4: That weird yet desireable feeling

40 7 3
                                    

Sasha, Mikasa'yı misafir odasına çıkardıktan sonra da içi rahata ermediğinden kendi dolabından temiz kıyafetler getirmişti yatağa yatırdığı kıza.

Mikasa hafif bir şaşkınlıkla Sasha'ya baktı. Sonra gözleri elindeki kıyafetleri buldu. Şaşkınlığına hafif demiştim, değil mi? Unutun onu. Hafif falan değildi. Mikasa bu eve adımını attığından beri yirmi beş yıllık hayatında göstermediği kadar yaşam belirtisi gösteriyordu ve şaşkınlık bunlardan sadece biriydi. İyice açtığı gözleriyle kendisinden pahalı görünen kıyafetlere baktı: güzel kumaştan yapılmış kolları transparan bir gömlek, koyu kahve, rahat görünümlü bir etek ve temiz iç çamaşırları. Sasha getirdiklerini yatağın kenarına bıraktıktan sonra dudaklarını araladı.

"Acın hafiflediğinde giyersin bunları. Üstündekiler kirlenmiş ve gömleğin de kana bulanmış, onlarla durmana izin veremem. Hem, bence getirdiklerim çok yakışacak sana."

Son sözleri Mikasa'nın tebessüm etmesine sebep olurken genç kadın sessizliğini koruyarak kafasını salladı onaylar biçimde. Mikasa'nın da onayını alan Sasha yüzünde bir gülümsemeyle iki kişilik yatağın boş tarafına uzanıp yüzünü ona çevirdi. Bir süre hayallere dalmışçasına onu izlediyse de aklına bir şey gelmiş olacak ki girdiği transtan çıkıp konuşmaya başladı.

"Sahi... Mikasa, ormanda, nasıl o kadar çabuk güvendin bana? Demek istediğim, belki seni gözüne kestirmiş bir katildim, bu ihtimal hiç mi aklına gelmedi?"

Sasha'nın bu sözleri üzerine Mikasa gülmüştü. "Sasha, sence beni öldürmek istesen bunu hazır fırsatın varken ikimizden başkasının olmadığı bir ormanda mı yapardın yoksa telaşla dibime kadar girip beni tedavi etmeyi teklif edip evine götürdükten sonra mı? Ayrıca beni o kadar saf sanma, kötü bir niyetin olsaydı anlardım, silahlıydım da, kolay lokma değilim anlayacağın."

Sasha mahcup bir ifadeyle 'Haklısın...' tarzı bir şeyler mırıldandıktan sonra kafasını eğmişti. Dakikalar geçip gitti, ikisi de konuşmaya cesaret edemiyordu. Mikasa göğsündeki duygudan korkuyor, onu büyütmeye yanaşamıyordu; o duygu da ancak Sasha'yla birlikte ortaya çıkıyordu, bu yüzden konuşamıyordu. Sasha'ysa daha çok utancından susuyordu. Mikasa'yı hafife almıştı ve daha az önce pansuman yaparken kızın kolunu sıktığı an aklına geliyor ve suçlu hissediyordu. Konuşmaya yüzü yoktu bir bakıma, gerçi böyle diyorum ama Sasha her şeyi kendi çapında çok büyüttüğü için konuşmaya yüzü olmadığını düşünüyordu. Yoksa olanlar onu yüzsüz konumuna getirecek ciddiyette değildi.

Sasha gözlerini siyah saçlı kızın yüzü dışında her yerde gezdirirken sonunda fark etmişti parmağındaki alyansı. Zaten düşük olan yüzü daha da düşmüştü. "Evli olduğunu bilmiyordum." Hissettiği hayal kırıklığı cümlelerine de yansımıştı adeta, Mikasa sesini duyduğu gibi kalbinin bin parçaya bölündüğünü zannetmişti.

"Ah.." dedi sessizce, aklı Eren'e giderken. Esmer oğlanı da evde öyle yalnız bırakmak içine sinmemişti. Yine de önceliğini Sasha'ya verdi.

"Aile büyüklerinin isteğiydi, birbirimizi o anlamda sevmiyoruz zaten." Sasha, Mikasa'nın laflarıyla birlikte rahatlamış hissetti. Nedenini bilmiyordu ama Mikasa'nın başka birini sevme olasılığı bir an için ödünü koparmıştı. Başıyla onayladı. Ama Mikasa'nın evlilikten konu açıldığı anda endişeye bürünen suratı gözünden kaçmamıştı.

