4.9

186K 9.5K 1K
                                    

Kitabımda reklam yapmanızı istemiyorum. Başka kitaplardan vibe aldım gibi saçma sapan yorumlarda yapmayın. Dalgasına 1 haftada yazdığım bir kitap.

Başlıyoruz iyi okunmalar:)

---

Eteğimi biraz daha aşağı çekiştirip, diz altıma getirdim. Giydiğim kalem eteğim, krem rengi gömleğimle çok tatlı olmu- hayır olmamıştım. Şu Şeyma anneciğim gitse de kendi halime dönebilseydim.

Derin nefes alıp, köşeye bıraktığım paketi alı, kapıyı çaldım. Birkaç saniye sonra kapıyı açan Şeyma teyze elimde ki paketi alıp;

''Kızım ne zahmet ettin! Vah yavrum ya misafir adaplarını da biliyor!'' Şeyma annecim dağda yetişmedim ya ben.

''Biz de böyle Şeyma teyzeciğim.'' Kapının arkasından çekilmesinin ardından içeri girdim. Kabanımı çıkartıp, astım. Evi bilmediğim için beni yönlendirmesine izin verdim. 

Salona geçtiğimizde Ay masayı hazırlıyordu. Fatih aşkım nerede ya? Gözlerimin onu aradığını fark eden Şeyma teyze;

''Fatihi komutanı çağırdı kızım gelir birazdan.'' dedi. Kafamı sallayarak onayladım. Beş yüz tane asker vardı niye onu çağırıyorsun ya?

''Hadi biz masaya geçelim o gelir.'' dedi Şeyma teyze. Benim boğazımdan Fatihsiz geçer mi Şeyma anneci- demeye kalmadan kapı çaldı. Geldi gönlümün sultanı.

Kapıya koşar adım gidip, açtım. Özlemiştim şerefsizi.

 Kapıda beni gören Fatih buruk bir tebessüm bırakıp, bir şey demeden içeri geçti. Ne oluyor lan? Şeyma teyze;
 

''Hayır olsun oğlum ne oldu?''  Fatihin bakışları beni bulurken;

''Göreve gidiyorum.'' dedi. Daha yeni gelmemiş miydi? Hem Vatani görev ona elbet karışamazdım neden böyleydi ki? Şeyma teyze benim düşüncelerimi duymuş olacak ki;

''Zaten sürekli gidiyorsun oğlum neden böylesin?'' Fatihin gözleri yüzümü tarayıp, tekrar gözlerimi buldu.

''Bu sefer farklı. Üç ay yokum.'' Ağzım şaşkınlıkla açılırken ciddi olup, olmadığını düşündüm.  Şeyma teyzenin bakışları bizi bulurken;

''Tamam oğlum siz konuşun, biz sonra konuşuruz.'' dedi  ve içeri gitti. Kendimde en sonunda konuşma gücünü bulup;

''Ne zaman gidiyorsun?'' dedim. Bakışlarını kaçırıp;

''Yarın... Sanırım şimdi vedalaşmamız gerekiyor.'' dedi. Vedalardan nefret ederim. Üzgünüm komutan. Bana doğru adım atacağı zaman, elimi kaldırarak durmasını sağladım. Gözlerim doluyordu. 

İnsanların beni ağlarken görmesinden nefret ediyordum. Arkamı dönüp gidecekken Fatih belimden tutarak, kendine döndürüp, sarıldı.

''Yapma böyle gözümün nuru.'' Göz yaşlarım boynuna akarken hissetmemesi için kafamı eğdim.

''İyide iki ay sonra ben İstanbul'a döneceğim.'' dedim. Hayatımda hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.  Fatih başımın üstünü öpüp;

''Dön ne olacak sanki? Gelemeyecek miyim yanına?'' Kafamı iki yana salladım. Aynı şey olmayacaktı.

''Sana söz veriyorum Kiraz döndüğümde harika bir sürprizle karşılaşacaksın. Biz ilk gün ki gibi konuşmaya devam edeceğiz. Tamam mı göz nurum?'' Kafamı tamam anlamında aşağı yukarı salladım. 

Başka çarem yoktu.

BÖLÜM SONU HEHEEHHEHE HEP MİZAH HEP MİZAH NEREYE KADAR OĞLM 

Bu bölüm kısa olarak atılması lazımdı olay olması için :)

Komutanım -texting ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin