|Jimin|
İş çıkışı gelmiş ve eve gidiyordu Jimin. Bir o kadar o eve gitmek istemesede gidiyordu işte.. Arabada giderken onunla olan her bir anısı aklına geliyordu..
Dövme yaptırmak istiyorlardı bir zamanlar ama Jimin korktuğu için yapmamışlardı.. Jimin'in saçları uzunken Kai hep onları örerdi.. Yüzükleri vardı onların.. Herkesin kiskanacagi bir ilişkileri olmuştu hep. Asansörün durması ile tanışmışlardı..
Bunları düşünürken eve hangi ara geldiğini fark etmemişti Jimin.. Eve çıkıp üzerini değiştirdi ve odasına ilerledi.. Onunla ilgili olan kutuyu buldu ve yere oturup belini duvara yasladı. Hiç açmak istemedi.. Onları atmak istemedi.. En sonunda cesaretini toplayıp Güneşim♡ yazan kutuyu açtı Jimin. Gözüne yüzüğü takılmıştı.. Aldı eline.. ve taktı parmağına.. Jimin düşündü... Şimdi onun elleri onun elinde olucaktı.. O taktiği yüzüğü opucekti Kai.. Gözlerine bakicakti ve diyecekti ki..Seni seviyorum Jimin! ...
Gözlerinin dolduğunu fark etmemişti Jimin. Yanağından bir yaş düşmüştü.. Eline kutudan bir kağıt almıştı. Asansörde kaldıklarında sos oynamışlardı. Jimin'in klostrofobisi vardı ve Kai onu sakinleştirmek için sos oynattirmisti. Jimin daha çok ağlamıştı . Elindeki kağıdı yuvarlayıp fırlatmıştı . Lanet olsun sana! Seni tanığım güne lanet olsun Kai! diye bağırmıştı bir anda..
Evin zili çalmıştı. Jimin öfkeli ve üzgün olduğu için duygusuz bir ifadeyle yüzünü falan silmeden açmıştı kapıyı. Güler yüzlü bir Jungkook göreceğini düşünmemişti. Zaten Jimin'i görünce solmuştu Jungkook'un yüzü..
- Ağladın mi sen?
+ Içeri gelsene..Jimin burnunu çekti ve oturan Jungkook'a bakti..
- Kusura bakma. Beni hep ağlarken yakalıyorsun..
+ Hayır sorun değil.. Bu arada sana yardım edebilirim.. Ben yasam kocuyum..
- Para alicak misin benden?
+ Hayır biz arkadaşı- Yani sanırım arkadaşız?
- Galiba öyle olduk... Yani bana ücretsiz mi?
+ Evet..
- Güzel... belesleri hep sevmişimdir..Bu sözü sesli söylediğinin farkına sonradan varmıştı Jimin..
- Yani öyle demek istemedim-
+ Hayır hayır sorun değil..* hafifçe gülümser *
- Peki nasıl yardım ediceksin?
+ Ne için üzülüyorsun?
- Sevgilim tarafından terk edildim.. Onu unutmak istiyorum ama istemiyorumda... Nasıl desem beynim, Unut gitsin zaten yurt dışında, olduğunu söylüyor. Kalbim ise, Mutlu anılarınızı hatırla o her zaman ordaydı, diyor.. Ama onu unutmak benim için daha iyi olur..
+ Unutamazsın Jiminnie.. Sadece alisirsin.. Alışmanın en güzel yolu bir hayvan sahiplenmektir. Başka şeylere odaklanmaktir..
- Hayvan ne alaka?
+ Şimdi şöyle Jiminnie. Hayvani aldigin zaman, eski sevgiline vermek istediğin değeri veriyorsun ve kalbin artık sanki o hayvani seviyormuşsun gibi düşünmeye başlıyor. Anladın mi?
- Hmm evet ve mantıklı geldi. Sanırım bu taktiği denicem.
+ Evet şimdilik bundan başlayalım Jiminnie sonra başka şeylerden ilerleriz..
- Hıhım.. Bir şeyler içmek ister misin? Sohbet falan ederiz hem kafam dagilmis olur..
+ Tabii sen nasıl istersen..Jimin ayağa kalkmış ve mutfağa doğru ilerlemişti. Kettle'a su koymuş kaynamasını bekliyordu. O sırada bardakları indirdi. Iki dakika içinde şu kaynamıştı ve suyu bardaklara doldurup salona ilerledi. Elinde olan fincanın bir tanesini Jungkook'a verdi. Jungkook minnettarlarını sundu ve konuşmaya devam ettiler.
- Dövmelerini ne zaman yaptırdın?
+ Liseyi bitirdiğimde..
- Şuan kaç yaşındasın?
+ 22 sen?
- 25 , Hyung de bana! * kıkırdar*
+ Tamam Hyung ! *kikirdar *
- Bizim Tae var barmen belki bir gün gitmek istersin?
+ Aslında bu hoş olur. Arkadaşlarım seninle tanışmak istiyordu.
- Onlara benim salakligimdan hemen bahsettin mi?
+ Çok üzgünüm.. ama onlara anlatmasam icimde kalırdı. Sanırım biraz dedikoduculuk var içimde..
- Ahaha sorun değil benimde arkadaşım seninle tanışmak istiyordu..
+ Sende anlatmışsın!?
- Tabii ki! * ikisi de kikirdar*
+ Dövmelere ayrı bir şeyin varmış gibi gözüküyor?
- Aslında yok ama seninkiler çok fazla dikkatimi çekti..
+ Hmm anladım.. Bu arada eski sevgilinle olan eşyalarını bir yere kaldır ve açma. Her ne kadar canın açmak istesede açma. Çünkü zamanı gelince onlarla ne yapacağını bileceksin.
- Pekala.. sen nasıl diyorsan koc!..
Senin aşk hayatın nasıl koç?
+ Ben aska inanmam.
- Neden?
+ Çünkü aşk fedakarlık demek. Bir insan için onca şeylerden vazgeçmek. Hem kendine bi bak. Hep ask yüzünden böylesin..
- Sen aşktan mi korkuyorsun?
+ Bu konuları kapatalim, hem senin kıyafetlerini getirmiştim.
- Şey. Ben senin kıyafetlerini yıkayacak zaman bulamadım..
+ Sorun değil ben evde yikarim
- Hayır hayır ben yıkar veririm!
+ Gerçekten sorun değil Jiminnie?
- Benim için sorun !
+ İyi peki.. Nasıl istersen..
- Saol koc!
+ Bana hep koç mu diyeceksin?
- Evet koç!
+ Ahahaha.. telefon numaranı alabilir miyim?
- Evet koç.. 051* *** ****
+ Çaldırırım eve gidince..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Foreign | Jikook
Short StoryTamamlandı.. Yeni evine taşınan Jimin, bir gece çok fazla içtiği için yanlış apartmana girer...