selamlarr
nasılsınızzzzzzz
şimdiden kurban bayramınız kutlu ve mübarek olsunn. umarım bu bayramı doyasıya geçirirsiniz sevdiklerinize beraberr
o zaman iyi okumalarrr!
SINIR: 60 OY 50 YORUM
21. KORKUNUN İÇİNDEKİ RENK
Kadife – ince taneleri
maNga – ben bir palyaçoyum
Kasım 2019
Masamın üzerine dağıttığım kâğıt yığınına bakarken, ilk hangisinden başlarsam önce bitirebilirim diye düşünüyordum. Yaklaşık bir saattir masamda ümitsizce kâğıtta yazanları ezberlemeye çalışıyordum ancak bir türlü kelimeler zihnimde kalmıyordu. Sinirli bir şekilde coğrafya ve tarih notlarına baktım. Eğer yarın bunlardan sınava girecek olmasam asla yüzlerine bile bakmayacağım derslerdi.
"Off!" dedim ve elimde çevirip durduğum kalemi masanın üzerine attım. Ardından bakışlarımı masa saatime indirdim. Gördüğüm saatle daha da sinirlenmeden edememiştim. Gecenin ikisi olmuştu ve ben neredeyse üç saattir bu masanın başındayım. Evdeki herkes kendi köşelerine çekildikleri gibi, ben de ders çalışmak için odama çıkmıştım ama nereden bilebilirdim ki bu kadar zamanı mı alacağını? Keşke babamı dinleyerek sayısal seçseymişim bazen demeden edemiyordum.
Başımı ellerimin arasına alıp sinirden ağlamamak için kendimi sıktım. Durmadan, yarın ki sınavdan düşük alırsam eğer babamın yüzüne nasıl bakacağımı düşünüyordum. Bu sefer gerçekten hayallerime veda etmem gerekecekti. Sonum gelmişti. Beni zorla şirkette çalıştırmak için sayısal bölümüne geçirecekti. Ben de onun bu kararına karşı çıkamayacaktım elbette ki. Çünkü babamın, "Notların düşük gelirse eğer Zerda, bir daha ki sefere yükseltirim baba sözünü dinlemem. Ona göre planını yap," diye sert bir sesle bu cümleyi kuruşunu dün demiş gibi hatırlıyordum.
Hayır Zerda, diye fısıldadım içimden. Babanı bu sefer şaşırtacaksın. Bu sefer bir dahaki sefer demeyeceksin. Bu sefer o istediğin notları alacaksın. Tarih dediğin nedir ki? Eskiden en sevdiğin dersti. Hele coğrafya; senin bitkileri sevmeni sağlayan dersti. Yaparsın sen, korkma. Korkunun rengi siyahtır. Unutma.
Başımı ellerimin arasından kurtarıp, önümdeki çıktılara baktım tekrardan. Beş biri beş biriydi. Sakince kağıtları parmaklarımın arasına aldım ve bir nefes koydum. İlk baş konu başlıklarına baktım, sonra da konuların sıralarına göre hazırladım kâğıtları. Şöyle bir baktığımda on ikinci sınıf konuları fazla gözükmüyor gibiydi. Az ve özdü.
Tam Ipad'ımı açıp konulara başlayacakken, soğuk kahvemin bittiğini fark ettim. Bu üçüncü bitişiydi. Bu gidişle bugün uyku yüzü göremeyecektim çünkü kahvesiz ders veyahut bir şey yapamıyordum. Bundandır ki dördüncüyü doldurmak için bardağımı alıp masadan kalktım. Merdivenlerden inerken ses yapmamaya çalıştım. Evdekilerinin uyuduğunu biliyordum, en ufak seste uyanan bir ablaya sahiptim. Ses yapmadan mutfağa indiğimde, ışığı yakmadan buzluktan buzluğu çıkarıp tezgâha yöneldim. Daha demin de soğuk kahve yapmak için buraya inmiştim, o yüzden malzemeleri tezgâhın üzerine bırakmıştım bilerek. Nedense bir kez daha ineceğimi biliyordum.
İlk bardağa granül kahve ve sıcak su döktüm arından buzları da ekleyip, son olarak sütü de döküp karıştırdım. Kalçamı tezgâha yaslamış bir şekilde elimdeki kahveyi karıştırırken, bakışlarım sokak lambasının aydınlattığı bahçemizde geziniyordu. En yakın zamanda bahçeye el atmam gerekiyordu. Sonuç olarak evimizde ne bahçıvan ne temizlik yardımcısı vardı. İşlerimizi kendimiz görürdük genel de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞ ON YEDİ |TAMAMALANDI|
Fiksi RemajaSuçlular Serisi I. KİTAP ❝Özür dilerim anne, ben bir suçluya aşık oldum.❞ ©2020 | mellifluoes