Nefes kesici manzaraya hayranlıkla baktı Elizabeth. Temiz hava almak için açtığı pencereden odaya dolan baharın kokusunu içine çekti. Karlar kalkmıştı, toprak tazelenmişti. Elini gün geçtikçe biraz daha büyüyen karnında gezdirdi. Zaman o kadar hızlı geçiyordu ki hamileliği kendisini iyice göstermeye başlamıştı. Omuzlarına sarılan şal ve saçlarına kondurulan öpücük üzerine gülümsedi.
"Üşüyeceksiniz leydim."
Jamie her zaman korumacı bir adamdı. Ama Elizabeth'in hamileliği ilerledikçe bu durum artmıştı."Sadece biraz hava almak istemiştim."
Elini karnına koyan adam yüzünü kendisine çevirdi.
"Ama hava yeterince ısınmadı. Şimdi gel de karnımızı doyuralım. Bebeğimizi aç bırakıyorsun."
"Aşağıya inmeyecek miyiz?"
"Karım ve kızımla yalnız kahvaltı etmek istiyorum."
"Oğlum diyecektiniz sanırım Lordum?"
"Kızım dedim Leydim."
Aylardır tartıştıkları bir konuydu bebeklerinin cinsiyeti ve anlaşılan doğuma kadar inatlaşmaya devam edeceklerdi. Elizabeth bir oğlan doğuracağından emindi. Hem de rüyasında gördüğü huysuz oğlan çocuğunu doğuracaktı. Jamie ise tamamen karısına benzeyen küçük bir kız çocuğu istiyordu. Hayatını adayacağı yeni bir leydi daha...
Birbirlerine ne kadar âşık olurlarsa olsunlar tatlı atışmaları asla bitmiyordu. Masaya oturduklarında Elizabeth kendisi için özel olarak getirtilen baldan kocasına biraz bile vermeden yemeye başladı. Karısının iştahlı hallerine alışsa da Jamie de uğraşmadan duramadı.
"Benim küçük, tatlı kızım sayende doğar doğmaz şişman olacak. Şimdiden çirkinleştiriyorsun onu."
"Ben oğlum güçlü olsun diye yiyorum. "
"Saçmalık."
"Eğer bir kız doğuracaksam şu an sana iyilik yapıyorum demektir. Güzel olursa erkekler onu rahat bırakmaz ve erkenden evlenir."
Tespitin haklılığı Jamie'yi rahatsız edince Galce küfrederek arkasına yaslandı. "Vakti geldiğinde bir de bununla uğraşmak zorunda kalacağım değil mi?"
Elizabeth gülmemek için dudağını ısırdıktan sonra konuştu.
"Yoksa onu da mı bir manastıra göndermeye çalışacaksınız Lordum? Babasının annesini kandırışı gibi bir gün elbette onun da kalbini biri çalacaktır."
"Pekâlâ, Bundan sonra ne yediğine karışmayacağım. Kapılardan sığamadığın zaman gerektiğinde duvarları yıkarız. Yeter ki bu konuda konuşup beni daha fazla üzme."
Sonunda açıkça gülerek kahvaltısına devam etti Elizabeth. Gavina kısa süreli bir nişanlılığın ardından evlenip Skye Adası'na gittiğinde Laire de arkasından onu yeni hayatına alıştırabilmek için gönderilmişti. Haliyle Elizabeth eskiye göre biraz yalnız hissediyordu. Jamie de bu yüzden karısıyla daha çok vakit geçirmeye özen gösteriyordu. Gerçi artan bu özel zamanların sebeplerinden biri yaklaşan ayrılık da olabilirdi. Bunu düşünmek Elizabeth'i epeyce hüzünlendiriyordu. Haliyle bir anda aklına gelen düşünceler gülüşünü yüzünde soldurdu ve gözleri doldu.
"Gitmek istemiyorum."
Sonunda o gün gelmişti. Rosalie'nin yaklaşan doğumu ve karların da erimesiyle Maclachlan klanına gitmesi gerekecekti. Hazırlıklar tamamlanmıştı. Giyinip yola çıkmak zorundaydı. Deniz yolculuğundan önce bir süre karadan hareket edecekti. Jamie hâlâ John Corning konusunda tedirgindi ama Elizabeth o konunun kapandığını umuyordu. John'un evli hatta hamile bir kadına saldıracağını düşünmüyordu. Onun endişesi Jamie içindi. Ama bir taraftan bu düşmanlığın geri dönülmez bir noktada olduğunu da biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı)
Historical FictionOn dokuz yaşında, hayatı yalanlarla süslü, güzel, zeki ve cesur bir genç kız. Ettiği intikam yemininin esiri, etrafına korku salan, güçlü ve sevgisiz bir adam. Birbirinden tamamen farklı bu iki insanın yolu bir intikam planı sonucu kesişiyor. Yanlış...