herkese merhaba! harika bir bölümle geldim size...
bir de küçük bir ricam var, lütfen etkileşim halinde olalım. hikaye hakkında görüşlerinizi yazın, okumak istediğiniz şeyleri belirtin... sizinle gerçekten iç içe olmak istiyorum.
keyifli okumalar dilerim!
*
Kendini bilmez bir cesaret silsilesi damarlarımda kol gezerken ne yaptığımı kendim de bilmiyor, bu cesaretin nereden geldiğini sorguluyordum.
Ulaş ilk önce kaşlarını çattı daha sonra bakışları yumuşadı ancak şimdi gözleri tuttuğum kolundaydı. Harelerinde şeytani ve serseri parıltılar görüyordum. Her an benimle dalga geçmeye başlayacakmış gibi duruyordu.
Buna rağmen yine de başımı eğmedim. Ani bir hareketle boşta duran eliyle bileğimi tuttuğunda, elimi kolundan ayırdı ve kolumu geriye doğru savurarak belime sabitledi. Aynı zamanda bedenimi kendine doğru çekmişti. Burunlarımız neredeyse birbirine değerken dudaklarımızın arasındaki kısa mesafe aklımı bulandırıyordu.
Kesik soluklarımız birbirine karışırken durmadı ve ileriye doğru adımlar atmaya başladı. Otomatik olarak geri geri yürümeye başladığımda çok geçmedi ki sırtıma değen soğuk duvarı hissettim.
Kolonun köşesi tam sırtımın ortasına denk geldiğinde canımın yanmasıyla ağzımdan ufak bir inilti kaçtı. Sırtımı bulunduğu yerden çekmek için hırsla kıpırdandığımda Ulaş sinirle, "Rahat dur!" dedi. Onu dinlemek istemeyen asi tarafım baskın gelirken, "Çekil," dedim gözlerine bakmamaya çalışarak, "Çekil dedim sana!"
"Ne dedin biraz önce? Tekrarla." Dişlerinin arasından kısık sesle konuştuğunda o benim aksime direkt olarak gözlerime bakıyordu. "Çekil dedim, kafan basmıyor mu?" Sesimin hafifçe titremesi kendime sövmeme sebep olsa da geri adım atmadım.
"Neredeyse cesaretli olduğunu düşünecektim ama sesin bir kez titredi, değil mi? Artık düşünemem."
Derin bir nefes aldım, biraz daha iyi hissettiğimde onu kendimden uzaklaştırmak için kullandığım elimi göğsüne koydum. Elimin altındaki sert kas kütlesi hafifçe kasıldığında sert bakışlarımla konuştum, "Soruma cevap verecek misin Ulaş Arslan?" Burnumu kıvırdım ve söylendim, "Soyadında meymenet yok..."
Son söylediğimi duyduğunu anladığımda derin bir nefes aldım. Yüzü ifadesizleştiğinde hiç beklemediğim bir şey oldu, bir anda kıkırdadı. Kaşlarım şaşkınlıkla çatıldığında güldüğü için yumuşayan yüz ifadesiyle yüzüme biraz daha yaklaştı. Gözlerinin kenarlarındaki çizgilerde bakışlarımı dolaştırırken burnunu yanağıma sürttü. "Arslan ikinci adım, soyadım Özdemir. Merak etmişsindir diye söylüyorum yani..."
Sesindeki muzip tını bir anlığına yumuşamama sebep olduğunda kafamı yana çevirerek gülmemek için titreyen dudaklarımı çaresizce ondan gizlemeye çalıştım.
"Gizleme." Fısıltısındaki tatlı ton rüyadan uyanmamı ister gibi beni kendime getirdiğinde yüzümü tekrar ona döndüm fakat artık ifadesizdim. "Neden yanında olduğumu söylediğimi merak ediyorsun, öyle mi?"
Konuşmadım sadece başımı salladım. "Keşke her şeyi hatırlasaydın güzelim," dedi şefkatli bir sesle. "Keşke sana söylediklerimi hatırlasaydın."
Sesimin yalvarır gibi çıkmasına mani olamadım, "Hatırlatır mısın? Dürüstçe her şeyi hatırlatır mısın bana, lütfen?" Kafamdaki boşluklar çekilmez bir hal almıştı ve ona güvenmekten bir şansım yoktu. Onu dinlemek istiyordum, en azından kafamda bir şeyler oluşsun istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i wanna be yours • chris evans
Fiksi Remaja"Bana acıma Ulaş, yanımda ol, özüme karış ama bana acıma." Ben bir gecede değiştim, şimdi bütün gecelerim onun. Bölümler düzenli bir şekilde gelecektir. 06.07.2021