kırgınlık ve yüzleşememenin verdiği ağırlığını hisseder. Çünkü insan bencidir. Kendinin kusursuzluğuna ufacık bir inanış kendine yapılan olumsuz söylemlere savaş açan bir ordu gibi tetikte bekletir.

Gün ağarmak üzereydi. Güneş yavaşca doğuyordu. Çok sancılı bir doğmuştu belki. Doğmak kolay mıydı? Bir annenin çektiği acıya dayanmak ve tüm gücünü kuvvettini alan doğum kolay değildi. Hele ki güneşin kocaman güneşin alevler içinde yanan güneşin doğumu daha bir ağrılı olmalıydı.

Üzerimdeki battaniyeye biraz daha sarıldım. Saat sabahın altısıydı. Tutmayan uykum yüzünden sıcacık yatağımdan kalktım ve güneşin doğuşunu doğarken girdiği turuncunun kırmızının en güzel tonunu görmeye gelmiştim. Dün yaşadıklarım gelmişti aklıma dün kabul ettiğim ve aileminde kabul ettiği sevgim ve sevgimin sahibi gelmişti aklıma. Onu kabul etmek hiç zor olmadı. O zaten mükemmeldi. Bana karşı olan hislerini kabul etmemek sevgiye karşı çıkmaktı. Sevgiyi kim istemezdi herkes isterdi. Sevgi yenerdi dimi? Sevgi güçlüydü, Korkusuzdu, cesurdu...

O yüzden kabullenmek kolaydı. Ya da zordu. Kim bilebilir evrenin bir yerinde sevgi yüzünden ölen insanlar vardır.

Düşüncelerimin bir araya gelip dağılması içimde yiten, doğan, gelen ve giden bir çok şey. Görünmeyen elle tutamadığımız bu düşüncelerin sanki bizle nefes alıyor büyüyor ölüyor oluşu bunun yanında bir maddeymiş gibi dağılıp toplanan bir şeylere benzetmek gerçekten çok garip. Etten kemikten olan bizlerin duygular yaşayıp hissetmesi de öyleydi çok garipti.

Sözlerimi toplayacak ve zihnimin karmaşasını düzeltecek olursam cesaretime minnettarim aileme minnettarım ve en çokta mingiyi benim hüzünlü erkeğime minnettarım. Dünyadayken bana cennetti hissettiren ona çok minnettarım.

Size herkes özel hissettirebilir size herkes güzel sözler söyleyip sevebilir. Fakat sizin özeliniz sizin değerliniz ve ömrünüzü adayacağınız bir kişidir. Hep kalbin o kişiyi seçtiğini söylerler bence yanlış beyin seçer beyin algılar. Kalbin yaşamınızı devam ettirmek dışında hiçbir işlevi yoktur. Hatta o kişiyi gördüğünüzde kalbinizin hızlı atmasının sebebi beyinde salgılanan adrenalin hormonudur. Ama herkes aklı unutur.

Benim değerlim benim ömrümü adayacağım kişiydi mingi. Sevgisini isteyeceğim eskimeyecek hatıralar biriktirmek istediğim yegâne kişiydi.

Güneş doğuyordu güneş doğuyordu. Sancısını hissettiğim güneş doğuyordu. Gökyüzü güneşi doğuruyordu. Kırmızının turuncunun sarının her bir tonunun göz alıcı şekilde süslediği doğuşunun gelişinin ihtişamını her şekilde gökyüzüne yansıtıyordu güneş. Gökyüzü acı çekiyor muydu güneşi doğururken?

Bilemezdim bilmezdim. Anlamlandırdığım kadardı her şey. Anlam verdiğim kadardı. Kadarın gerisi ise hep hiçlikti. Tertemiz pürüssüz havayı içime çektim. Huzuru hissediyordum huzuru yaşıyordum. Huzurun sesi huzurun kokusu huzurun tadı huzurun algılyabileceğim her hâli şu an yanımdaydı.

Meşgaleli bir gün başlayacaktı birçok insan. Yetmesi yetiştirmesi ve yetiştirilmesi gereken yığınla şey vardı.

Kirpiklerimin arasından sızıyordu güneş ışığı. Hissettim o anı var oluşumu ruhumu kendimi kendimle olan her şeyimi. Hissettim.

𝑲𝒂𝒓𝒂𝒉𝒊𝒏𝒅𝒊𝒃𝒂 𝑺𝒂𝒓𝒂𝒃ı |Yunho-Mingi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin