Harry okulda 'inek' öğrenciydi. Çok fazla ders çalışır, yüksek notlar alır ve hocaların gözde öğrencisi olurdu. Ama Harry'nin istediği hayat bu değildi. Harry pembe rengi severdi, mini etekleri, bakım eşyalarını... Ama ailesi kadın kıyafeti giymesine izin vermez eline kitap verirlerdi. Harry de istediği yaşamı çatı katında bulduğu büyükbabasından kalma deftere yazmaya karar verdi. Hayal etmek her zaman güzel gelmişti onun gözüne.
Sayfalarca her detayını yazmıştı hayalinin. Sonrasında da pijamalarını giyip yatağa yatmıştı. Huzurlu bir uyku çekmesi umuduyla karanlığa bıraktı kendini.
______
Sabah alarmının sesiyle uyandı Harry. Ayılabilmek için gözlerini ovalarken annesi girdi odaya. Her zamanki gülüşüyle ışık saçıyordu adeta. Elinde ise bir kutu vardı. Harryn'nin uyandığını görünce kapıyı kapatıp yatağa yaklaştı.
"Günaydın bitanem." neşeli sesiyle yatağın köşesine oturdu.
"Günaydın anne." Harry'nin sesi ise yeni kalktığından dolayı boğuk çıkmıştı.
Annesi elindeki kutuyu Harry'e uzatarak ,
"İyi ki doğdun hayatım." yavaşça fısıldadı şefkatli sesiyle.
Harry yavaşça kutuyu açmaya başladı. Pembe hediye kutusuna pembe kurdele takılmıştı. Harry kurdeleyi söküp içinden hediyeyi çıkardı. İçinde pembe renkli ekoseli etek ve yine toz pembe göbeğini açık bırakacak şekilde kısa bir tişört vardı.
Etek ve kısa tişört...
Ne!?
Harry gözlerini şaşkınlıkla büyüterek annesine bakmaya başladı. Annesi Harry'nin bu komik yüz ifadesine kıkırdamadan edemedi.
"Anne bunlar..."
"Evet canım. Artık zamanı gelmişti."
Annesi artık giyimine karışmayacak mıydı? Hızla atılıp annesine sarıldı kocaman gülümseyerek.
Bu ikisinin de kıkırdamasına neden oldu. Harry geri çekildi ve eteği incelemeye başladı."Hadi ben kahvaltını hazırlayayım sende üstünü giyinip gel."
Annesi odasından çıkar çıkmaz Harry banyoya girip hızlıca duş aldı. Saçlarına krem sürüp kuruttu. Odasına geçtiğinde bornozunu çıkarıp arkalarda annesinden gizli almış olduğu dantelli külodunu giydi. Ardından ekoseli pembe eteğini uzun pürüzsüz beyaz bacaklarından geçirdi. Narin bacaklarında gerçekten çok güzel durmuştu. Üstüne de kısa tişörtünü takıp aynanın önüne geçip kendimi izlemeye başladı. Kendini izlemeye dalmıştı ki annesinin aşağıdan sesini duydu bu yüzden hemen ayaklarına beyaz converselerini geçirdi. Hızlıcana çilekli dudak parlatıcısını da sürünce hazırdı. Hızlıca aşağı indi. Ama o kadar heyecanlıydı ki kahvaltı bile yapamadan yola koyuldu.
Yürürken arkadaşlarını aramayı ihmal etmedi. Her zamanki gibi okulun önünde bulaşacaklardı.
Okulun önünde arkadaşlarını bulunca oraya yöneldi. Yanlarına vardığında iki arkadaşı da ağzı bir karış açılmış şekilde onu süzdüklerini fark edince kıkırdadı.
"Aman Tanrım! Ailen izin vermiyor sanıyordum." Niall şaşkınca konuşunca cevap verdi.
"Bende anlamadım ki... Sabah annem doğum günü hediyesi olarak almış."
"Çok yakışmış Haz. Bu arada iyi ki doğdun! Kutlama yapacağız değil mi?" Liam heyecanla sordu.
Harry dudaklarını büzerek 'bilmiyorum' anlamında omuzlarını silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Larry // one shot // Dream
Teen FictionHarry istediği hayatı yazıyor ve umutla uyuyor...