21 bölüm

726 90 10
                                    

Mxm SINIRIMIZ    45 OY(VOTE )
                                10 YORUM


AREL'DEN

Tamı tamına 2 hafta olmuş ve annemi ve babamı bulamamıştım. Her yere baktım, ama yoklardı. Yer yarıldı da sanki içine girdiler, yoklar gibi davranıyorlardı.

Murat oturmuş telefonuyla ilgilenirken, 2 haftadır yardım etmeyen babam ise yine kelime oyunu oynuyordu. Sıkıntıdan patlayacaktım, oğlumu ve karımı çok özlemiştim. "Ah lâl'im, bir kerede dediğini unut be güzelim, sen ara beni, söyle nerede olduğunuzu," dedim.

İş yerine gönderdiği e-maillerin sinyali eski sekreteriydi, ama o da nerede olduklarını söylemiyordu. Aynı şekilde kendi gibi bir asistanı vardı.

Birkaç saat sonra Instagram hesabıma bir mesaj geldi ve baktım ki Murat paylaşılan bir fotoğrafı atmıştı. Fotoğrafı incelediğimde, bizim eski bir fotoğrafımız olduğunu ve paylaşanın Toprak olduğunu fark ettim. Bu çocuk okuma yazması olmasına rağmen nasıl böyle bir şey yapabilirdi? Odadan çıkıp Murat'ın yanına gittiğimde, gülüyordu. "Görüyor musun yeğenimi, fenomen olacak büyüdükçe," dedi. Ben ise şaşkınlıkla, "Lan çocuk okuma yazma bilmiyor, nasıl paylaşıyor?" dedim. Murat gözlerini devirip, "Abi, tek takıldığın yaş mı? Okuma yazma bilmesi de gerekmez ki. Google'dan konuşur, o yazı olarak çıkar, kopyala yapıştır, basit işte. Hesabı da ben açtım, takılma bu kadar, oğlunuda takip et bari," dediğinde sıkıldım, koltuğa oturdum ve tam fotoğraflara bakacaktım ki annem aramaya başladı. Hemen telefonu açtım.

"Alo, oğlum?" "Anne, nerdesiniz, siz kaç gündür arıyorum?" "Söyleyeyim, bıktım karından. Sabah başlamış, tutturuyor; ciğer alıcam, yapıcam diye oyaladım, olmadı. Şimdi de börek yapıyor." "Ne dediğini anlamadım anne," dediğimde annem derin bir nefes aldı. "Aptal oğlum, benim karın bir tepsi değil, 4 tepsi yapacam diye tutturdu. Şimdi malzeme için gitti, gelir ne oldu kızıma anlamıyorum ki. Günü gününü tutmuyor, dün de yataktan çıkmaya hali yoktu, şimdi de oburcuk oldu." "Nerdesiniz anne, söyle, geliyim," dedim. "Sizin her zaman tatil için geldiğiniz bir ev varmış, oradayız. Balayında da gelmişsiniz," dediğinde güldüm. "Tamam anne, sen rahat bırak, yapsın böreğini, ciğerini. Belli ki bir şey takılmış aklına," dedim ve o da güldü. "Aklına mı, sadece kalbine de sen takılmışsın. Bari çabuk gelin, lâl geldiğinde biz plaja gideriz, toprağımla," dediğinde onayladım ve telefonu kapattım.

LÂL'DEN

Bugün olduğu gibi rüyama o kadın girdi ve karnıma dokunuyordu. "Dikkat etmelisin, kendin için değil, bebek için," dedi. Rüyadan uyanıyorum ama diğer günler gibi değil, bu sefer geç değil. Burnuma çiğer kokuları geliyor ve uyanıyorum. Hazal anne, "Yapma, sabah sabah yapma," dedi, ben de saat 12'ye yaklaşırken arabayla çarşıya çıkıp alışveriş yapmak için malzemeleri almaya karar verdim.

Eve geldiğimde tam 12.00'di. Mutfakta bir not buldum: "Ben torunumun karnını doyurdum, bikinimizi şortumuzu giyip sahile gidiyoruz. Ev sana emanet, yaparsın böreğini çiğerini."

Yazıya gülümsedim, malzemeleri tezgaha koyup odama çıktım. Bu evin çok odalı olmasını seviyordum. Alt katta 3 oda, üst katta ise 5 oda bulunuyordu. Alt kattaki odalardan biri benim atölye gibi olmuştu. Neyse...

Odaya girdim, hızlıca şortlu takımımı giyindim ve saçlarımı topuz yaptım.Aşağıya inip hızlıva malzemelerimi dizdim

5 SAAT SONRA  SAAT=17.25

Her şey hazırdı, çiğerim pişmiş, börekler fırında. Hala zamanım olduğu için odama gidip duş almak istedim.

Duş aldıktan sonra gardırobumu açtım. Beyaz bir crop top ve bol paça pantolon giydim. Pantolonun kumaşı yumuşak ve rahattı, neredeyse eşofman gibi. Gözüme takılan şey ise o kol düğmeleriydi. Belki de bulmak istemiyorsun bizi, Arel. İki haftadır kayıp olduğumuzu bilmen gerekirdi.

BENİM LÂL HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin