"Hadi ama sadece birkaç kez deneyeceğiz o kadar"
Oturduğumuz masanın karşısında kalan masada oturan çocuğu süzerken jimin'in keskin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
"Hayır diyorum sana, ödevlerim var sana ayıracak vaktim yok"
Her gün yalvarmama rağmen ödevleri olduğunu söyleyip isteklerimi reddeden Jimin'e çevirdim kafamı.Göz göze geldiğimizde tam ağzımı açacaktım ki kantinin kapısından gelen kişiyle gözler oraya döndü.Çocuk kapıdan içeri girmiş karşı masaya doğru ilerlerken gözleri Jimin'i bulmuş ve göz kırpmıştı.Kafamı Jimin'e çevirdiğimde kafasını aşağı eğmiş ellerine bakıyordu,bir an gülüyor gibi oldu ama kendini hemen toparladı.
"neydi o şimdi hoşuna gitti resmen. BILIYORDUM GEÇEN GECE ARANIZDA BIR ŞEY GEÇTI DEĞIL MI..."
Sesim yükseldiğinde bütün gözler bana dönmüştü,onun gözleri bile.Yandan ona doğru baktığımda hafif sırıtarak bizim o tarafa bakmış sonra kafasını yanındakine çevirmiş konuşmaya başlamışlardı.Yavaş yavaş ortamdaki garip hava yerini masalardan yükselen konuşma seslerine bıraktığında sandalyeme geri oturup Jimin'in üstüne doğru egildim.
"...ve sen bana anlatmadın"
Jimin az önce rezil olmamın ardından sandalyesini benden uzaklaştırarak yanındaki duvara yapıştırdı ve kucağındaki kitapları önüne koyup bir şeyler yapmaya başladı.
"Sana soru sordum ve cevap vermeden konuyu geçiştiremezsin."
Kafasını kaldırıp karşı masaya göz gezdirip bana döndü.
"Şimdi susarsan eğer,akşam odada hem istediğini yaparım,hem de olayı anlatırım yeter ki sus."
Zaferle önüme döndüğümde tabağımdan patates alıp ısırarak karşı masaya çevirdim kafamı ve onu süzmeye başladım.
Yanındakinin söylediklerini dinleyip gülüyordu,bu da gamzelerinin ortaya çıkmasına sepep oluyordu.Masada duran ellerine kaydı gözlerim,yeni deldirdiği belli olan kızarmış kaşının üstünde gezdirdi dövme kapli elini.Üstünde bakışlarımın olduğunu fark etmiş olmalı ki gözleri direkt gözlerimi buldu.Kafamı çevirmeden bakmaya devam ettim,ne tepki vereceğini görmek istedim.Önce gözlerime baktı sonra yavaşça gözleri dudaklarıma kaydı.Bakışlarının altında dudağımı yaladığımda bakışları gözlerime çıktı ve yutkundu.Fark etmeden gözlerim adem elmasına kaydığında aşağı yukarı hareket etmesiyle sertçe yutkundum.Hoşuna gitmiş gibi kıkırdadığında ona baktım,yerinden kalkıp bana doğru baktı,peşinden gelmemi söyleyen gözleriyle yanımdan geçip gitti.Gözlerim,kapıdan çıkıp gidene kadar onu takip etti.Ellerimi nereye koyacağımı bilemediğim için hızla sandalyeyi geriye itip ayağı kalktım,jimin'in kafası bana döndü.
"Ben sınıfa geçiyorum gelirsin"
Kafasını salladığında önümdeki tabağı alıp çöpe bıraktım.Nereye gidebileceğini düşündüm kapıdan çıkarken.
Tuvalet.Oraya gitmiş olmalıydı.Adımlarımı tuvalete yönelttiğimde ellerim heyecandan titriyordu,kalbim ağzımda atıyordu.Biri yanımdan geçse kalbimin sesini duyar öleceğimi düşündürdü.
Tuvaletin kapısını ittirip önce kafamı soktum,burada mı diye kontrol ederken orta tuvaletin kapısı açıldı ve içinden çıktı.
"Gel korkma ısırmam"
Lavaboya ulaştığında elini yıkmaya başlamış o sırada gözleri beni bulmuştu.
"Sence neden burdayız şu an?"
Kollarımı birbirine geçirip kapıya dayadım omzumu.
"Bilmem.Buraya sürüklediğine göre bir amacın var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
message | taekook
FanfictionYanımda duran bardağı alıp bir yudum içtim.Jimin'e tıklayıp yazmaya başladım. "Evet başlıyorum" "Neye?" "Jungkook" "Evet?" "Senden hoşlanıyorum" "Ah, ciddi misin?" "Jimin hiç yardımcı olmuyorsun ki" "Jimin?" Yazdıktan sonra yukardan gelen mesaja bak...