Extra #4 Kane ve Jeff Nasıl Tanıştı

482 34 7
                                    

Jeff, Grey'e bakınırken gazinolara akın eden insanlar ve gece gösterilerinin ışıklı reklamları geceyi renklendiriyordu. Şu siyah pastel boyayı kazıyınca içinden renkler çıkan resim tekniği gibi. Jeff o şeyin adını hiç bir zaman öğrenememişti ama hoşuna giden şeylerden biriydi.

Bunun haricinde, hala aklı almıyordu, neredeyse iki metrelik takım elbiseli birini nasıl kaybetmişti?

Grey'le takılmaya başlamalarından beri çok zaman geçmemişti -bir yıldır beraberlerdi yani olaydan beri üç yıl olmuştu- ve hala onu göz önünde tutmayı başaramıyordu. Herif buhar gibiydi. Bir anda ortadan kayboluyordu.Yinede Jeff, onun o melankolik ve depresif hallerinin ardında neyin yattığını merak ediyordu. Grey inanılmazdı. Back To The Future'dan fırlamış gibiydi. Ve bu havalıydı.

Tabi Jeff'i Vegas'ın orta yerinde yanlız bırakınca değildi.

Jeff omuzlarında ki gerginliği hissetti. Canı bira istemişti. Garip bir biçimde. Grey'den vazgeçip bir yerlerde beklemeye karar verdi. O sırık onu nasılsa kolayca buluyordu.

Gördüğü ilk pub'a daldı. Tipik bir yerdi ama içinden bir ses fiyatların Vegas tarzı olduğunu söylüyordu. Yani donunuza kadar paranızı emmek isteyen bir işletme sahibi vardı. Tabi kaçak kumarı göze alan bir taneydi o ayrı.

Jeff poker masalarına ilgisizce baktı. Sarışın göz bandı olan deri ceketli bir çocuk göz alıyordu. O velet on sekiz yaşında olamazdı. Ama umursamadı, onun sorunu değildi sonuçta.

Bara oturdu ve bir bira söyledi. Sonra ise atkısını altından içmesi gerektiğini hatırladı. Pipetle bira içen ilk insan olarak tarihe geçme fikri onu güldürerek önüne fıçı bira koyan barmenden pipet istedi. Adam sorgulamadı ama tuhaf tuhaf bakmasından Jeff'i şüpheli bulduğu anlaşılıyordu.

Yüzüne kahrolası bir palyaço suratı çok iyi olurdu bebeğim, diye düşündü Jeff.
Kendi kendine gülmemek her zaman bu kadar kolay mıydı?

Pub kapısı şiddetle açılıncaya kadar her şey mükemmeldi. Ama bir bokluk olmadan Jeff hayatını sürdüremezdi değil mi?

Örneğin bir kaç hafta önce çıldırmış halde ki bir Jane Arkensaw'ın saldırısına uğramıştı. Ama elbette bu başka zamanın hikayesiydi.

Pub'a dalan devasa steroid yığını bir ayıya benziyordu. Sarı iblisimsi gözleri olan steroid pompalanmış bir ayıya. Jeff hiç iblis görmemişti ama bu gözlere başka bir tanımda bulamamıştı. Steroidli iblis en yakınındaki poker masasını bara doğru fırlattı ve tuhaf bir biçimde diğer masalarda kendi kendilerine havaya kalkıp bara yollandılar. Jeff kafasına yağan talaşlar yüzünden ipeksi saçlarına ne olacağını kestirmeye çalışıyordu.

Bu herif onun güzelliğini bozuyordu. Ölse kimse bir şey kaybetmezdi herhalde...

İnsanlar korkuyla pub'ı boşaltırken yerlerinde dikilen yanlızca iki kişi vardı. İntikam peşinde ki Jeff ve yüzünde sağlıksız bir sırıtışla steroidli tipe bakan sarı oğlan.

Çocuk ve Jeff göz göze geldiler. Jeff tek kaşını kaldırdı. Çocuk ise ona göz kırptı. Jeff steroidli iblis bara kamyon gibi çarparken son anda ayaklandı. Herif onu takip ederek pestilini çıkarmaya çalışırken, Jeff belindeki bıçağı çıkardı.

