Dışarı çıkan çocuğu arkasından takip ederken paraları cebime sıkıştırmıştım.
Madem çok zengindi, reddedip kabalık yapmaya gerek yoktu.Sonuçta para sıçan birinden bahsediyoruz.
Mutfağın önünden geçerken yerde duran çantamı görmüş koşarak almıştım yerden.
İçine baktığımda arabanın hala yerinde durması ile iç çekmiş yavaşça kırılmaması için çıkarmıştım.
O sırada hala telefonu ile konuşan Jimin'in önüne geçip yolunu kesince ayaklarımdan yüzüme kadar gezmişti gözleriJm: birazdan çıkarım Tae kapat artık!
Telefonu hızlıca kapatıp cebine koyunca elimde duran figüre bakmış çarpık bir şekilde gülümsemişti.
Bakışlarımı kaçırıp elindekini ona uzatırken konuşamamıştım, sanki ellerim titriyordu.Kendine gel Jungkook.
Jm: ne?
Jk: dediğim gibi hiç zarar görmedi tekrardan üzgünüm.
Jm: senin olsun.
Arkasını dönüp mutfağa doğru giderken peşini bırakmıyordum, o nereye giderse arkasından gidiyordum ve bütün evi neredeyse turlamıştık.
Dolaptan çıkardığı birkaç paket meyve suyunu masanın üstüne koyup tezgahın kenarında duran sepetin içinden abur cubur çıkarmıştı.Ardından odasına ilerledi.
Yine takip ediyordum konuşmak istiyordum ama sanki her an sözümü kesecek gibi geliyordu.
Jk: bunu istemiyorum efendim. Lütfen alın.
Jm: sizli bizli konuşma demedim mi sana?
Dolabından çıkardığı yırtık kot pantolonu ve siyah tişörtünü yatağın üstüne koymuş ardından üstündeki tişörtü çıkarmıştı.
Vücuduna bakmadan edemedim o an.Herkes bakardı bir kerelik bile olsa.
Ardından pantolonunun düğmelerine ilerledi.
Pekala bu sanki biraz fazlaydı, daha tişörtünü bile giyinmemişti ve ben odasında öylece onu izliyordum.Jk: bekle dışarı çıkayım.
Jm: hadi Jungkook seni mi bekleyeceğim?
Hızlıca dışarı çıkarken elimdeki figürü tekrar aldığım yere koyup kapıyı kapatınca birkaç dakika sonra ev haline göre çok daha şık bir görünüm ile çıkmıştı dışarıya.
Elinde kırmızı araba duruyordu...Jm: arabayı al.
Jk: istemiyorum.
Jm: neden?
Jk: çünkü ihtiyacım yok.
Jm: ...pekala giderken çöpe atacağım.
Tonla para eden o şeyi çöpe mi atacaktı?
Yanımdan hızlıca giderken bende peşinden koşup kolunu yakalamıştım.
Tamam belki beni ilgilendirmezdi fakat bilerek yaptığı gayet belli oluyordu.Jk: tamam! Dur, Alacağım.
Gülümseyip elindekini kollarıma bırakırken omuzumu pat patlamıştı.
Anlayamıyordum onu, tuhaf biriydi...
Giriş kapısına doğru giderken çantama figürü geri koymuş peşinden koşarak onunla beraber dışarı atmıştın kendimi.Jm: arkadaşım ile buluşacağım ve bugün ders aksadı üzgünüm.
Jk: önemli değil.
Jm: yarın kaldığımız yerden devam edelim Jungkook.
Jk: emin misin?
Jm: elbette. Sonra görüşürüz.
El sallayıp arabasına binip gözden kaybolurken yürüyerek caddeye varmıştım.
Sanırım bu parayla birkaç parça alma vakti gelmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JİKOOK {ÖĞRETMEN}
Художественная прозаBeş parasız Jeon Jungkook, parası ile dünyaları satın alabilecek olan Park Jimin'in öğretmeni olur... "Bunu bilerek yapmadım."