Doktor Haruto'nun koluna bakarken biz dışarıda oturuyorduk. Çok değil,yaklaşık 1 saat önce Junghwan beni arayıp Haruto'nun bıçaklandığını söylemişti. O an kalbim durucak gibi hissetmiştim. Daha sonra da apar topar hastaneye gelmiştik.
Junghwan öyle bi anlatmıştı ki,ben Haruto ameliyata giricek,ölücek zannetmiştim. Oysa ki sadece kolundan hafif yaralanmıştı. O kadar önemli olmasa da korkudan ölmüştüm.
Doktor içerinden çıktığında bir şeyler zırvalamaya başlamıştı. Ancak onu dinleme gereği duymadan direkt odaya daldım.
Haruto'yu kolu sargılı şekilde görünce gözyaşlarımın akmasına engel olamamıştım. İçim gidiyordu.
Beklemeden yanına gidip ona sarıldığımda Haruto da sargılı olmayan elini belime götürmüştü. Kokusunu içime çektiğimde geri çekilip gözlerine baktım.
"Çok korktum." dedim gözlerim dolarken. "Sana bir şey olucak diye çok korktum."
Haruto gülümserken "O kadar çok mu seviyorsun beni?" demişti. Ancak çatık kaşlarım ve sinirle bakışlarımı görünce "Tamam kızma." diyerek geçiştirmişti.
Bakışlarımı yarasına çevirdim. "Nasıl oldu?"
O da ilk önce yarasına bakıp tekrar gözlerime baktı. "Otoparka indiğimde bi anda etrafımı sardılar, durup dururken yaptılar. Boşver sen acımıyor bile."
Gözlerimi devirdim üzülmeyeyim diye bilerek dediğini biliyordum.
Bir süre sonra Junghwan ve Jihoon'da içeri girdiğinde Junghwan Haruto'ya bakarak konuştu. "Doktor çıkabilir dedi ama verdiği hapları içip kolunu çok hareket ettirmeyecekmişsin."
_
Haruto ile otele gelmiş onun odasına çıkmıştık. Onu yatağa oturtup yüzüne baktım. "Aç mısın? Bir şeyler söyleyeyim."
Haruto sırıtıp yüzüme baktı. "Seni yeme şansım var mı?"
Gözlerimi devirip ofladım. "Şu durumda bile mi cidden?"
Haruto boşta kalan eliyle beni kucağına çektiğinde dizinde oturuyordum. Elini belime sardığında benim elim onun omzundaydı.
Gözlerime bakarak "Ne var? Kolum sargılı diye sana olan ilgim mi azalıcak?" dediğinde bi elimi yanağına çıkartıp okşadım. "Hayır tabii ki sadece şuan kendini düşünmelisin."
"Sana dedim, önemli bir şey değil. Acımıyor bile. Endişelenme."
Kafamı sallayıp dudağına küçük bi öpücük kondurup dizinden kalktım. "Kay hadi o zaman. Yatalım."
Haruto kenara kaydığında yanına geçip ona yanaştım. Başımı göğsüne koymadan önce boynuna yaklaşıp kokusunu içime çektim. Benim için Dünya'nın en güzel kokusuydu.
_Sabah gözümü yine Haruto'dan önce açmıştım. Onu izlemek istesemde kalkıp yemek yemesi ve haplarını içmesi gerekiyordu.
Haruto'yu hafif sarsıp uyanmasını sağladığımda beni görmesiyle gülümsemişti.
"Günaydın bebeğim."
"Günaydın hayatım."
"Bu sefer beni öperek uyandırmadın." dedi Haruto yataktan kalkerken "Kırıldım."
Gözlerimi devirip yüzüne bakmadan konuştum. "Belki bir gün bizde öperek uyandırılırız. Zor gözüküyor ama neyse..."
Haruto gülerken hiç bir şey demeden banyoya yöneldi. "Banyoya gireceğim gelmek ister misin?"