BU KITABI SECTIĞINIZ IÇIN TESEKKURLER.. LUTFEN SABREDEREK OKUYUN EGLENCELI VE BIR O KADARDA DUYGULARI YANISTARAK YAZMAYA CALISTIM. BASLADIĞINIZ TARIHI YAZABILIRSINIZ <33
" Evet Hyung, onu oraya koyarsan bitiyor.. heh bitti!" dedi Jimin ona yeni evine taşınmasına yardım eden Hoseok Hyung'una.
Apartmanın üçüncü katında kalıyordu. Etraflarında başka apartmanlarda vardı, bir nevi site gibiydi burası. Jimin ve Hoseok yorgunluktan kendilerini koltuklara attılar." Teşekkür ederim Hyung. Sen olmasaydın asla yapamazdım!"," Lafı bile olmaz Minnie". Küçük olan ayağa kalktı ve mutfağa doğru ilerledi, " Hyung su ister misin?", : Hayır Minnie teşekkürler!" . Jimin elindeki sürahi ile bardağa su doldurup suyunu içmeye başladı. Suyunu içerken pencereden dışarıya bakıyordu. Birisi takılmıştı küçük olanın gözüne. Tam karşı binada oturan o dövmeli adam. Mutfakta yemek yapıyordu sanırım. Eğer biraz daha dikizleseydi onu fark edeceğini düşündü ve Hoseok Hyung'unun yanına doğru adımladı. Yanına gittiğinde Hoseok ayaktaydı, " Minnie'm ben artık gideyim !", " Peki Hyung, tekrardan teşekkürler !".. Hoseok,Jimin'e sarıldı ve evden çıktı.
Hoseok Hyung onun en yakın arkadaşı olabilirdi. Annesini kaybettikten sonra ondan güç bulmustu Jimin. Yaklaşık dört yıldır arkadaşlardı. Jimin bir veteriner o ise bir polisti.. Başka arkadaşlarıda vardı Jimin'in. Namjoon ve Taehyung; Namjoon avukat olduğu için şuanda şehir dışındaydı, onunla üç seneden beri arkadaştı.. aynı şekilde Tae ilede o kadar süredir arkadaştı. Tae barmenlik yapıyordu. Genelde tek gecelik ilişkilere odaklı flörtöz birisiydi Tae.. Bazi evlatlarda olduğu gibi Jimin'inde babası ile sorunları vardı. Park Minho'ydu adi. Babası ona hiç bir zaman sevgi göstermemiş her zaman eline para tutuşturup gönderirmiş Jimin'i yanından. Jimin aslında umursamıyordu bu durumu. Onun işine geliyordu. Ayda en fazla bir kere konuşurlardı. Babasının bir restorantı vardı.
Jimin yeni evini sevmişti çünkü burayla güzel anılar biriktirecegini düşünüyordu. Bir anda telefonu çaldı küçüğün. Arayan Sevgilisiydi..
" Alo bebeğim !? " dedi Jimin yorgun bir sesle,"Bu akşam saat altıda buluşalım?" , " Ne oldu Kai?"," Oraya gelince anlatırım, sahilde her zaman ki yerimizde ! " dedi ve kapattı telefonu Kai. Jimin sasirmisti neden böyle davrandığına. Kızacağı bir şey mi yapmıştı acaba?Saat beş buçuk olmuştu ve Jimin duş aldıktan sonra üstünü giyip takılarını takmaya başlamıştı. Haziran ayındaydı ve sıcak olduğu için fazla süslü olmayı sevmiyordu fakat yüzükler onlar için zaaf gibi bir şeydi . Üzerine siyah bol tişört altınada bol bir pantolon giyip tişörtünü içine koymuştu. Telefonuda alıp evden çıkmıştı. Apartmandan emin olmak için son kez numarasına bakmıştı."9". Önüne dönüp gidecekken çöp atan dövmeli çocuğu fark etti yeniden. Ama bu sefer umursamazca yürüdü Jimin çünkü kendisinden bile çok sevdiği insan onu önemli bir şey için çağırıyordu.
Sahile vardığında Kai'yi görebilmişti karşısında. Yanına adımladı heyecanla minik bedeni.
" Merhaba Kai?" , " Merhaba Min"
- Nedir bu kadar önemli olan?
+Min.. biliyorum iki yıldır birlikteyiz ve birbirimizi çok fazla seviyoruz... ama benim yurt dışına çıkmam gerekiyor..
- Ne? Neden? Ne için??
+ Min ben çok özür dilerim ama.. eski sevgilimi özlüyorum...
- Ne? Kai.. koskoca iki yılımız!? Gerçekten.. seni o kadar fazla severken sen hep onu mu düşünüyordun Kai?
İster istemez gözü doldu miniğin. Kalbine bir hançer saplanmıştı en sevdiği tarafından.. Ayakta durucak hali bile yokken daha fazla gelmişti bu sözler onun üzerine. O en mutlu olduğu anın sevdiği insanla birlikteyken, sevdiği insanin onun yanindayken başkasını düşünmesi onu yerlebir etmişti. Mahvetmişti...
+ Jimin bak gerçekten çok üzgünüm. Seni gerçekten seviyorum fakat.. bu duygularım arkadaşca.. seninleyken mutluyum ama kalbim seni sevmeme izin vermiyor... Lütfen benim için üzülme...
- Kai.. seni sevmiştim oysa ki ben..Küçük olan hızlı adımlarla oradan ayrıldı. Nereye gideceğini ne yapacağını bilmiyordu. Tek bildiği şey, kendisinden bile çok sevdiği adamın onu göz yaşları ile bırakmasaydı.. Düşünüyordu Jimin, hissettirememis miydi sevgiyi ona?.. Koskoca iki yıl.. Jimin adımlarını bara doğru yöneltti. Kendisini dağıtana kadar kararlıydı içmeye. İçinde öfke ve özlem birikmişti.. Sevdiği insan başka birisi için yurt dışına gidecekti.. Bu kadar hirpalanmisken geri ne zaman mutlu olurdu bilmiyordu...
Bara varmıştı ve Tae'nin olduğu tarafa oturup içmeye başlamıştı.
"Anlatmicak misin Jimin?"dedi Tae elindeki bardağı silerken.. " Benimleyken başkasını düşlüyormuş ve şimdide onun pesinden gitti... hemde yurt dışına" , " Sikik herif! " dedi Tae sinirli bir sesle ." Ama Tae biliyor musun, onun beni sevdiğine inanmıştım. Beni seviyordu.. yani ben öyle sanmistim... sanırım"," Jiminnie boşuna üzülüyorsun. Bak etrafına onun gibi bir sürü insan var illa ki seni seven insan olucaktir.. kendini bu kadar yıpratma! Hem sonra o yakışıklı yüzün kaybolur mazallah",
" Yüzüme bir şey deme gayet güzel. "Jimin ağlıyor Tae ise teselli ediyordu. Yaklaşık on bardak içen Jimin artık ayakta duramaz olmuştu. " Bir bardak daha!" , " Saçmalama Jimin bir dokunsam yeri boylarsın"," Kai'de böyle derdi.." , " Başlıcam şimdi Kai'ne . Yeter be! Ne desem Kai'yi ekliyorsun? Gitti o Jimin her şey bitti.", " Tae sinirimi mi bozmaya çalışıyorsun?"," Taksi çağırıyorum go the ev!".. Jimin, Tae'nin sözünü dinleyip taksiye binmiş ve eve gelmişti. Yani o öyle sanıyordu. Apartmanın önünde durdu ve sayıya bakti. Sonra düşünmeye başladı, dokuz muydu.. altı miydi..? En sonunda vaz geçip altıya girmişti. Kendi katının olduğu yere asansör ile cıkmış ve kendi kapısı sandığı kapının önüne gelmişti. Anahtarını çıkarttı ve kapıya takmaya çalıştı ama o sarhoş hali ile bunu başaramadı. Sonra yeniden ağlamaya başladı.. Söyledi kendine" Hiçbir şeyi başaramıyorum.." Kapıya vurmaya başladı bir anda. Sevgisine yenik düşmüştü Jimin, şuanda tüm Seul'u ayağa kaldırabilirdi. Bir anda kapı açıldı. Karşısında ki dövmeli bedeni gören Jimin bir anlık durdu. Sonra anladı yanlış yerdeydi. Dövmeli çocuk , Jimin'in ağladığını görmüştü ve sormadan kendisini tutamamıştı.
- Neden ağlıyorsunuz bayim?
+ Ben yapamıyorum hiçbir şeyi dövmeli adam ! Ona o kadar değer vermiştim oysa ki.. beni sevmesi için uğrasmistim ama o.., minik olan burnunu çekmiş ve dövmeli çocuğa odaklanmıştı. Dövmeleri bir anlık sarhoş çocuğa çekici gelmişti.
+ Dövmelerine dokunabilir miyim?
- Ne?
+ Lütfen!?!
- Peki.. istersen ıçeri geçelim hm?
+ Olur..
Içeri geçmişlerdi ve Jimin sarhoş olduğu için sallana sallana yürüyor bir yandanda sayikliyordu." Kai.. lanet olsun sana".. Salona geçmişler ve oturmuşlardı. Dövmeli konuşmaya başlamıştı;
- Şey.. sizi tanıyor muyum?
+ Huh? Beni nasıl tanımazsın? Yakışıklı karşı bina komşununum ben senin !
- Aa demek oraya siz taşındınız bu arada ben Jungkook. Jeon Jungkook.
+ Park Jimin!.. Kai olsaydı Park değil Kim diye düzeltirdi..
- Gecenin üçünde bu kadar icicek olup evleri karıştıracak kadar sevdiyseniz helal be!
+ Ama o eski sevgilisi için yurt dışına gitti!
- Ha !? Hain piç!
+ Evet öyle.. dövmelerin?
- A evet.. bakabilirsin..Jungkook dövmelerini Jimin'e uzattı. Jimin tek tek hepsine dokundu. Çok güzeldi. Jimin bir anda duraksadı. Ne yapıyordu o böyle ? Şuanda tanımadığı birisinin evinde miydi? Bunları düşünürken uyudugunun farkinda bile değildi. Son duyduğu sözler; Jimin.. Uyan
Merhaba! Bu ilk Jikook ficim olabilir! Yorum yaparsanız sevinirim isteyen fikirlerinide yazabilir, lütfen oylayın. Teşekkürler <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Foreign | Jikook
Short StoryTamamlandı.. Yeni evine taşınan Jimin, bir gece çok fazla içtiği için yanlış apartmana girer...