- Pekala piç kurusu, canına susamış gibisin, önce saçımı mahvet şimdide yüzüme nişan al, hiç iyi anlaşamayacağız dostum...

Adam ürkünç bir sesle güldü.

- Buuuuuuuuu dddddööööööşşşşeeemmmeeeeelllllllllleeeeeeeerrrrrrriiiiiinnnn aaaaaalllllttttttıııııınnnnnaaaaa ggggöööömmmmmmmmüüüülüüücccekkksssssssssssssiiiiiinnnnn...

Jeff kaşlarını kaldırdı.

- Kadınlar lafı uzatan erkekleri sevmediklerine göre harfleri uzaten erkekleri hiç sevmezler dostum, kız arkadaş istiyorsan, bunun çağresine baksak iyi olacak...

Adam kükrercesine Jeff'e saldırdı. Aynı anda bardaki dartlar, sandalyeler ve bardaklar Jeff'in üstüne hücum etti. Jeff otomatik olarak yüzünü korumak için bir pozisyon alırken sarışın önüne geçti ve bir şeyler mırıldanıp ellerini kaldırdı. Uçan nesneler yere inerken. Çocuk sırıtarak Jeff'e baktı.

- Bir iblisi kışkırttığının farkında mıydın?

Jeff yan yan güldü.

- Tahmin ediyordum...

Sarışın gülerek Jeff'i ve kendisini steroidli insan kamyonunun yolundan çekti.

- O iblisi çıkarabilirim ama onu bağlamamız lazım...

Jeff ayağa kalkıp pantolonunu silkeledi.

- Sen ipi bul ben bağlarım...

Çocuk oturduğu yere yönelip sağlam görünümlü bir ipi el çantasından çıkardı ve Jeff'e fırlattı. Jeff bir an tek kaşını kaldırdıysada omuz silkip kendine doğru üçüncü turunu atan insan kırması ayıya yöneldi. Tek yapması gereken onunla biraz oynamaktı. Adam hızla ona doğru gelince yana sıçradı ve kalaslardan birini döndü. Adam ona uzanırken bacaklarının arasından geçip ipi bacaklarına doladı. Aynı yöntemle ipi adamın vücuduna ve kalaslara dolayınca sarışına göz ucuyla ipin yerdeki ucunu işaret etti. İkisi aynı anda ipleri gerince adam ağa takılmış bir böcekle çarmıha gerilmiş İsa karışımı bir şeye döndü. İpleri kalaslara bağladıktan sonra. Çocuk adamın karşısına geçip latince bir dua okumaya başladı. Jeff yanlızca duvara yaslanıp izledi. Çocuğun işi bitince Jeff kaşlarını kaldırdı.

- Şeytan çıkarma için daima hazır mısındır?

Çocuk güldü.

- Şehirde iblis hareketliliği görünce hazırlıklı geldim.

Jeff sırıtıp elini uzattı.

- Ben Jeff.

- Ben Kane.

Jeff kaşlarını kaldırdı.

- Kane Pyce mı?

Kane sırıttı.

- Jeffrey Woods mu?

Jeff, güldü.

- İyi işti iblis çocuk. Bir daha büyü ile ilgili birşey lazım olursa sana geleceğim.

Kane güldü. Ama kafa sallamakla yetindi. Çantası için geri dönerken sırıtıyordu.

- Saçların için krem işe yarayabilir...

Jeff ona hayretle döndüğünde Kane Pyce'ın orada olmadığını gördü. İç çekip boynunda gevşekçe duran atkıyla ağzını sıkıca örttü ve pub'dan çıktı. Düşündüğünden hareketli bir gece olmuştu, ama işin iyi tarafı biraya fazladan para ödememişti. Bara altı dolar koymuş olmak onu mutlu etti. Vegas'lılara kazık atmıştı.

Ve katil bir büyücüyle tanışmıştı.

Renkli bir geceydi...

Katiller KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin