1. Dilenci

58 0 0
                                    




   Ankara Bestekar sokak; hava kararmaya başlamıştı. Bulutlu akşamüzeri seması mor pembe parıldıyordu. Hava Ankara baharı kokuyordu. Ne güzel bir gündü. Ankara'da yaşayanların şehrin tatlı boğuculuğuyla baş etmek için sevmeyi ve mutlu olmayı öğrendikleri türden basit ve tipik bir akşamüzeri... Yurt dışındaki okulundan yeni dönmüştü, bir yıldır Ankara'da değildi. Özlemişti. Arkadaşlarıyla buluşacaktı. Onları beklerken paketinden  sigara çıkardı, tam çakmağın ateşini sigarasına hizalarken uzaktan yaklaşan çocuğu gördü. Polat. Herkes bilirdi Polat'ı, yazarımız herkesten biraz fazla. Çocukluğunu bilirdi. Yazar liseyi Tunalı'da okumuştu, küçüklüğünü anımsadı çocuğun. Aklına çocukla olan kafasında yer edinmiş bir dizi anısı geldi; zorla bir çay parasına ''Zaten satamıyorum.'' diyerek 3 çay verdiği, oturup hal hatır sorup sohbet ettikleri, sürekli Tunalı'da karşılaştıkları günleri hatırladı. Çocuk yaklaştı, para istedi. Yazar Polat'ın onu tanımamasına bozularaktan sordu ;


-Ne yapıyorsun Polat, hatırlamadın mı beni?
-...
-Bir abla vardı hani, Cin şakası yapmıştı bize, sen de vardın.
-He hatırladım.


   Çıkartıp beş lira uzattı, ve bunu yaparken kendini iyi de hisseti. Oysaki durumu da iyiydi, belki de bir dilenciye beş lira verdiği için hissettiği bu gurur ve mutluluk hali bir hastalıktı. Çocuk teşekkür etti ve gitti... 


    Ertesi gün tekrar karşılaştılar. Polat tekrar geldi, bu sefer yazarımızı tanıyaraktan; köpeklerin onları besleyen insanlarla olan husumeti gibi çok uzaklardan avını seçti ve yaklaştı. Şartlı bir refleks ile yine para istedi. Eskiden samimi davrandıkları, ahbaplık ettikleri temiz kalpli çocuğa acıdı. "Daha dün istedin Polat, bokunu çıkarmasan mı?"  diyerek para vermedi. Bu hareketiyle Polat'ın ilgisini de hemencecik kaybedivermişti. Polat uzaklaşırken yazar kaybettiği ilgiden memnun bir şekilde sokağı adımlamaya başladı. Dilencilik feci bir hastalık diye düşündü, insanı nasıl da arsızlaştırıyordu. Sinirlendi. Durdu, arkasını döndü; artık uzaklaşmış dilencinin arkasından baktı... Ne farkları vardı ki, onları ayıran belki de sadece şanstı. Sanki çocuğun ne suçu vardı. Maddi durum, hayat şartları, bir insanın gurunu ve haysiyetini kendi isteği olmadan alt üst edebilir miydi? Bilemezdi, hiç bu durumda bulunmamıştı. Az önce Polat'a duyduğu sinir için kendine öfkelendi; hata çocukta değildi, belki de bütün insanlıktaydı. Tadı kaçmış adımlarla StarBucks'a yöneldi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 13, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DilenciWhere stories live. Discover now