CHILDHOOD DREAM | TAENNIE +18

0.7

Dersler bitmiş okuldan çıkmıştık.

Rosé'nin ısrarıyla "Jennie'nin Kai'nin annesini bozguna uğratması Zaferi"ni kutlayacaktık..

Bu kız tam bir deliydi ama seviyordum..

Yavaş yavaş okulun önündeki kafeye adımlarken bir yandan sohbet ediyorduk.

"Ama Jennie ne güzel bozdu kadını."

"Benim güzelim çarpar insanı öyle."

"Dikkat et seni de çarpmayayım Taehyung."

Üçünün birden gülüşmesiyle onlara katılmıştım. Taehyung'un kolunu omzumdan iterken Rosé'nin bana göz kırptığını görebiliyordum.

Hâlâ o konuda ima yapıyordu..

"Ee ne olacak şimdi? Taehyung hakkında şikayette bulunulmayacak yani değil mi?"

Jungkook'un sorusu beni düşündürmüştü.

Gerçekten hâlâ şikayet edebilirlerdi.

Tabi mahkemeye verilmeyi göze alırlarsa.

"Yok be oğlum. Yemez artık. Jennie'ye neler söyledi, mahkemede bunlar duyulsun kadın tak suçlu bulunur."

"Zaten Jennie verdi ağzının payını. Benim güzelime dediği şeyler yenilir yutulur türden değildi."

Rosé kolunu omzuma atarken hafifçe tebessüm ederek başımı sallamıştım.

Açıkçası aklım hâlâ Kai'deydi.

"Sende mi Jennie?" Demesi beni üzmüştü. Arkadaşları vardı evet ama kendini yalnız hissettiği kesindi.

"Ne düşünüyorsun güzelim?"

Düşüncelerimi bölen kişi Taehyung olmuştu.

"Hiç, öylesine."

Taehyung inanmayan bir bakış atmıştı ki haklıydı.

Seni doğumundan beri tanıyan kişi buna inanır mıydı gerçekten salak Jennie?

"Daha sonra hallederiz bunu."

"Hmhm"

______________________

"Ya ben seçemem işte, siz ne yiyecekseniz seçin ondan yiyeyim."

Tam tamına iki saattir yemek seçtiğimize inanamıyordum..

O kadar inatlardı ki, bunalmıştım.

"Sizin gibi güzel bir hanımefendiye, güzel tatlılarımızdan ikram edebiliriz."

Bu sözleri duyar duymaz gözlerim Taehyung'a kaymıştı.

Kaşları çatılmış, çenesi gerilmişti.

"Sevgilim karar verince size söyler, teşekkür ederiz."

Sevgilim?

Ne?

Biz? Taehyung ile? Ben?

Bir dakika ya?

"Ne?"

"Susar mısın Jennie?"

Gözleri ile garsonu işaret etmişti.

Haklıydı, Taehyung'u boşa çıkaramazdım.

Gözlerim Rosé ile buluştuğunda yine o imalı bakışlarını atıyordu.

E ama artık yetmişti.

Çabuk bir hamleyle ayağım ile masanın altından Rosé'ye vurmuştum.