2 gün sonra....
Gece vakti bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Doğu Barı'ndaki eğlence her zaman olduğu gibi devam ediyordu. Arkadan country duyuluyordu piyano eşliğinde.Ta ki;
- Altınlarımı geri ver şefersiz, haykırışına kadar.
Ve ardından hırsızın kafasında kırılan içki şişesiyle birlikte curcuna başlamıştı. Düşen hırsız yerden kaptığı bir diğer şişeyi adama doğru savurdu. Yana doğru hamle yapıp sıyrıldı ve sıkışık olan barda bir kaç adamın sendeleyerek düşmesine neden oldu. Adamın cüssesi bi hayli büyüktü ve saldırıdan kaçabilmesi hırsızı hayrete düşürmüştü. Bu dalgınlıktan yararlanan adam yanında bulduğu sandalyeyi adama fırlattı. Tekrar baktığında ise fırlattığı şeyin ufak tefek bir sarhoş olduğunu görünce bir kahkaha patlattı. Sağından ona doğru süzülen bıçağı son anda farketti ve kaçamayacağını anlayınca kolunu kendisine siper etmek zorunda kaldı. Acıyla inledi ve bıçağın geldiği yöne baktığında hırsızın arkadaşlarının da kavgaya dahil olduğunu gördü. Doğrulup kolundan bıçağı çıkardı. Yere düşen bir avuç kana aldırmadan bıçağı geldiği yöne doğru fırlattı. Öndeki adam eğilince arkadaki serseriyi göğsünün ortasından mıhladı. Bıçağın kuvvetiyle geriye doğru savrulmuştu. Sırtında kırılan sandalyeyle birlikti arkasına döndü ve muhtemelen o saırada bu hatayı yapmamış olmayı dileyecek hırsızı yakasından tutarak havaya kaldırdı. O kocaman kalın kollarıyla suratına o kadar şiddetli bir yumruk attı ki kırılan elmacık kemiklerinin sesi 2 masa ötedeki adam tarafından duyuldu. Hırsız barın diğer bir köşesine doğru uçarken adam masaya yasladığı baltasını eline aldı ve önünü sarcak şekilde salladı. Bu etrafını saran adamları korkutmaya yetmişti. Bir kaç adım geri giden sersilerden biri kapıdan çıkıp kaçmaya çalışırken göğsüne doğru inen tekmeyle içeri doğru uçtu.
- Hey Arctos hala kavga çıkarmaktan bıkmadın mı ?
- Hırsız altınlarımı ça...
Kapıdan girenin kim olduğunu görünce lafını tamamlamadı. Yüzünde kocaman bir gülüseme vardı.
- Seni şanslı kuzeyli köpek yaşıyorsun hala he, diyerek bi kahkaha attı.