"Canını sıkan bir şey mi var... evlilik hakkında?" Sonunu getirmekte tereddüt etse de soruyu sormuştu bir kere, karşıdan gelecek cevaba odaklandı. Mikasa sıkıntılı bir nefes verdi odaya, dudaklarını aralarken yüzündeki endişe hiç de bir şey kaybetmemişti benliğinden. "Eşim... Evde yalnız şimdi. Daha yeni geldi savaştan, ne yaşadı bilmiyorum ama çok ketum, tek kelime konuşmuyor. Elinden bir iş de gelmiyor zaten, yemek yapamaz, aç kalacak akşama. Ben de böyle gidemem oraya... Hiç rahat değil içim."

Sasha anlayışlı bir bakış attı ona. Ardından o da konuştu. "Anlıyorum. İstersen hemen bir şeyler hazırlatıp götürebilirim ona, için rahat edecekse..." Bu sözlerden sonra Mikasa'nın gözlerindeki parlamaya Sasha bizzat şahit olmuştu. Siyah saçlı kız doğrularak esmerin ellerini tuttu. "Müteşekkir olurum. Tanrım, sana nasıl ödeyeceğim borcumu?" Sasha başını önemli değil dercesine salladı iki yana. "Ödenecek bir borç yok ortada, insanlık görevi. Aksi benim de içime sinmezdi, emin ol." Mikasa onu onayladıktan sonra gözleri Sasha'yla birleştirdiği ellerine kaymıştı. Anlık gelen utançla kendininkileri çekmek istese de içinde bu isteği dizginleyen daha ağır bir istek vardı. Rahat bir pozisyona geçerken tek elinin parmaklarını Sasha'nınkine kenetledi. Tenlerinin birbirine değişini hissetmek ona güven vermişti. Huzurla gülümsedi. O fark etmese de Sasha da ellerine bakarak gülümsemişti. Yapması gereken aklına gelince istemeye istemeye konuşmaya başladı.

"O zaman ben mutfağa gideyim, şöyle güzel bir yemek hazırlattırayım. Sonra çıkar çarçabuk yemeği ulaştırırım eşine. Ah tabii, önce bana adresi tarif etmen lazım." Mikasa tarifi verdikten sonra ikisi de somurtarak kenetledikleri ellerini ayırdılar. Esmer kızın ardından seslendi siyah saçlı. "Dikkat et, başına bir şey gelmesin." Sasha gülerek cevap verdi araladığı kapıyı kapatmadan hemen önce. "Ederim."

...

Mikasa bilmem kaçıncı uyuyakalma sekansını yaşarken odanın kapısının gıcırdayan sesine uyandı. Saat kaçtı bilmiyordu ama gözü pencereye takıldığında geceye yakın olduğunu anlamıştı. Yüzünü hafiften neon maviler bürümeye başlamışken Sasha Braus'un silüeti bir hayalet misali içeri süzüldü. Mikasa hava yavaştan karardığından kızın yüzünü net göremese de keyfinin kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliyordu. Sasha yatağa oturup üstündeki ceketi çıkardı. Üst bedenini efor sarfetmeden yatağa bırakırken derin bir nefes vermişti.

Mikasa soran gözlerle saçları yatak örtüsünde dağılmış, kolları iki yana açılmış kıza baktı. Sasha pozisyonunu değiştirmeden "Gergin," dedi sadece. "Gergin görünüyordu. Öyle ki etrafa yaydığı aura yüzünden tek kelime etmekte zorlandım. Sanırım şüphelerinde haklısın, bir haller var o çocukta." Mikasa da iç çekti bu sözler karşısında. Gittiğinde Eren'e n'olur, bilmiyordu ve onun için endişeleniyordu. Kendine onun iyi olduğunu söylerken dikkati yana bıraktığı elini kavrayan elle dağılmıştı. Sasha, Mikasa'nın yanına iyice yerleşirken yorgunca gülümsedi. "Yorulduk bugün ikimiz de, dinlenelim artık." Gözleri getirdiği kıyafetlere gitti. "Sabah giyersin temiz kıyafetleri de. Şimdilik uyuyalım." Mikasa huzurlu bir uykuya dalmadan önce dudaklarını araladı. "İyi geceler Sasha." Sasha'ysa çoktan mayıştığından sadece birkaç anlamsız mırıltıyla cevap vermişti. Mikasa mutluluğu hissetti, daha önce hiç hissetmediği kadar. Gözlerini kaparken hayatındaki en iyi uykuya daldığını bilerek gülümsedi. Sasha Braus, onu büyülemişti.

asiri uykum var kontrol etmeye usendim yanlisim varsa affola 🙏🙏 iyi okumalar mikasa cok asik

++ yeni bolum var bundan sonra !!

run away, mikasashaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin