🌚~11

3K 134 7
                                    

Sabah çalan alarmla gözlerimi araladım. Yatağımda esnerken bugünün hangi gün olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. Saçımı kaşıyarak yataktan kalktım. Gözüm komidinin üzerindeki telefona kayınca cumartesi olduğunu gördüm.

Bugün Mustafa abiye yardıma gidecektim. Aklıma birden Bahoz'un gelmesiyle yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Ama hemen kafamı iki yana sallayarak gülümsemeyi sildim yüzümden. Sadece bir kere gördüğüm kişinin aklıma gelince yüzümde kocaman bir gülümseme oluşturması saçma gelmişti.

Tişörtümü burnuma götürüp kokladığımda banyo yapmanın çok iyi olacağına karar verdim. Bu yüzden dolaba gidip giyeceğim kıyafetleri çıkardım. Sarı bir tişört ve pantolon giyecektim.

 Sarı bir tişört ve pantolon giyecektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌚🌚🌚

Banyodan çıkmış elimde havlu ve tarakla yukarıya çıkıyordum. Salona girdiğimde salonda tek annemin olduğunu gördüm. Sıcak bir tebessümle "Günaydın." Diyince aynı şekilde karşılık verdim. Anneme alışmıştım, onun yanında kendimi huzurlu hissediyordum.

Elimdeki tarak ve havluyu fark etmesiyle çekinerek "Kızım şey istersen saçını ben tarayabilir miyim?" Diye sordu. Sesinden ne kadar istediği anlaşılıyordu, durum böyle olunca da kafamı salladım. Gidip önüne, halıya bağdaş kurarak oturdum. Elimdeki tarak ve havluyu ona verdim.

İlk önce yavaşça havluyla saçımı kuruttu. Arada saçımı koklayarak derin bir nefes alıyordu ve bu cidden kendimi çok iyi hissetmeme neden oluyordu.

Annemin seslenmesiyle ona döndüm. "Kızım taradım saçını ama sen dalmışsın."

Tekrar aklıma gelen şey yüzünden annemin saçımı taramayı bitirdiğini fark etmemiştim. Bugün ikinci kez aklıma geliyordu, Bahoz..
Sahi niye aklıma geliyordu, ne oluyordu bana?

Gülümseyerek teşekkür ettim anneme. Tam o sırada salona Ecem'le Aybars abim girdi. Günaydınlaşma faslından sonra abim ikili koltuğa geçti. Ardından Ecem de onun yanına geçti.

🌚🌚🌚

"Pişt gelsene bi, sana bir şey göstereceğim."
"Ne göstereceksin hala?" Diye gözlerini merakla açan Ecem'e doğru eğildim ve gizemli bir hava yaratmak amacıyla fısıldayarak "Ömer'i" dedim. 5 dakikadır oturuyorduk ve canım acayip sıkılmıştı. Ben de kahvaltının hazırlanmasını beklerken Ecem'le uğraşmanın eğlenceli olacağını düşünmüştüm.

Gözlerini fal taşı gibi açan Ecem hızla yanıma geldi ve "Hadi hala göster Ömeraşkımı." Dedi karşı koltukta Aybars abim olduğu için fısıldayarak. Abime bakınca bana 'ne oldu?' Der gibi baktı. Yok bişey anlamında kafa sallayınca önüne döndü. Aybars abimle Berke abim babamın şirketinde çalışıyorlardı. Diğerleri umrumda olmadığı için merak edip sormamıştım.

Ecem'in "Halaa." Diyerek gözümün önünde ellerini sallamasıyla ona döndüm. Aklıma ne yapacağım gelince sırıtarak telefonun kilidini açtım. Şifreyi "pide" koyduğumu söylemiş miydim? Canımın çektiği yemekleri şifre yapar yiyince başka bi şifre düşünürdüm.

DEĞİŞENLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin