Bu bölümü canım arkadaşım friendship001
için yazıyorum :* :)
Feride nin Anlatımı ;Taksi durunca Defne ile indik . Merdivenlerden yukarı çıktığımızda kapıyı açıp Sinirle eve girerek kapıyı çarptım !
Zil çalınca kaşlarımı çatıp kapıyı açtım.
Defne karşımdaydı .
Bıkkınlıkla nefesini verip "Sakin ol " dedi. Sinirden genelde küfretmeyen ben küfretmeye başlamıştım.
"Ben onun .............. ......... ............ ........ "
Defne eliyle ağzımı kapatmaya çalışırken ben hâlâ küfrediyordum. En sonunda Defne durduramayacağını anlayıp mutfağa gitti. Duvara tekme ve yumruklar atıyordum ki yere yapıştım. Defne hemen geldi ve elindeki sürahi yere düşüp parçacıklara ayrıldı.
Defnenin yerdeki sudan dolayı ayağı kaydı ve benim üstüme düştü. "Off defne ya kac kilosun " diye mızmızlandım. Defne ise bana sinirle bakıp " İnceciğim ben bikere " dedi. "Dışarı çıkalım mı " dediğimde ofladı.
"Sen çık ben film izliycem " dediğinde " ok" diyerek ıslak kıyafetlerimle dışarı çıktım.
Aklıma gelen fikirle Ahmet Öğretmenin evinin yoluna girdim. Defne den evinin yolunu öğrenmiştim. 'Niye soruyosun' dediğinde ise 'başımıza bişey gelirse' demiştim. Yorgun adımlarla yürürken sıkılıp bir yere oturdum.
"Ben onu çok seviyorum. Ama olmaz ! İnsan öğretmenine aşık olmamalı..
Hayır ! Biz sadece öğretmen ve öğrenciyiz , hem ben ondan Küçüğüm.." diye fısıldayarak ağlamaya basladım. "Keşke Defne ye başta gercekten kimi sevdiğimi soyleseydim.." diye ağlayarak mırıldanıp ayağa kalktım.
İki liseli gencin bu tarafa doğru geldiğini gördüm. İçimdeki tedirginliği boşverip başka seyleri düşünmeye çalıştım. Taa ki uzun boylu olanın "hey fıstık , sen ne tatlısın öyle " diyip yanağımdan makas almasına dek. Tedirgin olup koşmaya yeltenirken kolumu tutup köşeye sıkıştırdılar.
Adamın elini belimde hissedince son gücümle bağırmaya ve haykırmaya basladım. Debelenip adamı tekmeleyince , kısa olan adam sinirlenip kafamı duvara sertçe vurdu. Gerizekalı adam , ah kafam acıyor.
Aklıma gelen fikirle gözlerimi yavasça kapatıp bayılmıs gibi yaptım. Duyduğum adım sesleriyle adamların geri adımlar attığını anladım. Fırsat bu fırsat diyerek hızlıca ayağa kalkıp var gücümle Ahmet Öğretmenin evine koştum.
Acık olan bahçe kapısından girip evin kapısını yumruklamaya basladım. Kapı açıldığında anında evin içine daldım.
Adamlar eve girmeye çalışınca Ahmet Öğretmen adamları dövdü. Adamlar ise küfür ederek ve kıvranarak gittiler.
Olayın şokuyla şizofren gibi kahkaha atmaya basladım. Sonrası kafamda büyük bir acı ve karanlık..
Ahmet öğretmenin anlatımı ;
Kapının yumruklandığını duyunca hızla koltuktan kalkıp kapıyı açtım. İçeriye biri daldı. Arkamı dönüp kim olduğuna bakacakken iki serseri bahçe kapısından girip evin içine doğru ilerlediler. Eve girmeye çalıştıklarında sertçe önlerini kesip " hoop nereye gencler " dedim. Karsı çıkmaya kalktıklarında ikisininde dövdüm.
Küfrederek gittiklerinde kapıyı kapattım.
Arkamdan kahkaha sesleri duyduğumda arkamı döndüm . Bugün baloda kavga ettiğim öğrencim Feride yi görünce ağzım açık kaldı. Birden kahkahayı kesip bayıldığında onu kucağıma alıp koltuğa yatırdım. Hastaneye gitmemiz uzun sürebilir ama başı kanıyor.
Karşı evde oturan doktor hanımı çağırmaya karar verip evden çıktım..
*****
" pansumanını yaptık , başındaki hasar çokta kötü degil , sadece biraz dinlenmesi gerek " diyerek dışarı çıktı . "tesekkürler Azra Hanım " deyip kapıyı kapattım . Feride nin yanına gidip basındaki pansumana hafifçe dokundum. Hâla neler olduğunu çok merak ediyordum. O adamlar neden onu kovalıyordu? Başındaki yara nasıl oldu?
Oflayarak diğer koltuğa uzanıp rahatça uyudum..
Feride nin anlatımı ;
Basımda küçük bir sızı hissedince uyandığımı belli etmiycek şekilde azıcık gözlerimi açtım. Ahmet Öğretmen başıma eliyle dokunuyor. Elini çekip karşıdaki koltuğa uzandı ve gözlerini kapattı.
On dakika sonra uyuduğundan emin olup yerimden kalktım . Sessizce sevinç dansımı yapıp gülmemek için ağzımı elimle kapadım. Gülmeyeceğimi anladığımda elimi ağzımdan çekerek yanına doğru ilerledim . Yüzüne yaklaştım. Sıcak nefesini yüzünde hissedince kapalı olan göz kapaklarını inceledim.
Sonra evin kapısını yavaşça açıp bahçeye çıktım. Bahçeleri küçüklügümden beri severdim. Gökyüzüne baktığımda kutup yıldızı gördüm. Çok güzeldi. Parlayan kutup yıldızına hayretle baktım. Ahmet öğretmen gibiydi. Fazla..dikkat..çekiciydi.
hışırtılar duyunca hızla arkama döndüm.
Ahmet öğretmen "nasılsın " diye sorunca "iyi" dedim. "Adamlardan mı kacıyordun " diye sorduğunda "Ben artık eve gidiyim , teşekkürler " diyerek bahçe kapısından çıktım.Defne beni kesinlikle öldürecek!
Defne nin anlatımı ;
Esneyerek uyandığımda televizyonun hâla açık oldugunu görünce istemsizce kaşlarımı çattım. Aceleyle telefonu bulup saate baktım. Feride gideli tam 2 saat oluyordu. Belki gelmiştir diye düşünerek evin her yerine baktım. Yoktu. Telaşlanıp Feride yi aradım.
Her zaman gıcık olduğum "Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor..."
sözcüklerini duyduğumda dahada telaşlandım. Hiç durmadan aramaya devam ettim..
****
Tam 57 kez aradım ama ulaşılamıyor. Sinirle telefonu koltuğa fırlattım . Belki dışarda uyuya kalmıştır diye düşünerek evden çıkıp kapıyı kapattım..
O anda DANK! Etti. Ben anahtarı ve telefonu yanıma almadım. Ve kapıyıda kapattım! OLAMAZ!!
Votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elindeki Kalbim
RomanceÇam ağacına düşen gölgesine baktı. Sonra şiddetle esen rüzgara yüzünü çevirdi.Yaşam onları sevdiklerinden çekip koparmıştı. kendisi Feride Ahmet 'ini , Kutup yıldızını nasıl bırakacaktı .Peki ya nasıl bırakılacakdı?! Yetmiycek miydi bu kadar çile...